Fethullah Gülen'den düzeltme

Abone ol

Gülen, ateistlerle teröristleri aynı kefeye koymadığını belirterek, 'İfadem çarpıtılarak başka manalara çekilmiştir' dedi.

Hürriyet’in ‘İlahiyatçılar Gülen’i tartışıyor’ dizisinde yer alan iddiaları Fethullah Gülen, ABD’den internet aracılığıyla cevapladı.

Gülen, ateistlerle teröristleri aynı kefeye koymadığını belirterek, ‘İfadem çarpıtılarak başka manalara çekilmiştir’ dedi. Gülen, Nuriye Akman’ın kendisiyle yaptığı röportajdan, ‘Bizim gibi düşünmeyenlerin canı cehenneme’ gibi bir sonuç çıkarmanın kesinlikle mümkün olmadığını da söyledi.

Zaman Gazetesi’ndeki röportajda söylediklerinizin önemli bir bölümüne herhangi bir itiraz gelmedi. Fakat özellikle ateistlerle ilgili bölüm tartışmalara sebep oldu. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Röportaja dikkatlice bakılınca görülecektir ki, orada ifade edilmek istenen husus insan öldürmenin çok büyük bir cinayet olduğudur. Ve münhasıran, bu görüşü takviye için İbni Abbas’ın insan öldürenler hakkındaki herkesten farklı rey ve ictihadına yer verilmiştir. İbni Abbas, insan öldüren birinin cehennemde ebedi kalacağını söylüyor. Cehennemde ebedi kalmayı da Kuran-ı Kerim değişik yerlerde müşrik ve kafirlere tahsis ediyor. Röportajda, ‘insan öldürenle, káfir aynı şeye maruz kalıyor’ denmekle, her iki grubun ‘ortak bir yönü’, ahiret itibarıyla máruz kalacakları ceza ifade ediliyor. Düz bir mantıkla ‘insan öldürenle káfir aynıdır’ denmiyor. Uhrevi ceza açısından ‘máruz kalacakları hál’ aynıdır, deniliyor ki burada bir benzerlik, ortaklık yönü ön plana çıkarılıyor. Dolayısıyla, tamamen uhrevi bir cezadan ibaret olan cehenneme girme mevzuunda Allah’ı kabul etmeyenlerle, haksız yere insanları öldürenlerin aynı olduğunu söylemek, ateistlerin töreristlerle eşdeğer olduğunu söylemek değildir. Burada, ‘kafir’ ile inancı ne olursa ‘kátil’, ‘cehenneme müstahák olma’ yönüyle ‘ortak’ bir özelliğe sahiptir deniliyor ki bu İbn-i Abbas’ın yorumudur. O röportaj içinde açık ya da kapalı, ehl-i kitap veya başkalarının kafir olduğunu ve onlara cihad açmak gerektiğini ima eden, ‘Bizim gibi düşünmeyenlerin canı cehenneme’ manasına gelebilecek en küçük bir ifade yoktur. Ateislerle alakalı söylenen sözle bunlar kasdedilmemiştir; maalesef, oradaki ifade çarpıtılarak başka manalara çekilmiştir.

KAVGASIZ DÜNYA ARAYIŞI

Teröristlerle ateisleri aynı kefede mi görüyorsunuz?

Az önceki sözlerimden de anlaşılacağı gibi, röportajda teröristlerle ateistler aynı kefede mütalaa edilmiyor. Sadece, haksız yere adam öldürmenin ne büyük bir cinayet olduğunu ifade sadedinde İbni Abbas’ın katillerle Allah’ı inkar edenleri bir mütaala edişi meseleyi pekiştirme adına zikrediliyor. Nitekim biz de, yıllardır bu anlayışa bağlı yaşadık; sürekli, herkesi kendi konumunda kabul etmek gerektiğini vurguladık ve kim olursa olsun, inancı ne olursa olsun ‘mutlu yarınlar için el ele’ dedik ve kavgasız bir dünya arayışında olduk. İnsani değerler açısından, teröristle ateisti hiçbir zaman aynı kefede görmedik. Üzülenler olmuşsa ben de üzülürüm.

‘ATEİST’Lİ AYET YOK

Kuran’da ateislerle ilgili hüküm yok iddialarına ne diyorsunuz?

Lugatlara ve felsefe sözlüklerine göre, ateizm, teizmin temel iddialarını kabul etmeme, Yaratıcı’nın varlığını reddetme manasına geliyor. Ateist ise bir Yaratıcı’nın yokluğunu savunan doktrini kabullenen kişiye deniyor. İçinde ateist kelimesinin geçtiği ayet olduğunu iddia eden yok zaten. Fakat Kuran’da kafirler ve kafirlerin akibetleriyle alakalı yüzlerce ayet vardır.

Görüştüğünüz insanlar arasında ateistler de var. Onlardan bir tepki aldınız mı?

Hayatım boyunca herkese karşı yakın olmaya çalıştım. Görüştüğüm insanların inanç ve kanaatlerini hiçbir zaman irdelemedim, irdelemeyi de insani değerlere karşı saygısızlık sayıyorum. Görüştüklerim arasında ateistler de olmuş olabilir, onlara da farklı davranmamışımdır. Böyleleri varsa, ihtimal, röportajdaki ifadeyi doğru anladıklarından ve beni de düşüncelerimi de tanıdıklarından tepki göstermediler. Tepki göstermeleri için de herhangi bir sebep sözkonusu değildi zaten. Hayatım boyunca her insana ayrı bir álem ve ayrı bir sanat eseri olarak baktım. Global bir köy halini alan dünyamızda diyaloğun mecburi bir süreç olduğu ve insanların mutlaka birbirleriyle yardımlaşma yolları aramaları gerektiği kanaatine vardım. Bana göre, iyilik, güzellik, doğruluk ve fazilet, dünyanın esas mayasıdır. Ne olursa olsun, dünya er geç kayıp bu çizgiye gelecektir.

HEP BARIŞTAN YANA OLDUM

Aleyhinizde yazılanlardan sonra sevenleriniz tarafından değişik kimselere karşı nezaket sınırlarını aşan, hatta tehditlere varan telefonlar edildiği ve e-mailler gönderildiği iddia edildi.

Bazı kimselerin sevenlerimiz tarafından tehdit edildiği iddiasına inanmam mümkün değil. Böyle bir şey, olsa olsa toplumun değişik kesimlerini karşı karşıya getirmek için mücadele eden bir kısım provakatörlerin işi olabilir. Beni sevenler veya şahsıma saygısı olanlar bilirler ki, ülkemizde anarşinin kol gezdiği bir dönemde bile ben hep sükûnet çağrısında bulundum. Hatta ölüm tehdidi aldığım bir vaazın akabinde cami kürsüsünden şöyle seslendim: ‘Şu arkadaşınıza suikastte bulunsalar ve canına kıysalar bile, eğer cesedimi bir tarafa atıp ‘her şeye rağmen asayiş, sükunet ve sevgi’ demezseniz; -varsa- hakkımı helál etmiyorum. Ne olursa olsun siz müminler, sevginin ve emniyetin temsilcileri olmalı ve hep kendi áli karakterinizin gereğini sergilemelisiniz.’ Böyle demeye devam ediyorum.

Kuran yerine Risale-i Nur mu okutuluyor

Kuran okunmasının engellendiği, bunun yerine Nur risalelerinin okunması istendiği iddia edildi. Doğru mu bu?

Neşredilen onca meselede ilmi ve makul mütalaalar ortaya konacağına, ‘Kuran okumuyor, risale ve cevşen okuyorlar’ gibi röportajda sözkonusu edilmeyen hususların karıştırılması-Allah biliyor- hiçbir aslı esası olmayan ve defalarca tekzib edilen tarikat, şeyh, mürid iddia ve ifadelerinin karalama maksadıyla ortaya atılması ve yaralayıcı bir üslup kullanılması hem nezaket kurallarına aykırı, hem ehl-i ilme yakışmayacak bir üsluptur ve bunu ben de başka ehl-i insaf da anlamakta zorlanırız. Pek çok insan, iman hakikatleri adına yararlı olduğuna inanarak Nurları okumuşlardır/okuyorlardır.

Üzülenler olmuşsa ben de üzülürüm

İnsani değerler açısından teröristlerle ateistleri aynı kefede görmedik. Üzülenler olmuş ise ben de üzülürüm.

Hayatım boyunca herkese karşı yakın olmaya çalıştım. Görüştüğüm insanların inanç ve kanaatlerini hiçbir zaman irdelemedim; irdelemeyi de insani değerlere karşı saygısızlık sayıyorum.

Kuran’ın yerine hiçbir düşünce ikame olmaz

Röportajda açık ya da kapalı, ‘Bizim gibi düşünmeyenlerin canı cehenneme’ manasında en küçük bir ifade yoktur.

İnananlardan hiç kimse Kuran’ın yerine sünnet de dahil hiçbir kimsenin beyan ve düşüncesini ikame etmeyi düşünmemiştir.

Aslı esası olmayan ve defalarca tekzip edilen tarikat, şeyh, mürit iddia ve ifadelerinin karalama maksadıyla ortaya atılması ve yaralayıcı bir üslup kullanılması nezaket kurallarına aykırıdır. Hem de ilim ehline yakışmaz.

Her şeye rağmen sükunet ve sevgi

Ölüm tehdidi aldığım bir vaazın akabinde cami kürsüsünden şöyle seslendim: Şu arkadaşınıza suikastte bulunsalar ve canına kıysalar bile, eğer cesedimi bir tarafa atıp ‘herşeye rağmen asayiş, sükunet ve sevgi’ demezseniz; -varsa- hakkımı helál etmiyorum.

Röportajda açık ya da kapalı, ehl-i kitap veya başkalarının kafir olduğunu ve onlara cihad açmak gerektiğini ima eden en küçük bir ifade yoktur. Ateislerle alakalı söylenen sözle bunlar kasdedilmemiştir; maalesef, ifade çarpıtılarak başka manaya çekildi.

Günün Önemli Haberleri