Fethullah Gülen, “Reformist değilim”

Aytun ÇIRAY aytun@internethaber.com

Gündem o kadar hızlı değişiyor ki…

 

İnsan tam bu konuyu yazayım derken, bir de bakmışsınız ki bazı çok önemli konular kaynayıp gidiyor.

 

Bu konu kaynamamalı diyerek sizi bir süre önce yapılan, “Dinde reform(!), Calvenizm” tartışmalarına geri götürmek istiyorum.

 

Çünkü o günlerde Fethullah Gülen Herkul.org sitesine çok önemli açıklamalarda bulunmuştu.

 

En azından ben önemli olduğunu düşünüyorum.

 

***

 

Gülen, açıklamalarında oldukça net ve hatta sertmiş diyebilirim.

 

“Dinde reform” konusunu, dinden rahatsızlık duyanların gündeme getirdiklerini söyleyecek kadar.

 

Eminim en çok da “başı açık namaz” tartışması canını sıkmıştır.

 

Kendisinin Calvin’e benzetilmiş olmasına bile bu kadar kızmamıştır.

 

Buna rağmen açık kapı bırakmamacasına, “Ne Calvenistim ne de reformist, ben peygamberimizin yolunda sade bir müslümanım” deme ihtiyacı duymuştur Sayın Gülen.

 

***

 

Dediğim gibi çok netmiş Hocaefendi söylediklerinde:

 

 

“İslamiyet hakkında reform hiçbir zaman sözkonusu olamaz.

 

Zannediyorum bu türlü düşünen insanlar esas maksatlarını gizleyerek böyle nifaki bir mülahazayla ya reforma işte sığınıyorlar ya tercümeye sığınıyorlar fakat asıl hedefleri dinin kendisidir.

Dinin özruhudur, dinin semaviliğidir.

 

Arzuları kursaklarında kalsın."

 

***

 

Gülen, kendisinin bazıları tarafından en çok eleştirildiği “dinlerarası diyalog” çalışmalarının reformla hiç bir ilgisinin olmadığını da belirtmiş:

 

“Günümüzde böyle bir diyaloğun lüzumuna inandım. Yapılmış birşey. Mevlana'nın yaptığı birşey imam gazali hazretlerinin yaptığı birşey efendimizin yaptığı birşey bu yapılmışsa şayet bence böyle dünyada sulha doğru yürümenin yolu buradan geçer. Hepinizin hepimizin düşüneceği birşeydir yani. Bununla reformun hiç alakası yoktur yani diyalogla reformun hiç alakası yoktur.”

***


Hocaefendi bu konuşmasında dini konulardaki tartışmalarda müracaat edilecek adresi de Diyanet İşleri Başkanlığı olarak göstermiş.

 

Gülen’in farkı burada olmalı; “Dini bilirkişi” olarak kendini değil, Cumhuriyet’in bir kurumu olan Diyanet İşleri Başkanlığı'nı göstermesinde.

 

Bu mevzuda(dinde reform), bu türlü şeyler ortaya atıldığında yani sisteminde temelde kabul ettiği, benim müessesemdir dediği bir diyanet müessesesi var. ...Ankara Diyanet İşleri Başkanlığı kolay bir adres. Yüksek Din Kurulu dersiniz ki, böyle birşey var. Ne buyuruyorsunuz bu mevzuda çıkın bir beyanat verin. Oraya havale ederseniz bence bir ağızdan söz çıkar.”

 

Özetle Gülen haddini aşanlara diyor ki: “Müslümanlık, Müslümanlıktır.”