FETÖ'ye karşı mücadelesinde, Recep Tayyip Erdoğan'ın
hakkını bir kez daha teslim edelim. 17-25'ten çok önce
başlatılan bu mücadelenin ne kadar kutlu bir
mücadele olduğunu, gelecekte yaşarsak hep birlikte
göreceğiz.
Tayyip Bey, bu mücadelede "yalnız" bırakıldığını söyledi
hatırlarsanız.
Haksız değil!
"Ne yaman adam" diye adam yerine koyduklarımız,
17-25'ten sonra, AK Parti çatısı altında saf değiştirdi. Hem
de Tayyip Erdoğan'ın kendisine bahşettiği koltukta
oturarak!
FETÖ teröristleri Erdoğan'ı derdest etme plânları yaparken,
beynini ve bedenini şeytanın esaretine teslim eden bir kesim var
ki, uluorta "Hele ben bir Başbakan olayım
göreceksiniz!" diyerek, gözdağı vermekten
çekinmiyordu!
Manşet hazzını, yaptığı sivri çıkışlarla kim
yaşadı o dönemlerde?
Biz bunların ne mal olduklarını Beyaz
ekranlarda söylerken, programı yöneten arkadaşlar,
"Hocama laf söyletmem" diyordu vaktinde. Hocaları
dinlenme localarında şimdi. O arkadaşlar da ekranlarda boy
gösteriyor hâlâ...
FETÖ mücadelesinde, Tayyip Erdoğan'ın elinden
tutup, il başkanı yaptığı, milletvekili yaptığı, bakan
yaptığı, Meclis Başkanı yaptığı, Başbakan yaptığı, hatta
Cumhurbaşkanı yaptığı hiç kimse yoktu yanında. 17-25'ten
sonra, FETÖ'nün değirmenine su taşıyanların her
biri, kişisel bloglarında yazar kesildiler başımıza. 15 Temmuz
akşamına kadar, "Tayyip'in yanlışları" konusunda
fetva verdiler sağa sola!
AK Parti'nin kapıları açıldı diye, Süleyman Soylu'ya
bilenenler, 15 Temmuz gecesi, Süleyman Soylu'nun tırnağı
bile olamadılar. Onlar, sıcacık evlerinde avuç ovuştururken,
Türkiye sokaktaydı, Süleyman Soylu da
TRT'de..
Erdoğan'ın sağ olduğunu CNN Türk'te görmeden önce
ekranlara çıkıp hırlasaydılar ya... Bu milletin lideri, halkı
sokağa çağırmadan önce boy gösterme cesareti gösterseydiler
ya..
15 Temmuz'un üzerinden 3.5 ay geçmiş, ben bunları niye
yazıyorum?
Yanlış giden bir şeyler var dostlar, o yüzden
yazıyorum.
FETÖ mücadelesinde yanlışlar
yapılıyor.
O yanlışlar, FETÖ mücadelesini başka yönlere çekiyor. Mağdur
sayısı arttıkça, işin rengi değiştiriyor. İşin rengi değiştikçe,
Erdoğan'a çemkiren kesim, tıpkı geçmişte olduğu
gibi, yine evinde avuçlarını ovuşturuyor.
Nedir bu yanlışlar?
FETÖ'nün, bir silah olarak
kullanılması en büyük yanlış!
Bakanlıkta bir işi var arkadaşın, işi olmayınca röportaj
yaptığımız bakanlar oracıkta FETÖCÜ
olabiliyor mesela...
Bir kamu bankasının en tepesinde gözü var arkadaşın. İstediğini
alamayınca, o bankanın genel müdürü oracıkta FETÖCÜ
olabiliyor mesela...
İşadamından sahibi olduğu siteye, gazeteye, televizyona reklam
ister arkadaş... İstediği olmayınca, o işadamı oracıkta
FETÖCÜ olabiliyor mesela..
Listeyi uzatabilirim...
Bunları yazdığımızda ya da söylediğimizde...
FETÖ silahını bu sefer bize doğrultuyor şeref
yoksunu mahlukatlar!
Ayşe Böhürler'le ilgili yazılanlara google şahittir.
AK Parti'nin kurucusu ve sevdalısı olan
Böhürler iki gündür, anası, babası, künyesi, yeri yurdu belli
olmayan bu haysiyet cellatları tarafından linç
ediliyor...
Karşılığı olmayan, piyasanın silikleri, kâh twitter'da, kâh
orada, kâh burada FETÖ'yü makinalı tüfek gibi
kullanıyor.
Bir yanda kutlu bir mücadele...
Öte yandan boğazına kadar pisliğe batan kahpe bir
düzen.
Bu kahpelik nereye kadar sürecek?
Bu meseleyi bir kez daha konuşalım...
Yarın...