Fethullah Gülen onlara kahretti!
Abone olFethullah Gülen 'millete hizmet ediyoruz' diyerek kendi çıkarları için çalışanlara böyle kahretti.
Fethullah Gülen son sohbetinde yolsuzluğa karışanlara,
Harun olarak yola çıkıp Karunlaşanlara dikkat çekerek "Allah sizi
yerin dibine batırsın" derdim dedi. Gülen'in sohbetindeki o kısım
şöyle...
Bir hadis-i şerifte, Rasûl-ü Ekrem Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi
ve sellem) hasır üzerinde istirahat buyurması ve hasırın da
vücudunda iz bırakması sebebiyle Hazreti Ömer’in gözleri dolu dolu,
“Yâ Rasûlallah! Sasaniler şöyle, Romalılar böyle…”
diyerek O’nun da dünya nimetlerinden biraz istifade etmesi
gerektiğini ima etmesi üzerine Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve
sellem) şöyle buyurduğu rivayet edilir:
“Benim dünya ile ne alâkam olabilir ki! Benim
dünyadaki hâlim, bir ağacın altında gölgelenip azıcık dinlendikten
sonra yoluna devam eden bir yolcunun hâline benzer.”
(Tirmizî, Zühd 44) Hepimiz biliyoruz ki, O (sallallâhu aleyhi ve
sellem) isteseydi, Ashab-ı Kiram evinde barkında ne varsa getirir
ve O’nun altına sererlerdi. Fakat İnsanlığın İftihar Tablosu,
kendisini, muvakkaten bir ağacın altında ârâm eden ve sonra da
çekip giden bir yolcuya benzetip dünyayla olan münasebetinin bundan
ibaret olduğunu ifade ediyor; ruhunun ufkuna yürüyeceği âna kadar
da hep bu ölçüye göre yaşıyor ve ümmetine de istiğna ruhunu talim
buyuruyordu.
HARUN OLARAK YOLA ÇIKIP KARUNLAŞANLAR
YERİN DİBİNE BATARLAR
İnsanlığa hizmete kendini adamış olanlar, peygamber yolunda
yürüdükleri zaman kalıcı eserler bırakırlar. Yoksa Harun olarak
yola çıkıp sonra Kârunlaşan kimseler, bir gün hazineleriyle beraber
yerin dibine batarlar da lanet ile yâd edilirler.
Hiç olmazsa imana ve Kur’an’a hizmete kendini adamış bu daire-yi
mübareke içinde bulunan insanlar, yaptıkları hizmetler içinde,
konumları itibarıyla “Ben şunu kendi hesabıma bir avantaj
olarak değerlendirebilirim. Hatırımı kullanarak ‘şöyle bir
mukavelede/ihalede bana da şu kadar şey düşünün’
diyebilirim” mülahazalarından uzak olmalıdırlar.
'MİLLETE HİZMET EDİYORUZ' DİYE ÇIKARINI
DÜŞÜNENLER...
Eğer dilimde tel’in etmeye, “Yerin dibine batsın!”
demeye azıcık açıklık bulunsaydı, dilimin bir parçasında bedduaya
yer olsaydı, ‘millete hizmet ediyoruz’ dedikleri
halde o iş içinde kendi çıkarlarını düşünenler, meseleleri çıkar
çarkına bağlayanlar, ihalelerde kendilerine pay ayıranlar ve
kendilerine pay verenleri mabeyn-i hümayun insanı haline getirenler
hakkında “Allah sizi çoluk çocuğunuzla, beklentilerinizle,
ümitlerinizle yerin dibine batırsın, mahvetsin!” derdim.
Ama demedim; çünkü dilimde öyle bir şeye yer yok. İkbal’in dediği
gibi, “Dua dua yalvardım; tel’ine, bedduaya ‘amin’ demedim!”