Fethullah Gülen'den suçlamalara cevap
Abone olSon dönemde futbol üzerinden hedef haline getirilen Fethullah Gülen suçlamalara Herkül.org sitesi üzerinden cevap verdi.
"Gülen hareketi Fenerbahçe'yi ele geçiriyor"
iddiasına tepki gösteren Gülen, hadiselerin ve yaşanan olayları
"Bunların hepsi büyük ya da küçük dairede birilerinin
planıdır" sözleriyle değerlendirdi.
"Kupa Amerikaya girsin" diyerek üstü kapalı kendisine hakaret eden sözüne Star yazarı Ergun Babahan'a cevap verdi:
"Geçen gün birisi sürç-ü lisan etti veya düşünerek yaptı, ya da ajandasında o mülahaza vardı, o duyguyu depreştirecek ve onu ortaya dökmesine sebebiyet verecek bir hadiseyle karşı karşıya kalınca gönlündekini kaçırdı. Kur’an-ı Kerim’in, bazıları hakkında “Ağızlarından nefret ve öfke taşmaktadır. Göğüslerinin saklamakta olduğu ise daha büyüktür."
ISIRAN İNSANA GÜL UZATMASINI BİLMEK
Cemaate yönelik sert suçlamalarda bulananlara karşı sıcak
mesajlar veren Gülen, "Belki
meselenin en zor yanı da budur; fakat ısırdığı zaman bile insana
bir gül uzatmasını bilmek erdemdir" diye
konuştu.
Fethullah Gülen 'şike soruşturması' sürecinde ortaya atılan iddialara 'herkul.org' sitesinden yanıt verdi.
BİRİLERİNİN PLANI
-Son dönemde stadyumların içinde ve çevresinde meydana gelen hadiseler kat’iyen sıradan ve rastgele olaylar değildir. Bir kısım provokatörlerin insanların malına, canına, ırzına kastetmeleri ve yakıp yıkarken bile ağlayıp inlemeleri, bazı medya mensuplarının da onları müdafaaya girişmeleri, masum ve mağdur gibi göstermeleri, böylece hadiseleri körüklemeleri asla rastlantıya verilmemelidir. Bunların hepsi büyük ya da küçük dairede birilerinin planıdır ki, maksatları da bu milletin muvazene unsuru olma yolundaki yürüyüşünü engellemek ve derlenip toparlanmaya durduğu bir dönemde çelme takıp onu yeniden devirmektir.
HERŞEYE RAĞMEN BERABER YAŞAMA KÜLTÜRÜNÜ GÜÇLENDİRMEMİZ
LAZIM
-Her şeye rağmen insanları bir kere daha insanlığa çağırmak ve
beraber yaşama kültürünü güçlendirmek lazım. Bir münkeri görünce
eliyle veya diliyle müdahale etmesi, ya da en azından kalbiyle o
işe karşı tavır belirlemesi mü’minin şiarıdır. Gönümüzde el ile
müdahale devletin vazifesidir. Fakat gücü yetiyorsa ve imkânlar el
veriyorsa dil ile nasihatlerde bulunmak, şayet bu mümkün olmuyorsa
çirkinlik karşısında memnuniyetsizliğini kalbî alakayı kesmek
suretiyle ortaya koymak inanan herkesin yapması gereken bir
vecibedir.
BİZE DÜŞEN BİRAZ YUMUŞAKLIK
-Bu konuda en zor olan da, haysiyet ve onurla oynadıkları ve insana
dokundurdukları zaman aynıyla mukabele etmemektir. Nâilî’nin dediği
gibi “Yıkanlar hâtır–ı nâşâdımı yâ Rab şâd olsun / Benimçün nâmurâd
olsun diyenler bermurâd olsun” diyebilmek; “Allah’ım, şad olmayan
şu gönlümü yıkanlar şad olsunlar; benim için ‘Murada ermesin!’
diyenler muratlarına ersinler!..” dileğinde bulunmak zorlardan
zordur. Fakat, bize düşen; biraz mülayemet.. biraz
yumuşaklık!..
GÖNLÜNDEKİNİ KAÇIRDI
-Geçen gün birisi sürç-ü lisan etti veya düşünerek yaptı, ya da
ajandasında o mülahaza vardı, o duyguyu depreştirecek ve onu ortaya
dökmesine sebebiyet verecek bir hadiseyle karşı karşıya kalınca
gönlündekini kaçırdı. Kur’an-ı Kerim’in, bazıları hakkında
“Ağızlarından nefret ve öfke taşmaktadır. Göğüslerinin saklamakta
olduğu ise daha büyüktür.” (Âl-i İmrân, 3/118) buyurduğu gibi,
demek ki irade o duyguları sinede bastırmaya yetmedi. Fakat, her
şeye rağmen, “Siz bir şey yaptınız ama herhalde o yaptığınız şeyden
siz de memnun olmadınız. Şöyle böyle özür dilemenizden de belli,
memnun olmadınız!..” demesini bilmek lazım. Belki meselenin en zor
yanı da budur; fakat ısırdığı zaman bile insana bir gül uzatmasını
bilmek erdemdir. Evet, bize, hadiselerin üzerine biraz mülayemetle
gitme, olumsuz şeylere karşı olumsuzlukla mukabelede bulunmama,
asla kötülük düşünmeme ve kötülük planları peşinde koşmama; belki
strateji kabiliyetimizi, kin ve nefretin nasıl baskı altına alınıp
kardeşçe el ele tutunma atmosferinin nasıl sağlanabileceğini
belirleme istikametinde kullanma, hâsılı her ne olursa olsun
karakterimize uygun insanlığı ortaya koyma yakışır.
-Hastanın hekime, öğrencinin hocaya, bazı askerlerin kendi
milletine şiddet uygulamaması ve herkesin birbirine karşı saygılı
olması topyekün bir toplumun yeniden kendi şeklini kazanmasına,
hüviyet-i asliyesini bir kere daha elde etmesine ve kendi ahlakıyla
ahlaklanmasına bağlıdır.