FETÖ elebaşı Gülen'in MİT cümlesi! Böyle değer biçmiş: Bir asker on okul, bir MİT mensubu...

7 Şubat MİT kumpasıyla ilgili İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nce hazırlanan bin 4 sayfalık gerekçeli kararda, FETÖ'nün MİT mahrem yapılanmasının detaylı ayrıntıları yer aldı. Başkanlığını Ahmet Uğuz'un yaptığı mahkemenin kaleme aldığı gerekçeli karar göre; MİT, FETÖ için daima ele geçirilmesi gerekli bir 'kale' pozisyonundaydı.

7 Şubat'a giden süreçte daha da önemli hale geldi. 1990'lı yılların başından itibaren kuruma nüfuz etme çalışmalarına hız kazandırdı. MİT'e, örgüt tarafından ilk sızma eylemi 1994'te gerçekleşti.

Bir yıl sonra MİT Mahrem İmamlığına Murat Karabulut getirildi. İlerleyen süreçte, MİT'in merkez yerleşkesi, eğitim merkezi, doğu üniteleri ve İstanbul ünitesini hedef alacak çalışmalar yapmak üzere mahrem imamlar görevlendirildi.

7 coğrafi bölgeye ayrıldı
2010'a gelindiğinde sınav sorularını çalan örgüt, KPSS ve KPDS puanları ile başvuru kabul etmeye başlayan MİT'e çok sayıda FETÖ mensubu yönlendirildi. Bu dönemde mahrem yapı; "MİT Mahrem İmamı- Temsilci- Öğretmen- Öğrenci (örgüt üyesi MİT mensubu)" şeklinde oluşturuldu. Yedi coğrafi bölgede faaliyet yürüten MİT ünitelerinden sorumlu yedi temsilci ve bunlara bağlı öğretmen yani MİT'teki örgüt üyelerinden sorumlu mahrem imamlar görevlendirildi.

'Öğrenci'ler 'Alperen' oldu
2010-2015 döneminde FETÖ tarafından gerçekleştirilen kurgu operasyonlarda görev alan mahrem yapı üyelerinde değişikliğe gidildi. MİT Mahrem İmamı Murat Karabulut görevini devrederek 2014 yılı sonunda Türkiye'den firar etti. Karara göre örgüt 15 Temmuz sonrası yapılanmasını da revize etti. Bu kapsamda 2018 yılında, 'Temsilci' 'Alp', 'Öğretmen' 'Alper', 'Öğrenci' yani örgüt mensubu MİT personeline 'Alperen' kodu verilmeye başlandı.

FETÖ fırsat kolluyor mücadele zayıflarsa...
2019 yılı itibariyle MİT'ten sorumlu mahrem imam 'Ahmet' kod Bülent Bişer isimli örgüt yöneticisi oldu. ABD'ye firar eden Bişer'in halen internet tabanlı uygulamalar üzerinden yurt dışındaki ve Türkiye içerisindeki firari unsurlar ile temasını sürdürdüğüne dikkat çekildi. MİT mahrem yapılanmasının güncel amacının ise şu şekilde kararda kendisine yer buldu: "FETÖ ile mücadelenin zayıflaması, yerli yabancı kurum ve kuruluşların siyasi/maddi desteklerinin artması durumunda, MİT içerisinde tekrar organize olmak ve sızma girişimlerine ivme kazandırmak."

"Bir asker on okul, bir MİT mensubu 10 asker kıymetinde"
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in istihbarat birimlerine özel ilgisinin bulunduğuna dikkat çekilen kara göre, Gülen, MİT mahrem yapılanmasına yönelik planlamalara bizzat iştirak ederek yönetti. Özellikle MİT mahrem imamlarıyla bizzat mülakatlarda bulundu. Örgüt sohbetlerinde, "Elimizdeki bir asker on okul, bir MİT mensubu 10 asker kıymetindedir" ifadelerini kullandı. MİT yerleşkesi etrafında dönemin MİT Mahrem İmamı Murat Karabulut'la dua ederek tur attığı, örgüt mensubu MİT mensuplarının kimliklerini kutsama şeklinde dua okuyup üfleme gibi dini ritüellere imza attı.

MİT operasyonel hatları deşifre etmeye başladı
MİT mahrem yapılanmasında öğrenci ile öğretmen-temsilci arasındaki temaslar başlangıç aşamasında 'ruberu' yani yüz yüze sağlandı. İlerleyen yıllarda ise görüşmeler operasyonel hat vasıtalarıyla gerçekleştirildi. Bu yönteme 2014 yılında Emniyet İstihbarat Mahrem yapılanmasının MİT mahrem yapılanmasına "Hatlarınız MİT tarafından tespit edilmeye başlandı" uyarısıyla son verildi.

Ankesör de kullandılar
İletişim, akıllı telefonlar ve tablet bilgisayarlarla internet tabanlı uygulamalara kaydırıldı. Falcon, 2048, Signal, Groundwire gibi uygulamalar kullanıldı. TSK'daki üyelerle mahrem imamların iletişim için kullandığı yöntem olan ankesörlü/sabit hat üzerinden görüşme tekniği de kullanılan bir diğer iletişim yöntemi oldu.

Tehlike anında...
MİT personeli örgüt üyeleri, örgüte yönelik operasyonların başlaması üzerine birlikte iletişim araçlarını kullanmaktan vazgeçmeye başladı ve klasik usullerle yani yüz yüze sistemine dönüldü. Örgüt üyesi MİT mensuplarına tehlike anında Whatsapp profil fotoğraflarının değiştirilmesi yoluyla, diğer örgüt mensuplarına tehlikeyi gizli bir şekilde bildirmek gibi tedbirler uygulamaya başladı. Mahrem yapıya finans desteği yurt dışından güvene dayalı havale sistemi olarak bilinen "Hawala" yöntemi ile yurt içine sokuldu.