Fethullah Gülen'in üstündeki ceketin esrarı
Abone olFethullah Gülen Zaman Gazetesi'ne verdiği röportajla bombaladı. Gülen'in sözleri kadar üzerindeki ceketin manası önemli.
İNTERNET HABER - Fethullah Gülen çok
uzun bir aradan sonra kendi gazetesi için suskunluğunu bozup ses
getirecek açıklamalar yaptı.
Bu röportaj kadar Gülen'in söyleşi sırasında giydiği ceket çok
konuşulacak. Zira Gülen çekimler sırasında özellikle o ceketi
istemiş ve onunla poz vermiş.
Pensilvanya'da o röportajı gerçekleştiren Ekrem Dumanlı, ceketin
neden önemli olduğunu da açıkladı. Gülen'in sıkılarak verdiği o
fotoğraflardaki ceket, 1999 yılından kalmaymış.
TÜRKİYE'DEN AYRILDIĞI GÜN
GİYMİŞ
Ceketin hikayesine gelince.. Fethullah Gülen fotoğraf çekimleri
sırasında ceket isteyince hemen bir tane getirmişler. Ancak Gülen
“Bu benimki değil.” diyerek kendi ceketini
istemiş. Fethullah Gülen bu ceketi Türkiye'den ayrıldığı gün
giymiş. O günden beri de ceketini itinayla saklıyormuş.
CEBİNDEKİ CEVŞEN
Ceketin cebinde bir de cevşen bulunuyor. O cevşen de Türkiye'den
ayrılırken okuduğu cevşenmiş.
CEKETİN MESAJI
Gülen'in fotoğraf çekimi sırasında özellikle o ceketle poz vermesi
elbette bir mesaj taşıyor. 15 yıldır sakladığı ve
'Türkiye'ye dönerken giyeceğim' dediği ceketle,
hem kendi tabanına hem de hükümetin yaptığı "dön"
çağrılarına yanıt veriyor.
GÜLEN'İN PSİKOLOJİSİ
NASIL
Röportajı yapan Zaman'ın tepe ismi Ekrem Dumanlı izlenimlerini de
aktardı. Gülen hükümet ile girdiği savaş sonrasında nasıl bir ruh
hali içinde. İşte Dumanlı'nın aktardığı izlenimler;
"Hazırlıkları bitirip Pensilvanya’ya ulaştığımızda
Hocaefendi’nin duruşuna bizzat şahit olmanın merakı ve heyecanı
içindeydik. Onca anlamsız ve insafsız saldırıya kim maruz kalsa
ciddi bir sarsıntı yaşardı. Ne var ki karşımızda Türkiye’nin
yetiştirdiği en değerli ilim ve fikir adamlarından biri vardı ve
her dönemde mezalime maruz kalmıştı. Bütün despotlar, darbeciler,
baskıcılar Hocaefendi’nin bağımsız davranışından rahatsız olmuştu.
Mahzundu, kederliydi ama mehip duruşunda bir milim değişim yoktu.
Belli ki yakışıksız laflardan incinmişti; ama o burkuntu zerre
miktar ümitsizliğe dönüşmemiş; tam aksine zifiri karanlığın
akabinde doğacak bir güneş için dua ediyordu."
RÖPORTAJIN EN ZOR
KISMI
Ekrem Dumanlı'ya göre röportajın en zor kısmı fotoğraf
çekimiydi. Bunu şu sözlerle aktardı;
-İtiraf etmeliyim ki, röportajın en zor kısmı fotoğraf
çekimiydi. Her haliyle tabii olan bir insanın fotoğraf makinesinin
soğuk yüzü karşısında nasıl sıkıldığını siz de tahmin
edebilirsiniz. Nitekim fotoğraf editörümüz Selahattin Sevi
deklanşöre basmaya başladıkça Hocaefendi’nin bunaldığını hissettik.
Onun o hali bizi de tedirgin etti, üzdü. "