FETÖ soruşturmasında dikkat çeken ifadeler
Abone olBurdur Cumhuriyet Başsavcısı Sadi Doğan, yürütülen FETÖ/PDY soruşturmalarıyla ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı.
Gözaltındaki FETÖ'cülerle ilgili açıklamalarda bulunan
Sadi Doğan, Ben Fethullah Gülen'i annemden, babamdan ve
çocuklarımdan daha çok seviyorum" diyenlerin olduğunu belirterek
vatandaştan yardım istedi.
Burdur'daki FETÖ/PDY Terör Örgütü yapılanmasının bir daha gelmemek üzere tamamen çökertileceğine vurgu yapan Başsavcı Doğan, herkes tarafından merak edilen sorulara da açıklık getirdi.
15 Temmuz darbe girişiminin Türkiye'ye zarar veren bir eylem olduğunu ve bunun bedelini ödemesi gerekenlerin mutlaka cezasını çekeceğini vurgulayan Cumhuriyet Başsavcısı Sadi Doğan, "Ben facebook sitemde bir açıklama yaptım, inanarak yaptığım bir açıklamadır. Darbe nedir sorusunu 6 yaşındayken 1980 darbesince karşılaştığımız zaman hafifçe algılamaya çalışıyorduk. O gün Kenan Evren'in askeri kıyafetli resimlerini babalarımız, komşularımız araçlarına ya da pencerelerine asıyorlardı çünkü darbe olmuştu ve o darbenin yanında durmayan herkes gözaltına alınıyordu. Türkiye o darbeden dolayı çok büyük sıkıntı çekti hala o darbenin sonuçlarını tartışmaya devam ediyorken, 15 Temmuz'da kalkışılan bu darbe inanın o kadar ağır bir şey ki, ülkemiz açısından, dünyadaki yeri açısından, demokrasi ve özgürlükler açısından inanılmaz şekilde Türkiye'ye zarar veren bir eylem oldu ve bunun bedelini ödemesi gerekenler mutlaka ödeyecekler" dedi.
BU YAPININ YENİDEN DARBE YAPABİLECEĞİNE YA DA PEYGAMBER OLDUĞUNA İNANANLAR VAR
Burdur'daki FETÖ soruşturmalarında FETÖ mensuplarının
ifadelerinde, "Ben Fethullah Gülen'i annemden, babamdan ve
çocuklarımdan daha çok seviyorum" dediğini, Terörist Başı Fetullah
Gülen'in mehdi ya da peygamber olduğunu düşünenlerin olduğunu
anlatan Cumhuriyet Başsavcısı Sadi Doğan, "Bizim yaptığımız
soruşturmalarda hala bu yapının yeniden darbe yapabileceğine inanan
insanlar var. Hala Fetullah Gülen'in mehdi olduğuna ya da peygamber
olduğuna inanan insanlar var ve onun tekrar bu mücadeleyi
başaracağına inanan insanlar olduğunu görüyoruz. Bu insanların
içinde hala bir kısmının 'Ben Fetullah Gülen'i annemden, babamdan
ve çocuklarımdan daha çok seviyorum' dediğini görüyoruz. Şimdi bu
kadar inanan bir itaat zinciri olan bir yapıdan endişe etmek
lazımdır. Toplumun da gerçekten endişe etmesi lazımdır. O
nedenle bu soruşturmaları aralıksız bir şekilde devam ettireceğiz,
Türkiye bunu başarmak zorunda aksi halde yeni bir tehlike
dalgasıyla karşı karşıya kalabiliriz. Şu ana kadar ülke genelinde
yanlış hatırlamıyorsam 18 bin tutuklu var, yine yüksek sayıda işlem
yapılan kişi sayısı var. Ancak bu yapılması gereken soruşturmaların
bizim tahminlerimize göre hala yüzde 30 - 40 seviyelerinde
olduğudur, bütün unsurlarıyla bu yapının çökertildiğini söylemek
henüz mümkün değildir. O nedenle dikkat ederseniz, Cumhurbaşkanımız
da, meydanlardaki nöbet süresini uzatarak, (geçen Çarşamba)
itibariyle sonuçlandırdı. Bu bizim bakış açımızdan doğru bir
eylemdir, çünkü hala dediğimiz gibi bu yapının unsurları yeniden
kalkışabileceklerini birçok ortamda söylediklerini görüyoruz ve
gözlemliyoruz" diye konuştu.
"VİCDAN YAPMAYIN ADALETE TESLİM EDİN"
Vatandaşın FETÖ/PDY'ye bağlı kişilerin Cumhuriyet Baş Savcılığına
ihbar etmeleri gerektiğini söyleyen Doğan; 'Bu insanların çocukları
var, aileleri var, onlar ne olacak ya da ihbar edersek onların
çocuklarına ya da ailelerine zarar vermiş olacağız' diye düşünen
insanların, vicdan muhasebesini bırakarak, hemen Cumhuriyet
Başsavcılığı'na bildirilmelerini isteyen Cumhuriyet Başsavcısı Sadi
Doğan, "İdari ve Adli yönden yapılanlardan sonra bir kısım
vatandaşlarımız da vicdan muhasebesi yapıldığını görüyoruz. Bu
düşünceyi yok etmek lazımdır. Zira, az önce söylediğimiz gibi bugün
yönetenlerin tamamı ya da bugün iş sahibi olanların tamamına
yaptırım gelecekti. Bugün, devletin meşru olarak, hukuki olarak
yaptığı uygulamaların tam tersine darbeci zihniyet, kendi
amaçlarına hizmet etmeyen tüm insanları, tüm kamu görevlilerini,
tüm toplumu yok edecekti ve biz şu anda en hukuki bir şekilde,
devletin yapması gereken soruşturma şeklinde ya da idari tedbirler
şeklinde bunu yaparken, darbeci yapı bunu yapmayacaktı. Lütfen,
toplum bunu görsün. Mısır'da başarılı olan darbecilerin ne
yaptığını görsün, meşru bir seçim oldu ve Cumhurbaşkanı Mursi
seçildi değil mi? Sonra darbe geldi ve o meşru seçimde
Cumhurbaşkanı seçen kişiler darbeye hayır dedikleri için
meydanlarda, terörist ilan edildiler, öldürüldüler ya da şu anda
Cezaevindeler, şayet 15 Temmuz'daki darbe başarılı olsaydı, bugün
toplumda belki vicdan yapan 'Acaba ne oluyor?' diye sızlanan
insanların bir çoğu cezaevinde olacaktı ve bir çoğunun çocuğunun
geleceği, kendi geleceği kararacaktı. İnsanlarımızın bu hususa
eğilmelerini ve bu yapılanlara kesinlikle destek olmalarını, bu
yapının içinde olanları da bize bildirmelerini istiyoruz" şeklinde
konuştu.
"BU TEREDDÜTLERİ KALDIRMAK GEREKİYOR"
FETÖ mensuplarının kendi ayaklarıyla Cumhuriyet Başsavcılığına
gelerek, yapıyla ilgili önemli bilgileri vermeleri halinde Şahsi
Cezasızlık Sebepleri olduğu için ceza tedbiri uygulanmayacağını
ifade eden Cumhuriyet Başsavcısı Sadi Doğan, "İşin bir de ikinci
yönü var. Ceza Kanunu'muzun 221'nci maddesinde bu yapıyla bağlı
olanların kendiliklerinden biz kendilerine gelmeden önce bize
gelmeleri halinde, örgütle ilgili ayrıntılı bilgiler vermeleri
halinde, şahsi cezasızlık halleri var. Bununla ilgili Burdur
Cumhuriyet Başsavcılığımıza ciddi müracaatlar oldu ve biz onları
kanuni tedbirlerle gereğini yaptık ve bıraktık. Bu hususun da
kamuoyunda tartışılmasını istiyoruz, gazetecilerimizin bu hususu
işlemesini istiyoruz. Çünkü bu yapıyı en iyi bilen orada yaşayan
insanlar ya da o yapıya hizmet eden insanlar, 15 Temmuz itibariyle
17-25 Aralık'tan sonra hala tereddüt yaşayan, hala devlet mi haklı,
bu yapı mı haklı diye tereddüt yaşayan insanların 15 Temmuz'dan
sonra bu tereddüdü kafalarından kaldırmaları gerekiyor. Bu nedenle
kafalarında tereddüdü kalkan tüm kamu görevlisi veya vatandaş ya da
esnafımızın kim varsa, gelip Cumhuriyet Başsavcılığımıza ya da
Türkiye'deki bütün Cumhuriyet Başsavcılıklarına 'Ben bu yapının
içindeydim, şu faaliyetlere katıldım, bu yapıyı yönetenler
şunlardır, zorladılar' gibi bilgi vermeleri halinde kendileri
hakkında cezasızlık sebepleri olduğu için bir ceza tedbiri
uygulanmayacağını buradan belirtmek istiyorum" ifadelerini
kullandı.
"BU YAPIYI GERİ GELMEMEK ÜZERE ÇÖKERTECEĞİZ"
Burdur'daki FETÖ bağlantılarının geri gelmemek üzere
çökerteceklerini vurgulayan Cumhuriyet Başsavcısı Sadi Doğan,
"Tehdit devam ediyor ve darbe başarılı olsaydı, bugünün
siyasetçileri, bugünün işadamları veya ekonomistleri yer
değiştirecekti. Biz tabağın ters yüzünü yaşıyor olacaktık. O
nedenle bu yapıyla ilgili mücadelede her kesimin, hem devlete, hem
de Cumhuriyet Başsavcılıklarına destek vermesi gerekiyor. Biz de bu
yapıyı Burdur'da geri gelmeyecek şekilde çökertmek için var
gücümüzle çalışıyoruz. Şu anda Burdur Cumhuriyet Başsavcılığı
olarak yaptığımız soruşturma veya yapmayı düşündüğümüz soruşturma
açısından yüzde 50'lerin üzerine çıktığımızı düşünüyoruz.
Önümüzdeki 10 - 15 gün sonra bir miktar daha rahatlayacağımızı ve
rutin soruşturmalara başlayacağımızı düşünüyoruz. Şu anda hızlı bir
şekilde bu yapının tepesi olan, yönetici olan, finans sağlayan ya
da bu yapıya eleman kazandıran kişilerle ilgili gözaltı tedbirimiz
ve diğer tutuklama ve adli kontrol tedbirimiz hızla devam
etmektedir" şeklinde konuştu.
"YARGILAMA SÜRECİNE EL KOYMAK YOK SADECE TEDBİR KARARI VAR"
FETÖ operasyonları kapsamında kamuoyunda da sık sık dile gelen
gözaltına alınan veya açığa alınanların mal varlığına el konulması
konusuna da açıklık getiren Başsavcı Doğan, gözaltına alınan
işadamları ve memurların yalnızca mallarına tedbir konulduğunu ve
el koyma gibi bir durumun olmadığını söyledi.
Bunun da mal varlıklarının başkalarına kaydırılmasını engellemek
maksatlı bir işlem olduğuna dikkat çeken Başsavcı Doğan ilerleyen
zamanlarda suçlu bulunmaları halinde mal varlıklarına el
konulabileceğini söyledi.