FETÖ'cü darbeciler baltayı taşa vurdu! O rapor tamamlandı
Abone olGenelkurmay Başkanlığı, FETÖ darbe girişimine ilişkin hazırladığı raporda, askerlerin "tatbikat var" denilerek kandırılamayacağını açıkladı.
Genelkurmay Başkanlığı, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe
girişimiyle ilgili örgüt militanlarının mahkemelerde yaptığı
savunmalarda kullandıkları en büyük kozu çürüttü.
TSK tarafından hazırlanan ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına
gönderilen bilirkişi raporunda, 15 Temmuz gecesi yaşanan olayların,
Türk Silahlı Kuvvetlerinde (TSK) yapılan alarm, eğitim ve tatbikat
faaliyetleri ile izah edebilmenin hiçbir şartta mümkün olmadığı,
tatbikatların bir senaryoya dayalı, önceden planlanan tarihte ve
tüm hazırlıklar yerine getirildikten sonra icra edilebildiği
belirtildi.
SAVCILIK "TATBİKAT NEDİR?" DİYE SORDU
Darbe girişimiyle ilgili soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet
Başsavcılığınca FETÖ/PDY üyesi oldukları iddiasıyla yargılanan
sanıkların o geceye ilişkin "Alarm emri verildi, tatbikat
zannettik" şeklindeki ifadeleri üzerine, TSK'ya,
"alarm ve tatbikatlarla ilgili usuller, 15 Temmuz
gecesi yaşananların alarm ve tatbikatlarla izah edilip
edilemeyeceği, alarm ve tatbikatlar içerisinde yürütülen
faaliyetlerin neler olduğu" soruldu.
"TÜM TATBİKATLAR ÖNCEDEN HABER VERİLİR"
Başsavcılığın talebi doğrultusunda Genelkurmay Başkanlığınca
hazırlanan bilirkişi raporunda, tatbikat eğitimlerinin TSK
içerisinde sürekli icra edilen rutin faaliyetlerden olduğu, tüm
eğitim faaliyetleri gibi tatbikatların da önceden belirlenmiş bir
"Eğitim Faaliyet Takvimi"ne dayalı planlandığı ve icra edildiği
kaydedildi.
Tatbikatlar icra edilmeden önce tamamlayıcı mahiyette bazı alt
eğitimlerin yapılmasının gerekli olduğu bildirilen raporda,
tatbikatların icra edilecek birliğin seviyesine göre, haftalar veya
aylar öncesinden hazırlık yapılmasını gerektiren faaliyetler
arasında yer aldığı aktarıldı.
"ASLA GERÇEK MERMİ KULLANILMAZ"
TSK'daki tüm tatbikatların, eğitim yılı başında planlandığı ve en
geç 15 Haziran tarihi itibarıyla tamamlanacağı vurgulanan raporda,
TSK'da hangi seviyede olursa olsun alarm veya tatbikatlar sırasında
gerçek mermi kullanılmasının ancak bu maksat için özel belirlenmiş,
atış sahalarında ve son derece detaylı emniyet tedbirleri alınmak
suretiyle mümkün olacağı anlatıldı.
"PERSONELİN DIŞARI ÇIKMASI MÜMKÜN DEĞİL"
Raporda, alarm eğitimlerinin, TSK'da aniden gerçekleşen bir durumda
birliğin reaksiyon süresinin ölçülmesi amacıyla yürütüldüğü, alarm
emrinin mesai saatleri dışında icra edilmesi durumunda personelin
ikametgahına motorlu haberci gönderilerek önceden hazırlanmış
kapalı zarf içindeki alarm emrinin yazılı tebliğ edilmesi suretiyle
alarm durumundan haberdar edilerek, birliğe derhal katılmasının
isteneceği vurgulandı. Bilirkişi raporunda şu tespitlere yer
verildi:
"Personele alarm haberinin verilmesi için sivil telefon hattı, cep
telefonu, telsiz, e-mail veya başka sivil haberleşme vasıtası
kullanılmaz. Normal şartlarda böyle bir usul olmamasına rağmen,
gerek hızlı olması gerekse çok yaygın olması nedeniyle ivedi haber
verilmek maksadıyla bazı birlikler tarafından birlik komutanlarının
müsadesiyle cep telefonunun da kullanılabileceği
değerlendirilmektedir.
"PLANSIZ VE ANİDEN TATBİKAT OLMAZ"
Raporda, 15 Temmuz 2016 gecesi yaşanan olaylar, TSK'da icra edilen
alarm ve tatbikatlar açısından da değerlendirildi.
Bilirkişi raporunda, 15 Temmuz tarihinin, normal şartlarda alarm ve
tatbikat gibi eğitimlerin asgari bir ay önceden tamamlandığı ve
atama gören personelin ilişik kestiği, mehil müddeti kullandığı
veya izinli bulunduğu bir dönem olduğuna işaret edilerek,
"Böyle bir dönemde kendisine alarm veya tatbikat olduğu
emri verilen profesyonel bir TSK mensubunun böyle bir emri hayatın
olağan akışına aykırı bularak sorgulaması gerekir. Ayrıca plansız
ve aniden tatbikat olmaz. Alarm eğitimi de aniden haber verilse
bile kışla içerisinde icra edilir, dışarı çıkılmaz."
bilgisi paylaşıldı.
Tatbikatların, birliğe tahsisli eğitim alanlarında önceden planlı
bir faaliyet olarak icra edildiği belirtilen raporda, şu tespitler
yapıldı:
"BUNUN TEK AÇIKLAMASI DARBEDİR"
"Bütün bunlara rağmen 15 Temmuz gibi planlı tatbikatlarla alakasız
bir tarihte kışlasına çağrılan şahısların alarm ve tatbikatlarda
icra edilen rutin faaliyetlerin tam aksine olacak şekilde, yoklama
alınmadan, birlik bütünlüğü oluşturulmadan rastgele toplanılarak,
gerçek mühimmat alarak birliğin planlı görevleriyle uyuşmayan sivil
veya askeri yerlere intikal etmesi ve o mahallerde silahsız
insanlara dahi ateş açacak şekilde davranması ancak örgüt saikiyle
hareket ederek, darbe yapmak düşüncesiyle izah edilebilir. Bunun
alarm veya tatbikat kavramlarıyla ilişkilendirilmesi asla mümkün
değildir."
"EMRİ ANCAK VALİ VEREBİLİRDİ"
Darbe gecesi yaşananlarla ilgili en önemli konulardan birisinin de
TSK'nın toplumsal olaylarda kullanılması olduğu kaydedilen raporda,
böyle bir durumun ancak bulunulan yerdeki en yüksek mülki amirin
talebi üzerine, yeniden teşkilatlanarak ve diğer kolluk
kuvvetleriyle planlama ve koordinasyonu müteakip gerçekleşebileceği
aktarıldı.
Bilirkişi raporunda, 15 Temmuz'da olduğu gibi hafta sonu tatilinin
başladığı, gecenin ilerleyen saatlerinde, önceden herhangi bir
toplumsal eylem ikaz ve haberi olmadan, aniden çağrılarak, emir
komuta ve birlik bütünlüğü olmaksızın rastgele kuvvetler şeklinde
silahlı eylem gerçekleştirilmesinin toplumsal olaylara müdahale
kavramıyla bağdaştıralamayacağı da vurgulandı. Raporun sonuç
bölümünde, şu değerlendirmeler yapıldı:
"BUNLARIN HİÇ BİRİ TATBİKAT İLE AÇIKLANAMAZ"
"Sonuç olarak, 15 Temmuz gecesi yaşanan olayları TSK'da icra edilen
alarm, eğitim ve tatbikat faaliyetleriyle izah edebilmek hiçbir
şartta mümkün değildir. Tatbikatlar bir senaryoya dayalı olarak
önceden planlanan tarihte ve tüm hazırlıklar yerine getirildikten
sonra icra edilebilir. Hangi faaliyet olursa olsun ve ne maksatla
icra edilirse edilsin TSK'ya ait harp silah ve araçları
ile sivil halka zarar verebilecek bir faaliyet icra
edilemez.
Aniden birliğine çağrılan bir personelin zırhlı araca, helikoptere
veya uçağa binerek başka bir birliğe baskın düzenlemesi, bir yolu
kapatması, bir köprüyü kesmesi veya havaalanı, medya kuruluşları,
telekomünikasyon gibi yerleri işgal etmesi, Meclisi, kamuya ait
bina ve tesisleri ateş altına alması, halka ateş etmesi ancak
darbeye iştirak etmek maksadıyla açıklanabilir. Bu
faaliyetler içerisinde yer almak, yardım etmek, destek olmak veya
kolaylaştırmak hiçbir surette eğitim, alarm veya tatbikat gibi
kavramlarla açıklanamaz."