Fethullah Gülen'den Evet seferberliği
Abone olReferandum öncesi taraflar arasında müthiş bir yarış var. Fethullah Gülen'den yeni açıklamalar geldi.
Fethullah Gülen Hoca pakete 'evet' için adeta
seferberlik ilan etti. "Mezardakileri bile kaldırarak referandumda
'Evet' oyu kullandırmak lazım" diyerek gündeme oturan Gülen, son
açıklamalarıyla da konuşulacak. Gülen'in çağrısı Amerika ve sınır
ötesinde yaşayan Türkler'e oldu:
"En azından on tane, yirmi tane insanı daha zimmetlemeli,
onları da sandığın başına götürmeli ve onlara da bir güzel 'evet'
dedirtmeli."
Zaman gazetesi Gülen'in açıklamalarına tam sayfa yer verdi.
Gazetenin sürmanşetinde Gülen'in 'Evet'i desteklememiz, kişileri
değil yapılan işi takdir meselesidir' başlığı vardı.
Gülen, 12 Eylül'de yapılacak tarihi referandumda 'evet'
demesinin siyasi mülahazalarla irtibatlandırılmamasını istedi.
Gülen ayrıca mezar polemiğine de açıklık getirdi. İşte Gülen'in
açıklamalarından bir bölüm:
HERKESE KARŞI MÜSAVİ DURUYORUZ
Referandumda 'evet' denilmesi gerektiğiyle alâkalı sözlerimi siyasî
mülahazalarla irtibatlandırmaya gerek yok. Herkese karşı müsavi
derecede duruyoruz. Biz yerinde Deniz Bey'i de destekleriz, Devlet
Bey'i de destekleriz. Elverir ki, yaptıkları şeyler milletimizin
bugünü ve yarını adına, devletler muvazenesinde dümene oturması
adına bir şey ifade etsin. Benim milletim devletler muvazenesinde
yönlendiren, gözünün içine baktıran bir muvazene unsuru olmayacaksa
şayet, ne Avrupa umurumda benim, ne Amerika, ne Çin ne de Maçin. Bu
açıdan da, milleti oraya götürebilecek her gayret alkışlanmalı.
Referandumda 'evet' denmesini desteklememiz, o işi yapan insanları
takdir değil, o işin kendisini takdir meselesidir; kim yaparsa
yapsın, yapılan güzel bir işi takdirdir. Bunu rahmetlik Bülent
Ecevit yapmış olabilir, bunu Süleyman Demirel Bey yapmış olabilir,
bunu İsmet Sezgin Bey yapmış olabilir, bunu Tayyip Erdoğan yapmış
olabilir, bunu Turgut Özal yapmış olabilir, bunu Devlet Bey yapmış
olabilir, bunu Deniz Bey de yapmış olabilir. Güzelliği
milletimiz adına kim yapmış ve milletimize ileriye doğru bir adımı
kim attırmışsa, biz o ayağın altına başımızı kaldırım taşı gibi
koymaya âmâdeyiz. Bütün dünya biliyor ki; yeryüzünde dikili bir
taşımız yok ve bundan başka da hiçbir sevdamız olmadı.
REFERANDUMDA 'EVET' DEMENİN LÜZUMUNA
İNANIYORUM
Geçenlerde, "Değil sadece kadını erkeğiyle, çoluğu çocuğuyla ve
dünyanın dört bir yanına dağılmışıyla hayatta olan insanları, imkan
olsa mezardakileri bile kaldırarak o referandumda 'evet' oyu
kullandırmak lazım." demiştim. Bazıları bu sözü alay konusu yaptı;
hatta, bu sözdeki mübalağayı ve o mübalağadaki ironik espriyi
tersine çeken ve "Ölüleri de yazdırın ve kaçamak olarak onlara da
oy kullandırın." şeklinde yorumlayacak kadar işi şirazeden çıkaran
kimseler oldu. Oysaki, o sözdeki üslup çokça kullanılan ve herkesçe
maruf bir üsluptur. Mesela; İmam Busîrî, Peygamber
Efendimiz için der ki; "Eğer O'nun mucizeleri kendi kadr-u
kıymetine göre olsaydı, mübarek nâm-ı celili ölüler üzerine
okunduğu zaman çürümüş kemikler bile dirilirdi." Ben de bu sözden
hareketle belki elli defa şöyle demişimdir: "Allah Rasulü'nün
doğumu esnasındaki pek çok mucizeden bahsedilir. Onlar da iş mi
ki?!. O yeryüzünü teşrif ettiğinde mezardakiler bile canlanıp ayağa
kalkmalı ve ona temennâ durmalıydılar." İşte, referandumun önemine
ve 'evet' demenin lüzumuna inandığımdan, o meseleyi de böyle bir
üslupla dile getirmiştim.
ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPMALI, ON KİŞİ SANDIĞA
GÖTÜRMELİYİZ
Hiç kimse anayasa değişikliği paketini ve referandumu Avrupa'ya
veya Amerika'ya bağlamamalı; bunlar diyalektik sayılabilecek
dedikodudan ibaret yanlış şeylerdir. Ramazan-ı Şerif'te yumuşayan
kalbleri de değerlendirerek herkes referandum konusunda üzerine
düşen vazifeyi yapmalıdır. Hatta burada (Amerika'da) oy
kullanamayacaklarından dolayı, Türkiye'ye gitmesi mümkün olanlar
gitmeli ve oylarını kullanmalılar. Oraya gidince de, "Amerika'dan
kalktım, bin lira verip buraya geldim; dönerken de o kadar para
vereceğim. Bu kadar zahmeti sadece kendi oyum için çekmemeliyim..."
demeli; en azından on tane, yirmi tane insanı daha zimmetlemeli,
onları da sandığın başına götürmeli ve onlara da bir güzel 'evet'
dedirtmeli.