FETÖ sanığı duruşmada 'çok şaşkınım' deyince
Abone olFETÖ'nün Hava Kuvvetleri Komutanlığındaki mahrem yapılanmasına yönelik devam eden davada sanık Murat Öner ilginç bir savunma yaptı.
FETÖ'nün Hava Kuvvetleri'ndeki mahrem yapılanmasında öğretmen
olarak faaliyet yürüttüğü belirtilen sanık Öner'in, hakkındaki
suçlamaları reddederek, "Bir yanlışlık olduğunu
düşünüyorum. Çok şaşkınım. Cuma günü tahliye olurum diye
bekliyordum." sözlerine Mahkeme Başkanı Sarıdoğan
"Herkes şaşkın burada zaten." karşılığını
verdi
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) Hava Kuvvetleri
Komutanlığındaki mahrem yapılanmasına yönelik dava kapsamında 76
"mahrem imam" ile 81 askeri personelin yargılandığı davaya, sanık
savunmalarıyla devam edildi.
Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Cezaevi Kampüsü'ndeki
salonda görülen duruşmaya, sanıklar, avukatları ve yakınları ile
Başbakanlık ve Milli Savunma Bakanlığı avukatları katıldı.
Örgütün Hava Kuvvetlerine yönelik mahrem yapılanmasında öğretmen
olarak faaliyet yürüttüğü belirtilen sanık Murat Öner, savunmasında
iddiaları reddederek, 4. Ana Jet Üs Komutanlığının nerede olduğunu
dahi bilmediğini iddia etti.
Örgütsel manada ya da gerçek anlamda hiç öğretmenlik yapmadığını
öne süren Öner, iddianamede belirtilen mali işlerin kariyer olarak
ilgi alanı olmadığını söyledi.
Yaklaşık üç yıl bir enerji şirketinde idari işlerde çalıştığını
anlatan Öner, iddianamede belirtilen para transferlerinin bu
şirketin harcamalar için kendisine yaptığı havaleler olduğunu ileri
sürdü.
Hakkındaki aleyhte beyanları reddeden Öner, iddianamede anlatılan
geziye katılmadığını, orada ismi zikredilenleri de tanımadığını
iddia etti.
EŞİNİN TELEFONUNDAKİ BYLOCK İÇİN TUHAF
SAVUNMA
Savunmasının ardından Mahkeme Başkanı Sabahattin Sarıdoğan, Öner'in
eşinde ByLock bulunduğunun tespit edildiğini söyledi. Bunun üzerine
Öner, eşinin teknolojiyle çok ilgili olmadığını, ihtiyaç duyduğu
programları kendisinin yüklediğini, telefonunda ByLock
bulunmadığını savundu.
Hayatı boyunca FETÖ, Gülen cemaati, hizmet hareketi olarak anılan
bu yapıya mensup kimseyi tanımadığını, toplantılarına katılmadığını
öne süren Öner, lise döneminde gittiği dershanenin FETÖ ile
irtibatlı olabileceğini söyledi.
Öner, eşinin de daha önce Başkent Eğitim AŞ'de çalıştığını, kurumun
FETÖ ile irtibatının bulunup bulunmadığını bilmediğini ileri sürdü.
Eşi hakkında bir soruşturma başlatıldığını anlatan Öner,
soruşturmanın nedenini tam bilmedikleri, ByLock ile ilgili olduğunu
düşündükleri yönünde savunma yaptı.
Öner'in, hakkındaki suçlamaları reddederek, "Bir yanlışlık olduğunu
düşünüyorum. Çok şaşkınım. Cuma günü tahliye olurum diye
bekliyordum." demesi üzerine Başkan Sarıdoğan, "Herkes şaşkın
burada zaten." karşılığını verdi.
Örgütün hava kuvvetlerine yönelik mahrem yapılanması kapsamında
Akıncı Üssü'nde öğretmen olarak görev yaptığı belirtilen sanık
Mehmet Ali Gözügök ise devlet işine giremediği için Ankara ve
İstanbul'da özel kurumlara başvurduğunu söyledi.
Ankara'da özel Yusuf Tanık İlköğretim Okulunda çalışmaya
başladığını, 2 yıl çalıştıktan sonra ayrılıp memleketine döndüğünü
anlatan Gözügök, geçen yıl eylül ayında gözaltına alındığını
aktardı.
İddianamede belirtilen para transferlerinin maaşı olduğunu ileri
süren Gözügök, hakkında ifade veren Ufuk Işık'ı aynı genel
müdürlüğe bağlı farklı kurumlarda çalıştığı için tanıdığını
kaydetti.
Müfredat birlikteliğini sağlama amaçlı toplantılar yapıldığını,
Batıkent'te özel Samanyolu Koleji'ndeki toplantıda Işık'ın
gelenleri karşıladığını hatırladığını belirten Gözügök, bu
toplantıların ardından yaptıkları halı saha maçlarında da aynı
kişiyi gördüğünü söyledi. Gözügök, bu kişiyle örgütsel bir bağının
ve tanışıklığının bulunmadığı savunmasını yaptı.
SEMPATİ DAHİ DUYMADIM
İddianamede belirtilen gezilere, toplantılara katılmadığını, bahsi
geçen isimleri de tanımadığını ileri süren Gözügök, hayatının
hiçbir döneminde örgütle bağının bulunmadığını, hiçbir örgüte
sempati dahi duymadığını savundu.
EVDEN HİÇ ÇIKMADIM
İddianamede hava pilot yüzbaşı olduğu belirtilen sanık Osman
Mızrak, gözaltına alınıncaya kadar hava uçak bakım üsteğmen olarak
görev yaptığını anlattı.
Darbe girişiminin yapıldığı 15 Temmuz’da mesainin ardından evine
gittiğini ve evden hiç çıkmadığını savunan Mızrak, darbe girişimini
basın yoluyla öğrendiğini iddia etti. Mızrak, darbe gecesi herhangi
bir emir almadığını, örgütsel toplantıya katılmadığını öne
sürdü.
Hayatının hiçbir döneminde FETÖ ile bağlantısının bulunmadığı
savunmasını yapan Mızrak, aleyhine ifade veren kişileri
tanımadığını, beyanlarını da kabul etmediğini söyledi. Mızrak,
katalog evliliği yaptığı iddiasını da reddetti.
Eski Hava Pilot Teğmen Mert Kalaç da 15 Temmuz darbe girişiminden
sonra birçok soruşturmadan geçerek görevine devam ettiğini anlattı.
Kalaç, 100'den fazla personelin bulunduğu biriminde kendisiyle
birlikte 21 kişinin görevinde kaldığını, gözaltına alındığı 30
Ocak'tan sonra açığa alınıp ihraç edildiğini söyledi.
Suçlamaları reddeden Kalaç, aleyhine beyanda bulunan kişiyi
tanımadığını, hayatı boyunca görüşmediğini, görüştüklerini iddia
ettiği adresi dahi bilmediğini ileri sürdü.
FETÖ ile hiçbir fikirsel ve eylemsel birlikteliği bulunmadığını,
okullarına, dershanelerine gitmediğini, himmet vermediğini, örgütün
haberleşme programı ByLock'u kullanmadığını, hayatının hiçbir
döneminde kod isminin bulunmadığını öne süren Kalaç, hakkında
hiçbir somut delil bulunmadığını, hayallerinin bir iftirayla
çalındığını savundu.
Eski Hava Pilot Üsteğmen Mehmet Yiğit Gül ise suçlamaları
reddederek, 15 Temmuz darbesini planlayan, bu girişimde dahli
bulunan tüm hainleri lanetlediğini söyledi.
Hayatının hiçbir döneminde FETÖ ile irtibatının olmadığını savunan
Gül, 2016 Eylül ayında Ege görevlerinde uçan az sayıdaki pilottan
biriyken bir iftirayla gözaltına alındığını ve tutuklandığını öne
sürdü.
Darbe girişimine hiçbir dahlinin olmadığını, 15 Temmuz'da yıllık
izinde bulunduğunu anlatan Gül, Başbakan Binali Yıldırım'ın
açıklamasıyla kalkışmayı öğrendiğini, WhatsApp grubundan filoya
gelinmesi çağrısının ardından, komutanıyla görüştüğünü ve
komutanının gelip gelmeme kararını kendisine bırakmasına karşın,
bilet alarak otobüsle birliğine gittiğini kaydetti.
Gül, 15 Temmuz'dan sonra birlikten hiç ayrılmadan nöbette yer
aldığını, 18 Temmuz'da 4 füzeyle devriye uçuşu yaptığını, 22-23
Temmuz günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a suikast
girişiminde bulunan hainlerin Yunanistan'a kaçmasına karşı 7 saat
Ege semalarında uçtuğunu bildirdi.
Darbe girişiminden sonra detaylı incelemeye tabi tutulan ve
güvenilir kabul edilen personel arasında yer aldığını aktaran Gül,
aleyhine ifade verenleri tanımadığını ve bu ifadeleri kabul
etmediğini iddia etti.
Eski Hava Pilot Üsteğmen Muhammet Alkan da suçlamaları reddetti.
Alkan, iddianamede aleyhine ifade veren kişinin, Sincan'da
Samanyolu Koleji'nin yakınındaki bir örgüt evine gittiğini
söylediğini ancak kendisinin o bölgede oturan kuzenini sık sık
ziyaret ettiğini savundu.
Aleyhine beyanda bulunan kişinin sadece ismini söylediğini, eşkal
tarifinde bulunmadığını savunan Alkan, darbe girişiminin yaşandığı
gece kız arkadaşının evinde olduğunu, hiçbir emir almadığını,
yalnızca izinde bulunanlar dışındakilerin darbeye karşı filoda
toplanmasının istendiğini kaydetti.
19 Temmuz'da Diyarbakır'da görevine döndüğünü, ikinci bir darbe
girişimi ihtimaline karşı Ankara üzerinde mühimmat yüklü uçakla
hava savunma nöbeti tuttuğunu anlatan Alkan, 8 gün gözaltında
tutulduktan sonra serbest bırakıldığını, ardından PKK'ya karşı ve
sınır güvenliği için uçuş yaptığını söyledi. Aynı iddialarla daha
sonra tutuklandığını belirten Alkan, FETÖ ile hiçbir bağlantısının
bulunmadığını, örgütten kimseyi tanımadığını savundu.
Duruşmaya öğle arası verildi.