İNTERNETHABER.COM- Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'a kurulan kumpası itiraf eden savcı Ferhat Sarıkaya, yeniden gündemde. Herkesin konuştuğu savcının yakın tarihi ibretlik ayrıntılarla dolu. Van Cumhuriyet Savcısı olarak görev yaptığı dönemde hazırladığı iddianame ile dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt’ı Şemdinli Umut Kitabevi davasına sanık olarak sokmaya çalıştı. Savcı Sarıkaya, Büyükanıt'ı şunlarla suçlamıştı: -Ali Kaya için, 'Tanırım, iyi çocuktur' sözleriyle adli yargıyı etkilemeye teşebbüs. -Diyarbakır'da 7. Kolordu'da görev yaptığı dönemle ilgili olmak üzere, suç işlemek için örgüt kurmak. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası itirafçı olan Sarıkaya, Yaşar Büyükanıt’ın dosyaya dahil edilmesini daha sonra davaya bakan hâkim İlhan Kaya’nın istediğini söyledi. Cemaat tarafından yıllarca kendisine para verdiğini çocuklarının burslarını da cemaatin karşıladığını dile getirdi. Sarıkaya "Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Müdürü Mustafa Uçkan’ın getirdiği bilgilerle iddianameyi yazmaya başladım. Getirilen bilgi ve belgeleri hukuki kısmını ben yazdım. Bir flash bellekle Mustafa Uçkan iddianamede yazılı bilgileri bana getirdi. Getirdiği bilgileri iddianameye kopyalayıp yapıştırdım." dedi. Ferhat Sarıkaya, TSK'ya karşı başlatılan kampanyanın ilk savcılarındandı. Daha doğrusu FETÖ'nün AK Parti iktidarında ilk başlattığı ilk iki operasyonda rol alan isimlerden biriydi. HSYK tarafından meslekten atılan Sarıkaya, daha sonra tekrar mesleğe geri alındı ve Ankara’da görevlendirildi. Halen bu görevini sürdürüyor. 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında FETÖ soruşturmasında soruşturmayı yürüten meslektaşına verdiği ifadede de her şeyi itiraf eden savcının ilk vukuatı bu değil elbette. FETÖ'nün ilk hamlesi üniversitelere yönelik olmuştu. 2005 yılının Nisan ayında Van Cumhuriyet Başsavcılığı'na imzasız bir ihbar mektubu geldi. Mektupta, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) alımlarında yolsuzluk yapıldığı iddia ediliyordu. Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK), "denetimlerde ihbar mektubundaki yolsuzluk iddialarını doğrulayan bir bulguya rastlanmadığı" gerekçesiyle soruşturma izni vermedi. YÖK'ün kararı üzerine aynı ihbar mektubu Haziran 2005'te “özel yetkili savcı” olan Ferhat Sarıkaya tarafından işleme kondu. Sarıkaya, YYÜ'de “çıkar amaçlı suç örgütü kurulduğu" iddiasıyla harekete geçti. Özel yetkili savcıların örgüt suçlarını soruşturması için YÖK'ün izni gerekmediği için Rektör Prof. Yücel Aşkın ile YYÜ Genel Sekreter Yardımcısı Enver Arpalı'ya baskın yapıldı, iki isim de tutuklandı. Prof. Aşkın ile birlikte tutuklanan üniversitenin Genel Sekreter Yardımcısı Enver Arpalı'dan rektörü suçlayıcı ifade vermesi istendi. Böyle yaparsa kendine "yardımcı olunacağı" söylendi. Rektör Aşkın'ın en güvendiği insan olan Arpalı bunu reddetti. "Bu şerefsizliği nasıl taşırım. Mahkemeye kelepçeli gidersem intihar ederim" diyordu, Arpalı. Ve 13 Kasım 2005 günü Van M tipi cezaevinde canına kıydı. Arpalı, sonradan Ergenekon ve benzeri tertiplerde hayatını kaybeden insanların ilki oldu. Prof. Yücel Aşkın birkaç ay hapiste kaldıktan sonra tahliye oldu ve dokuz yıl sonra bütün suçlamalardan aklandı. Sarıkaya ismi ara ara yine kamuoyunun gündemine geliyordu. Şimdilerde FETÖ'yü en ince ayrıntısına kadar anlatan isim, 2010 yılında ise bambaşka bir profil çiziyordu. 2010 yılındaki Vatan gazetesinde yer alan haberde, Sarıkaya ve birlikte çalıştığı avukat Murat Araç’ın arabasıyla evden ayrılırken kendilerini takip eden üç gazetecinin sorularını ayaküstü şöyle yanıtlıyordu: - Fethullah Gülen’le görüştünüz mü? Cemaat bağlantılarınızdan söz ediliyor... Sarıkaya: Öyle bir şey yok. Kendisini tanımıyorum bile. - İhracınızın üzerinden 4 yıl geçti. Hiç mi değerlendirme yapmayacaksınız? Sarıkaya: Ben söyleyeceğim her şeyi iddianamemde söyledim. - Yanlış yaptığınızı düşünüyor musunuz? Sarıkaya: Usuli bazı yanlışlıklar olabilir. Ama onlar bu sonucu doğurmamalıydı. Defalarca söyledim, usuli yanlış varsa da sonuç böyle olmamalıydı. -Yurt dışına çıktığınız söylendi. (15 Temmuz Darbe girişimi sonrası savcıya verdiğii ifadesinde 2007 Nisan ayında Güney Afrika'ya gittiğini söylüyordu) Sarıkaya: Benim pasaportum bile yok, buradaydım. Gizlenmek saklanmak gibi bir niyetim olmadı. Biz sıradan vatandaşız. Ben sadece savcılık yaptım. Öne çıkmak gibi bir niyetim yoktu. Vatan gazetesindeki o haberde Sarıkaya ile ilgili başka ayrıntılar da vardı: Ankara’da, son olarak Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a suikast olayıyla anılan Çukurambar semtinde oturan eski Özel yetkili Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya’nın, AKP’den Keçiören Belediye Başkan aday adayı olan Murat Araç isimli avukata ait “Anadolu Hukuk Bürosu” nda hukuk danışmanlığı yaptığı ortaya çıktı. Sarıkaya’nın evinin Arınç’ın evine 700 metre, Arınç’a suikast iddiasıyla gözaltına alınan iki subayın yakalandığı noktaya ise sadece 300 metre uzaklıkta olması dikkat çekiyor. Sarıkaya ailesinin oturduğu dairenin yaklaşık 1 yıl önce eşi Kezban Sarıkaya’nın adına aylık 1.200 TL’ye kiralandığı öğrenildi. Ankara’nın son yıllardaki gözde semti Çukurambar’da kiralık evde oturan Sarıkaya’nın 1999 model Honda marka bir aracı var. Sarıkaya, sık sık avukat Araç’ın Passat marka lüks aracını kullanıyor. Araç’ın dün Sarıkaya’nın evinin önünde görüntülenen bu aracında ise büyük bir tespih ve Zaman gazetesi dikkat çekiyor.