Fetö ile mücadaledeki yanlışlarımız!

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin tüm kurum ve kuruluşları Fetullahçı terör örgütüyle gerçek anlamda mücadele ediyor mu?

Süleyman ÖZIŞIK suleyman@internethaber.com

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin tüm kurum ve kuruluşları Fetullahçı terör örgütüyle gerçek anlamda mücadele ediyor mu? 

Bugün bu sorunun cevabını hep birlikte arayalım ve nerede yanlış yaptığımızı sorgulayalım.

Başlayalım...

Hiç kuşku yok ki Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve Bakanlık düzeyinde olağanüstü bir mücadele veriliyor.  Bu kurumlardaki Fetö'cü isimlerin büyük bölümü temizlendi. 

Türk Silahlı Kuvvetleri ile Emniyet Teşkilatı'nda da geniş anlamda temizlik yapıldığını kabul edebiliriz. 

Kripto olanlar hariç ve biz bunların kim olduğunu belki de büyük bir trajedi yaşadıktan sonra öğreneceğiz.

Aşağılarda, yani belediye ve parti teşkilatlarında durum pek iç açıcı görünmüyor.

Sadece bana gelen belge ve bilgiler dahi, bu tür kurumlarda henüz tam temizlik yapılmadığını gösteriyor. ne acıdır ki bu kişiler, çeşitli nedenlerden dolayı çalıştıkları kurumun yöneticileri tarafından korunup kollanıyor. 

Niye korunup kollandıklarına dair net bir fikrim yok. Belki bir kaset, belki başka bir şantaja boyun eğiyorlardır, bilemem!

Hadi bir an için, bu kurumlardaki temizliğin de tam anlamıyla yapıldığını varsayalım. Peki bu durum tüm sorunları çözüyor mu dersiniz?

Şahsi kanaatim, hayır!

Neden hayır dediğimi müsadenizle kısa ve öz olarak anlatayım.

Fetullahçı terör örgütünden dolayı içeride yatanlar kendi içinde 3 gruba ayrılıyor. 

Birinci grup, sapkın derecede Fetullahçı olan ve bizzat darbeye karışan hainler.

İkinci grup, çeşitli nedenlerden dolayı Fetullahçı yapıya inancını kaybetmeyen ve ilişiğini kesmemiş olan kesim.

Üçüncü grup ise, Fetö ve darbe ile uzaktan yakından alakası olmadığını söyleyen mağdur kesim.

Biz bu grupların tamamını aynı cezaevine, hatta aynı hücrelere koyuyoruz. Yani dışarıdaki örgütlenmenin cezaevinde de aynen devam etmesine olanak sağlıyoruz. 

Birinci grup dışarıda nasıl plan yapıyorsa, içeride de bir benzerini yapıyor. Birlikte televizyon izliyor, beddua seansları yapıyor ve istedikleri kıyafetleri bulabiliyorlar.

Hero tişörtü gibi kıyafetler mesela!

Bu grup, hapse girdikten sonra pişmanlık yaşayan ikinci grup içindeki kimi şahısları tehdit ve şantajlarla sustuyor, kimi zaman Fetullah denen şeytandan gelen talimatları ve mesajları onlara iletiyor.

"Bahar geliyor, yakında buradan çıkacağız" gibi haberler mesela...

Daha berbat olanı ise, masum ve mağdur olduklarını iddia edenleri de bu sapkın darbecilerin kucağına itiyoruz.

Onlar, namazlarını mecburen bir Fetöcü imamın arkasında kılıyor, vaazları bir bir Fetö abisinden dinliyor. 

Hal böyle olunca, içeride en küçük bir moral bozukluğu yaşamayan azılı Fetullahçılar, mahkeme salonlarında hakim, savcı ve şehit yakınlarıyla dalga geçiyor. 

Yakalanan Fetullahçı teröristlerin en büyük korkusu ne biliyor musunuz? 

Cinayetten, tecavüzden dolayı hapse atılan adi suçluların hücresine gönderilmek. Bu korkuyu yaşatmak yerine onları istedikleri koğuşlara, istedikleri hücrelere koyuyoruz. Hatta, dilekçe vererek yer değiştirmek, Fetöcü abisinin koğuşuna geçmek isteyenlerin isteğini de yerine getiriyoruz.

Sonra da, "Bunlar nasıl oluyor da çözülmüyor?" diye soruyor, Hero tişörtü giymelerine, meydan okurcasına hareket etmelerine şaşırıyoruz. 

Oysa ortada şaşılacak pek bir durum yok. Çünkü bu morali, bu cüreti onlara bizzat biz veriyoruz.

Yeni Adalet Bakanımız Abdulhamit Gül'ün, Fetö ile mücadele konusunda öncelikli olarak bu soruna el atması gerekiyor.

NEDEN SILA TUR?

Bir önceki yazımda, Kudüs'e gitmek isteyenlere kolaylık olsun diye Sıla Tur'un irtibat numarasını paylaşmıştım. Bazı okurlar, "Sıla Tur ile bağlantın nedir, birlikte ticaret mi yapıyorsunuz?" şeklinde sorular sormuş.

Sevgili dostlar...

Tüm samimiyetimle söylemek isterim ki ben gizli kapaklı işler yapmayı beceribilen biri değilim. Elime yüzüme bulaştırırım bu tür şeyleri.

Ha!..

Sıla Tur ile ticari ilişkim olsa bunu çekinmeden sizlerle paylaşırım. Bunda saklanacak bir şey görmüyorum. Ne Sıla Tur ile, ne de başka bir tur şirketi ile en ufak bir bağlantım yok.

Niye Sıla Tur'un telefonunu paylaştığımı da söyleyeyim. 

Diğer tur şirketlerinden çoğunun temsilcisine, "Kudüs'e tur düzenler ve benden yardım isterseniz, sizin ricanızı emir kabul ederim. Ne zaman isterseniz beni arayın" dememe rağmen, bugüne kadar sadece Sıla Tur benimle irtibata geçti ve destek istedi. 

Durum bundan ibarettir!

SOSYAL MEDYADA TAKİP İÇİN: