Fethullah Gülen'in hiç duyulmamış sözleri
Abone olLatif Erdoğan Cemaat lideri Fetullah Gülen'in yıllar öncesinden duyulmamış sözlerini yazdı.
İNTERNETHABER.COM-Sohbetleriyle dikkat çeken Cemaat
lideri Fethullah Gülen'in bugüne dek duyulmamış sözleri ortaya
çıktı...
Cemaat lideri Fethullah Gülen'in ilk öğrencisi olarak bilinen ve
uzun yıllar Gülen'in halefi olacağı söylenen fakat Cemaatle 17
Aralık'tan sonra yolları ayrılan, araştırmacı-yazar Latif Erdoğan
Yeni Akit'teki dünkü yazısında Gülen'in bugüne dek hiç duyulmamış
bir konuşmasına yer verdi.
Erdoğan, altını vurgulyarak çizdiği 'tenakuz ve tezat' kavramları üzerinden Gülen'in çelişkili olduğunu iddia ettiği tavırlarını, yaşamış olduğu bir anıyla şöyle örneklendirdi:
İmam Hatip Okulunda talebeydim. Arkadaşlarla sosyal
bir aktivite arayışına girdik; tiyatro kurmakta karar kıldık.
Meselenin fikri altyapısını oluşturmakta zorlanmadık. Çünkü o
günlerde önümüzde somut bir örnek de vardı. “Ömer’in Adaleti” sahne
almış, kapalı gişe oynuyordu. Cemaatten arkadaşlar bu durumu
Gülen’e bildirmişler; yanında kalan bir arkadaş davetini ulaştırdı,
gittim. Önce sanki konudan haberi yokmuş gibi davrandı, başka
konular konuşuldu. Sonra beraber gittiğimiz arkadaşlardan birisi,
İslam’da tiyatro var mıdır, diyerek kendisine bir soru sordu.
Gülen, daha önceden konu yerlerini tespit ettiği belli kitapları
bir bir alarak okudu, okudu ve sonunda İslam’da asla tiyatronun
olamayacağını onlarca delille ispatladı. Benim için konu bir daha
açılmamak üzere kapandı; tiyatro çalışması için anlaştığımız diğer
arkadaşlara da konunun İslam’daki yerini anlatarak bu arzumuzu
sonlandırmış olduk. Ve tenakuz: Daha sonra Gülen’in emriyle tiyatro
kuruldu, bir de tiyatro okulu açıldı..
GÜLEN'E NEW YORK TIMES ELEŞTİRİSİ
Gülen'in New York Times'a yazdığı makaleyi eleştiren Erdoğan,
"Gülen, çeşitli yabancı gazetelere verdiği röportajlarda kendi
devletini gammazlıyor, Türkiye’de bir baskı rejimi olduğundan
hareketle dış ülkeleri Türkiye aleyhinde kışkırtmaya; Türkiye’nin
dış itibarını sarsmaya çalışıyormuş. Eski düşünce ve sözleriyle bu
kadar tenakuzu zahir olsa da artık şaşırmıyoruz. Ondan bunu
beklemezdik, diyemiyoruz. Bu olumsuz sonuca gelinmesinde onda
görülen tenakuzların payı büyük. Ne ki tenakuz onda bir fıtrat, bir
huy, bir karakter meselesi. Yani kronik, müzmin hal. Geçmesi de
muhal." dedi. Erdoğan, tenakuz (çelişki) ve tezat (karşıtlık)
kavramlarıyla Gülen için iddia ettiği durumları açıkladı:
"Tenakuz, tezat değildir. Tezat, iki halin birbirine zıt
olma durumu. İyi- kötü, güzel- çirkin birbirinin zıddıdır; fakat
birbirini ortadan kaldırmazlar. Hatta, zıtlar, birbirini besleyen
bir fonksiyon da gerçekleştirirler. Çirkinin devreye girmesiyle
güzelliğin derecesi, mertebesi bir iken bin olur. Sıcak ve soğuk
arasında da böylesi zıt irtibat söz konusudur. Fakat tenakuz bir
karşıt haldir. Biri diğerinin hükmünü ortadan kaldırır. Bir kişi,
nefsine ait harcamalarda tutumlu hatta cimri olabilir. Halbuki
infak ve yardım söz konusu olduğunda aynı kişi bulutlar gibi,
denizler gibi cömertleşir. Cimrilik ve cömertlik iki zıt davranış
şekli olmakla beraber, kullanım alanına göre aynı kişide
bulunabilir. Bu ölçü açısından bakıldığında bir insanın hem cesur
hem de tedbirli olması mümkündür ve vakidir. Bazen hayır ve şerde
olduğu gibi iki zıt arasında paradoksal ilişki de olabilir. Fakat,
örneğin, tevhid ile şirk, iman ile küfür arasındaki ilişkiler birer
tenakuz ilişkileridir. Hak ile batıl da öyledir. Birinin olduğu
yerde diğerinin bulunması imkansızdır. Bu iki kelimeyi “çelişki”
kelimesiyle eşanlamlı kılmak yanlış ve eksik bir
yaklaşımdır.
Ne semantik ne etimolojik tahlil peşindeyim. Sözü buraya getirmemin sebebi, tezat halinin makul mazeret ve dayanağı bulunabileceğini; fakat tenakuzun hiçbir mantıki mazeret ve gerekçesinin olamayacağını ifade içindir."
GÜLEN VE TESETTÜR KAVRAMI
Erdoğan, Gülen'i "Senelerce hem vaazlarında hem de özel
sohbetlerinde tesettürün farz olduğunu anlattı. Hatta bu konudaki
hassasiyetini “burnunun ucunu gösteren kadın, öz bacım, öz yeğenim
bile olsa, benimle alakası yoktur” diyecek ölçüde ifrata taşıdı. Ve
tenakuz: Daha sonra Gülen: “Başörtüsü füruattır, bizim öncelikli
meselemiz değildir”, dedi. Bir Müslüman’ın olması gerektiği ölçüde
faizin karşısındaydı. İslam iktisadıyla ilgili yaptığı vaaz ve
sohbetlerin hepsinde faizsiz sistemin savunucusuydu. Finans kurumu
kuruluşunu gerçekleştiren bir cemaati üstü kapalı ifadelerle
sürekli eleştirdi. Ve tenakuz: Himmet paraları çoğalınca ve
zenginlerin dehaleti artınca emretti, Asya Finans kuruldu.
Şimdilerde tenakuzun tavan yaptığı bir macera yaşanıyor. Batmak
üzere olan Bank Asya, başka bankalardan faizle borç alınıp
kurtarılmaya çalışılıyor. Yani, Allah için cihada çıkılmışken,
ayette, Allah’a karşı harp ilanı kabul edilen faiz kurumu uğruna
cihat (!) yapılıyor.." diye eleştirdi.