Türkiye, Batı için korkulu bir rüyadır. Uyuyan bir devdir. Bunun
için, bu haliyle AB, Türkiye'yi kendi bünyesi içine almak
istemiyor. Fakat, kendi haline bırakıldığında ya İslam alemini
derleyip toparlayıp başına geçerse! Bu da uykularını kaçırıyor.
Onlara göre geriye tek yol kalıyor. İslamı, İslam olmaktan
çıkarmak, adı İslam olan fakat İslamla alakası olmayan ibadetsiz,
ahlaki, felsefi bir sistem haline getirmek.
Aslında bu yeni bir plan değildir. Geçmişte de bunu yaptılar.
Peygamberimiz ve Eshabı zamanındaki, " Ehli sünnet" İtikadını
zayıflatmak için, Mutezile, Cebriye fırkalarına destek verdiler.
Sonraları bunların uzantısı olarak Şiilik, Behailik, Kadiyanılık,
Melamililik, İsmailiyye, Selefilik, Cemaatül İslamiyye, Cemaatüt
Tebligiyye, Hurufilik, Vehhabilik, Mezhepsizlik... gibi fırkaları
çıkarttılar. Böylece, inanç, iman birliğini bozdular.
İmandan sonra sıra "İbadetlere" geldi. İbadetleri bozmaya
namazdan başladılar... Çünkü biliyorlar ki, namaz dinin temeli...
Namaz halledilirse işleri kolaylaşacak. Namaz vakitleri ile
oynadılar. Namaz 5 vakit kılınmasada olur dediler... Mesai saatine
rast geldiği için öğle ile ikindiyi akşama tehir etmeyi telkin
ettiler... Akşamda vakit bulamazsanız, tövbe edersiniz olur biter
dediler... Biliyorlar ki bir iki vaktini kılmayan bir zaman sonra
zaten hepsini bırakır… Hatta namaz vakitlerinde sadece dua etmek de
yeter diyenlerde oldu... Bir ara da merkezi namaz projesi de var
idi.. Namaz bir camide kılınacak, diğer camiler buna uyacak...
Zekat mı? Çoğu kimse zaten vermiyor. Veren de usul, kural
bilmiyor... Altın ve ya mal ile verme kuralı unutturuldu, vermiş
olmak için gelip gidenlere boş dönmesinler diye verdiklerini zekata
sayıyor, böylelikle kendilerini tatmin etmiş oluyorlar... Zaten
akıl hocalarıda Kur'an-ı Kerim'de zekatın oranı bildirilmediği
için, gönlünüzden ne koparsa verin yeter! Demiyor mu?
Orucu da, oruçluyken şunu da yapabilirsin, bunu da yapabilirsin
diyerek sulandırdılar... Oruç yılda bir kez insanın kendi kendini
otokontrole tabi tutması ve disiplin altına alması olayıdır... Bunu
bir gün durup bir gün yapmak ve ya aklına geldiği zaman yapmak da
mümkün, dediler...
Haccı mı soruyorsunuz, onu da zaten Suud'lar Bayram gününü ileri
geri alarak yıllardır zaten hallediyorlar... Bu da yetmedi bir ara
bizim bir kaç hoca diye peşinde takıldıkları "ne idüğü" belirsiz
adamlar, aynı günde milyonlarca hacının tavaf yapması zor oluyor,
bunu mevsimlere yayalım gibi söylemlerle Televizyon kanallarında
yer buluyorlardı...
En son bunlara, dinin içinin boşaltılması adına bir yenisi daha
eklendi... FETÖ'nün Dinler arası diyalog, hoşgörü
çalışmaları...
Dönemin FETÖ etkisi altında kalmış dini yetkiliye soruyorlar;
Diyalog iki dinin kurumları arasında " diplomatik ilişkiler"le
sınırlı mı olacak, yoksa, ilahiyat alanında da " diyalog"
geliştirilecek mi? Cevap, " İlahiyat alanında da diyalog
kurulacak... İslam ve Katolik ilahiyatçılar karşılıklı çalışmalar
yapacaklar..." şeklinde. Bu çalışmaların sonucunu merak ediyor
insan...
İki din arasında orta yol nasıl bulunacak? Hristiyanlarda,
teslis, yani 3 ilah inancı var... Bizde tek... Acaba, FETÖ,
ikisinin ortası "iki" ilahda mı anlaşma sağlayacaktı? Kim bilir
daha neler duyup göreceğiz, nelere şahit olacağız?