Fethullah Gülen'in pişkinliği! Utanmadan bunları yazdı
Abone olCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD'ye gittiği gün Fethullah Gülen'e Washington Post yazı yazdırdı. Zamanlaması manidar olan yazı Fethullah Gülen'in pişkinliği ile dolu. Gülen utanmazca NATO'nun Türkiye'ye müdahalesini istedi.
Erdoğan'ın ABD'ye gittiği gün Washington Post, kırmızı
bültenle aranan terörist Fethullah Gülen'e yazı yazdırdı. Gülen ise
pişkinlikle taleplerini sıraladı. Yetinmedi bir de NATO'dan
Türkiye'ye müdahale etmesini istedi.
Washington Post'un Erdoğan'ın ABD'ye adım attığı gün Fethullah Gülen'e yazdırması elbette zamanlama olarak hayli manidar. Üstelik yazıda Gülen "İslami bir âlim, vaiz ve sosyal savunucu" olarak lanse edildi. Gülen'in yazısı ‘Artık tanımadığım Türkiye’ başlığı ile sunuldu. 15 Temmuz darbe girişiminden 'üzücü darbe teşebbüsü' diye söz eden Gülen, darbeyle ilişkisi olmadığını iddia etti. Erdoğan'ın elinde kendisinin darbe yaptırdığına dair bir delil olmadığını da savunan Fethullah Gülen 'Cumhurbaşkanı Erdoğan sistematik bir şekilde masum insanlara zulmediyor, onları tutuklatıyor, gözaltına aldırıyor, işten kovduruyor" iddiasında bulundu.
NATO TÜRKİYE'YE MÜDAHALE ETSİN
Erdoğan'ın ülkeyi yönetmesinin "Türkiye’yi ilgilendiren basit bir
iç mesele" olmadığını söyleyen Fethullah Gülen asıl niyetini de
ortaya koydu. Fethullah Gülen NATO üzerinden Türkiye'ye müdahale
istedi. Gülen ‘NATO Türkiye’ye baskı yapmalı, yeni okul
müfredatı hazırlanmalı. NATO
Türkiye’nin birliğin gerektirdiği demokratik normlara
uymasını istemeli" diye yazdı.
PİŞKİNLİĞE BAKIN
Yazıda talepler de sıralayan Fethullah Gülen, ilginçtir ki buna
'okul müfredatı da ekledi'. Çaldığı KPSS soruları ile bilinen Gülen
pişkince “Okul müfredatları demokratik ve çoğulcu
değerlere göre şekillenmeli, eleştirel düşünme yeteneğini teşvik
edici olmalıdır.” diye yazdı.
DUA EDİYORUM
Türkiye'nin tarihine adını kara bir leke olarak yazdıran Fethullah
Gülen, yazını şöyle noktaladı:
-“Ben muhtemelen Türkiye’nin örnek bir demokrasi oluşunu görecek kadar uzun yaşamayacağım ancak otoriterleşmeye giden bu eğilimin çok geç olmadan tersine dönmesi yönünde dua etmeye devam ediyorum.”