FETÖ'cü eski hakimden duruşmada ibretlik savunma
Abone olFETÖ/PDY soruşturması kapsamında meslekten ihraç edilen ve hapis cezası istenen eski hakimler Mustafa Göçer Harun Gökdağ'ın savunmaları pes dedirtti.
FETÖ'den yargılanan eski hakim Göçer, "Şeytana uydum,
büyük hata ettim." dedi. "Ben de yüz kere, bin kere tövbe ediyorum"
açıklamasını yapan Göçer, şunları söyledi: "Biz resmen aldatıldık,
istismar edildik. İddianamedeki deyimle kafalandık, devşirildik.
Hatamın farkındayım, pişmanlığım hat safhada. Gökte uçtuğunu
görsem, deseler ki bu evliyadır, kimsenin peşinden
gitmem."
Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY)
soruşturması kapsamında meslekten ihraç edilen ve haklarında
''silahlı terör örgütüne üye olma'' suçundan on beşer yıla kadar
hapis cezası istenen eski hakimler Mustafa Göçer ve Harun Gökdağ'ın
yargılanmasına başlandı.
İlk derece mahkemesi sıfatıyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinde yapılan duruşmaya, tutuksuz sanık eski hakim Mustafa Göçer ile avukatı katıldı. Diğer tutuksuz sanık eski hakim Harun Gökdağ ise duruşmaya gelmedi.
Ceza Dairesi Başkanı Nazım Durmaz, sanıkların kullandıkları telefonlara ilişkin HTS kayıtlarının Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca mahkemeye gönderildiğini tutanağa geçirdi.
TELEFONUNDA BYLCOK ÇIKTI
İddianameye ilişkin özet bilgi veren başkan Durmaz, iddianamede
sanık Göçer'in Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde hukuk dairesi
hakimi olarak görev yaptığı, Bank Asya'dan kredi kullandığı, etkin
pişmanlık gösterdiği ve ByLock kullandığının tespit edildiği
yönünde bilgiler bulunduğunu tutanağa yazdırdı.
Duruşmada kimlik tespitinin ardından söz alan sanık Göçer,
güvenliği ve kendisini daha iyi ifade edebilmesi için duruşmanın
gizli yapılmasını talep ederek, "Eğer bu örgüt gerçekten vahim bir
örgütse gizlilik kararı verilmesinin elzem olduğunu düşünüyorum."
dedi.
Ceza Dairesi Başkanı Durmaz'ın, duruşmanın gizli yapılması talebini reddetmesi üzerine yeniden söz alan sanık Göçer, "İleride başıma bir şey gelirse bu kararın etkisinin olacağını düşünüyorum." ifadesini kullandı.
"ŞEYTANA UYDUM"
Daha sonra savunmasına geçen sanık Göçer, "Öncelikle şu malum
yapının gerçek yüzünü görmediğim için pişmanım. Nasıl olmayayım ki.
Ocağıma ateş düştü. Kader diyorum, sabrediyorum. İnsanlar aldanır.
Şeytana uydum, büyük hata ettim. Her şeyimi kaybettim. Malum
yapının darbe gününe kadar silahlı terör örgütü olduğuna dair bir
durum söz konusu olmamıştı. Malum yapı, bir şekilde suç örgütüne
evrilmiştir." dedi.
Devlet yetkililerinin, etkin pişmanlığı özendirici beyanlarda bulunduklarını aktaran Göçer, şöyle devam etti:
"YÜZ KERE BİN KERE TÖVBE EDİYORUM"
"Ben de yüz kere, bin kere tövbe ediyorum. Ben herhangi bir suça
iştirak etmeden yakalandım. Verdiğim isimlerle, ifadelerle örgütün
dağıtılmasını, maddi hakikate ulaşılması için sivil yargı imamı
Y.D. hakkında detaylı somut bilgiler verdim. Bu kişi, akıllı
telefonum yok iken üzerimde baskı uygulayarak akıllı telefonu alıp
getirip yükleyerek bana getiren şahıstır. Tarih 11 Ağustos, darbe
olmuş, üzerinden bir ay geçmiş, sivil imam hakkında bilgi veren ilk
kişi olduğumu sanıyorum. Savcının odasında da fotoğraftan teşhis ve
tespit ettim. Daha sonra bu şahsın önemli biri olduğu, darbe
hazırlığından haberdar olduğu, medya haberlerine
yansımıştır."
"AKILLI TELEFONUM DAHİ YOKTU"
Göçer, örgütün yanlış yola girdiğini anladığını ve arasını açmaya
çalıştığını iddia ederek, "Ama ne fayda... Girmişsin, çıkamıyorsun.
Sivil imama görüşmek istemediğimi söyledim. O da 'gelip gitme, bir
program yükleyelim, notlarını buradan alırsın' dedi. 'Akıllı
telefon al' dedi. Akıllı telefonum dahi yoktu, en son kendisi bana
akıllı telefon getirdi. Örgütün gerçek bir mensubu olsaydım
itirafçı olmazdım, etkin pişmanlıktan yararlanmazdım. Okullarında
okumadım, dershanelerine gitmedim. Ben başarılı bir hakimdim."
ifadelerini kullandı.
"BU DÜNYANIN RENGİNE ALDANDIM"
Eşinin adına da Bank Asya'dan konut kredisi çektiğini
anlatan Göçer, 15 Temmuz'da EFT ile Bank Asya'ya havale
çıkardığını belirterek, "Bir FETÖ'cü, FETÖ'nün kemik adamı, Bank
Asya'nın kıyısından, köşesinden geçmez, hastanesine gitmez,
okullarına çocuklarını göndermez. Bu yasaktı başkanım. Ben klasik
FETÖ'cü olsam bu hataları yapmaz, delil bırakmazdım." savunmasını
yaptı.
Okuma yazma bilmeyen bir anne ve babanın çocuğu olduğunu, inşaatlarda, pazar yerlerinde çalışarak okuduğunu savunan Göçer, ifadesinde şunları kaydetti:
"KAFALANDIK DEVŞİRİLDİK"
"Allah bana hakimlik gibi kutsal bir meslek nasip etti. Zor buldum,
kolay kaybettim. Devletime yapmış olduğun vahim hatadan dolayı
meslekten ihraç edildim. Biz resmen aldatıldık, istismar edildik.
İddianamedeki deyimle kafalandık, devşirildik. Hatamın farkındayım,
pişmanlığım hat safhada. Gökte uçtuğunu görsem, deseler ki bu
evliyadır, kimsenin peşinden gitmem. Devletimden, milletimden
binlerce kez özür diliyorum. Devletimin şefkatine, adaletine ve
vicdanına sığınıyorum."
Sanık Göçer, her pazartesi karakola imza şeklindeki adli kontrol şartının yumuşatılmasını, hakkında bulunan yurtdışına çıkış yasağının da kaldırılmasını talep ederek, yargılama sonunda beraatini istedi.
"BYLOCK'A NE YAZIYORLAR DİYE MERAK EDİP GİRİŞ
YAPTIM"
Duruşmada daha sonra başkan Durmaz HTS kayıtlarında ABD, Suudi
Arabistan, New York, Fransa gibi yurtdışı görüşmelerinin
bulunduğunu, Kimse Yok Mu Derneği'yle 76 defa görüşmenin yanı
sıra haklarında FETÖ'den işlem yapılan 2 kişiyle
görüşmelerinin tespit edildiği yönünde bilgiler bulunduğunu sanık
Göçer'e sordu.
Bunun üzerine Göçer, o dönem oğlunun ABD'ye eğitime gittiği, annesinin de Umre'de bulunduğu için yurtdışı görüşmelerinin bulunduğunu savunarak, Kimse Yok Mu Derneğiyle görüşme yapmadığını, sadece dini duygularla 5 lira bağışta bulunduğunu öne sürdü.
Bu arada Duruşma Savcısı Hüseyin Kaya'nın, ByLock görüşmelerinde 5 defa arama yaptığı kişinin kim olduğunu sorduğu Göçer, "Kim olduğunu hatırlamıyorum. Ben ByLock'ta kardeşimden başka FETÖ üyesiyle görüşmedim. Ya da olsa olsa ifadelerimde ismini verdiğim yargı imamı Y. D. olabilir diye düşünüyorum. ByLock'da da 'Ne yazıyorlar?' diye merak ettim. Bir ya da iki kez giriş yaptım. Dini içerikli yazılar vardı. ABD'den hocadan gelen notlar vardı." dedi.
Daha sonra ara kararını açıklayan Ceza Dairesi, diğer sanık Harun Gökdağ'ın savunmasının alınabilmesi için Ankara Ağır Ceza Mahkemesine talimat yazılmasına karar verdi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığından ismi geçen Y.D. hakkında soruşturma yürütülüp yürütülmediğinin sorulmasını kararlaştıran daire, sanık Göçer hakkında bulunan imza atma şeklinde adli kontrol tedbirinin kaldırılmasına, yurt dışı çıkış yasağının da devamına hükmederek, duruşmayı erteledi.
FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin yürütülen soruşturmalar kapsamında Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde görevliyken meslekten ihraç edilen eski hakimler Mustafa Göçer ve Harun Gökdağ hakkında yürütülen soruşturma dosyası görevsizlik kararıyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderildi.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanıklar Göçer ve Gökdağ'ın "silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan 7,5 yıldan on beşer yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.