Fethullah Gülen 'Siyah Türkler'in vaizi
Abone olNewsweek yazarı Dr. Rainer Hermann'dan ilginç bir Fethullah Gülen yorumu geldi. Hermann, Gülen'i 'Siyah Türkler'in vaizi olarak tanımladı.
Fethullah Gülen'e şimdiye kadar hem yerli hem de yabancı
basında birçok niteleme yapıldı ancak hiçbirisi Newsweek'te çıkan
yorum kadar ilginç değildi: Siyah Türkler'in vaizi...
Newsweek yazarının çarpıcı Gülen analizi şöyle başladı:
Batı İslam'la çekişiyor. Böyle bir tavırda Müslümanların da bir
miktar sorumluluğu var: Taliban recm cezası uyguluyor, kız
okullarını yakıyor; El Kaide teröre İslam'ı dayanak gösteriyor.
Ama diğer yandan, İslam'da da Hıristiyanlık'taki gibi farklı
anlayışlar var, ama Batı özensizce tek bir İslam'dan bahsediyor.
Müslümanlar sorunlarını halledene ve Batı, dünyanın farklı
noktalarında gelişen İslam'ın farklı yollarıyla tanışana dek bu
mesele çözülmez.
TÜRKİYE İSLAMI FARKLI
Hermann'da Türkiye'de zaman zaman gündeme oturan Türkiye İslamı ile
Fethullah Gülen arasında bağlantı kurdu:
Bu farklı yollardan biri de Türk İslam'ı. Müslüman nüfusa sahip
başka hiçbir ülke lâik hukuku, devletin temel ilkelerinden biri
olarak laikliği benimsememişti. Mısır ve Cezayir'den farklı olarak,
Türkiye'de İslam hep barışçıl bir inanç olarak kaldı. Türkiye
Fethullah Gülen'in ülkesi. Sempatizanlarının "Hoca Efendi" diye
hitap ettiği Gülen, fikirleriyle ülkesinde ve yurtdışında ilham
kaynağı. Ve Gülen Hareketi siyasi değil, toplumsal bir hareket.
ÖRNEK GÜLEN HAREKETİ
Makalede Fethullah Gülen'in ortaya koyduğu Müslümanlık yorumuna
vurgu yapıldı:
Batı, İslam'ın şeriata dayalı bir siyasi düzen talep ettiği gibi
hatalı bir fikirden kurtulamıyor. Ama İslam dünyasında özü
itibarıyla ruhani ve insancıl olan, kendilerini siyasetle ilgili
görmeyen hareketler de hep var oldu. Gülen Hareketi bunun
günümüzdeki etkileyici bir örneği.
Yönetici Kemalist seçkinlerse ilke olarak, kişisel alan dışına
çıkan her dinin siyasileştiğine ve devletle toplumu dinsel bir
düzene doğru sürüklediğine inandılar. Bu nedenle Türkiye
Cumhuriyeti'nin başlıca prensibi olan lâiklik, tıpkı Fransız
geleneğindeki gibi, toplumsal alanda dini yasaklıyor. Bu
sekülerleşme değil. Gülen ise dini toplumsal bir güç olarak kamusal
alana yeniden taşıdı. Ayrıca, demokrasi ve çoğulculukla uyumlu bir
Müslüman kimliği yaratmayı başardı.
GÜLEN, SİYAH TÜRKLERİN VAİZİ
Beyaz Türkler'in karşıt kavramı olan Siyah Türkler tezini ortaya
atan Newsweek yazarı bu kavramsallaştırmanın siyaset ucunda Recep
Tayyip Erdoğan siyaset dışı ayağında ise Fethullah Gülen'in
olduğunu iddia etti:
Cumhuriyet'in kuruluşundan beri, şehirli seçkinler zümresi ülkeye
öncülük etti. Güç merkezleri bürokrasi, ordu, yargı ve bazı
aydınlar oldu; siyasi kanadı ise CHP. Sosyolog Nilüfer Göle bu
zümreyi "Beyaz Türkler" olarak isimlendiriyor. Beyaz Türkler,
toplumu aydınlanmış bir despotizmle dönüştürmek istedi. 'Altı Ok"
denen Kemalist ilkeler oyunun kurallarım belirledi. Cumhuriyet'in
tarihiyse bu ilkelere karşı itirazların bir tarihi. Köyden kente
göç 70'li yıllarda zirveye ulaştı. Taşralı Müslümanlardan kurulu
yeni bir orta sınıf ortaya çıktı. Göle bu grubu "Siyah Türkler"
olarak adlandırıyor. Siyah Türklerin bazıları siyasette değişim
arayışında; partileri Recep Tayyip Erdoğan'ın AK Partisi. Siyah
Türkler grubunun diğer üyeleriyse siyaset dışında, toplumsal
içerikli bir eylem arayışına girdi. İşte Gülen bu ikinci grubun
vaizi.
İSLAM DEMOKRASİYE ENGEL DEĞİL
Newsweek yazarı DR. Rainer Hermann'ın makalesinden ilgi çekici
ayrıntıları okumak için ikinci sayfaya geçiniz
20 yılı aşkın zaman önce Gülen, İslam'ın demokrasi için bir engel
oluşturmadığını söylemeye başladı. AK Parti üyeleri de kendilerini
İslam'a değil, muhafazakâr demokrat olarak görüyor. Gülen'in
değerleriyse, bir diyalog ve hoşgörü kültürü yaratıyor. İslam'la
bilim, Türk kültürüyle Batı medeniyeti arasında bir sentez
arayışındaki modem bir Müslüman.
MANEVİYATI TEMSİL EDİYOR
Gülen'in temsil ettiği değerlerden biri, maneviyat. Türk İslamı'nın
tasavvuf geleneğinden feyiz alan bu vaizin değerlen, esas
itibarıyla Hıristiyanlık'takilerden farklı değil; insanın kendini
Allah'a ve insanlığa adaması, genel yarar adına özveriye hazır
olması... Ardından yeni bir iş ahlâkı geliyor. Taraftarlarını hayat
boyu öğrenme ve verimli çalışmaya dayalı bir ahlâkı benimsemeye
çağıran Gülen, sosyalistlerin "taşralı yeni orta sınıfın İslami
Kalvinist iş ahlâkı" diye nitelendirdiği anlayışın zeminini
hazırladı. Max Weber'in "Protestan Ahlâkı"nda anlatılanlardan pek
de farkı yok. Çalışmak, yüksek bir ibadet biçimi halini alıyor.
Sonra, bilim yolunda ilerlemek var. Gülen'in bilimsel eğitime önem
vermesinin nedeni, eğitimi yaradılışın anlaşılmasının bir aracı
olarak görmesi, insanlığın ilerlemesine katkıda bulunmak ve böylece
refaha ulaşmak. Ve siyasi çerçeve olarak demokrasinin
desteklenmesi: İslam'da demokrasiye hiçbir engel yok, diyor Gülen.
Ancak, demokrasinin bile metafizik bir boyuta ihtiyacı var.
Demokratın Hıristiyanı, Yahudiyi ve Budisti olduğu gibi, Müslüman
demokratlar da olabilir. Bireylerin haklarının korunabilmesinin ve
toplumun gerçekten çağdaşlaşabilmesinin ancak demokrasiyle mümkün
olabileceğini düşünüyor. İnsanlar arasındaki farklılıklar bir
kazanç olarak görüldüğünde barışın sağlanabileceği kanaatinde;
ancak böyle hoşgörülü bir bakış açısı çoğulcu demokrasilerin
hayatta kalmasını sağlayabilir. Son olarak bir husus daha
kendiliğinden ortaya çıkıyor: Terörün reddedilmesi. Gülen "meşru
hedeflere" ancak "meşru araçlar" kullanılarak ulaşılabileceğini;
lafı hiç eğmeden bükmeden de, insan öldürenlerin ne Allah'ın
rızasını kazandıklarını ne de cennete gittiklerini söylüyor.
ORTA SINIFIN GEVŞEK AĞI
Gülenciler, yeni orta sınıftan insanların oluşturduğu gevşek bir
ağ. Ortak payda bir örgüte üyelik değil, bir değerler bütününe
bağlılık. Bir kişi Gülen'in fikirlerinden esinlenerek kendi
inisiyatifiyle bir okul ya da eğitim merkezi yaptırabilir. Zaten bu
nedenle bu hareket "Gönüllüler Hareketi" adım taşıyor. Faaliyetleri
de gizli saklı değil. Üç açık gündem maddesi eğitim, diyalog ve
basın. Gülen sempatizanları Türkiye'de ve yurtdışında 500'ün
üzerinde okul açtı. Okullarda çağdaş bir öğretim programı
uygulanıyor.
Türkiye yakın bir geçmişe kadar farklı ideolojik gruplar arasında
pek diyalog bulunmayan, parçalanmış bir ülkeydi. Ama son yıllarda
çok şey değişti. Düzelmenin sadece Gülen'in çabalarıyla
gerçekleştiği söylenemez, ama değişime kesinlikle önemli katkısı
oldu. Fethullah Gülen, modem bir İslam'ın vaizi.