Fethullah Gülen kafayı yemiş! Cennet garantili ahiret vaadi
Abone olFethullah Gülen Pensilvanya'daki lüks hayatına devam ederken, başını yaktığı üyelerini de 'cennet' vaadiyle 'konuşmamaları' için iknaya çalışıyor. Çiftliğinde her pazartesi yaptığı sohbette bakın neler dedi.
Fethullah Gülen, FETÖ üyelerinin konuşmalarını
engellemek için onlara 'cennet' vaadiyle kandırıyor. Son sohbet
toplantısında 'sapkın' zihnini ortaya döken Gülen, 'kendisinin
Peygamberin sofrasında yeri olduğunu" söyleyecek kadar ileri
gitti.
15 Temmuz'un yıldönümünden hemen sonra yaptığı konuşmada Gülen şunları söyledi;
-“Ben Efendimiz ile aynı sofraya oturacağım, kaşık çalacağım, O’nu göreceğim, müsaade buyururlarsa. Haftada bir mi olur, ayda bir mi olur, senede bir mi olur; O’nu göreceğim. Etrafındaki nurdan hâleyi göreceğim. O bir “Kamer-i Münîr”, etrafındakiler de O’nun ışıktan hâlesi. Onlarla beraber olacak, onlara karışacak, onlarla beraber oturup kalkacağım, onlarla…” mülahazalarıyla dolup taşın!..'
ŞEYTAN KAPADOKYA'DA ZİL TAKTI OKNUYOR
Fethullah Gülen üyelerini de 'cennet' vaadiyle teskin ettiği
konuşmasında şeytanın Kapadokya'da zil takıp oynadığını söyledi,
Gülen'in 'Kapadokya' diye adres vermesi şaşırtıcı olurken işte
söyledikleri;
-"Günümüzde insî şeytanlar cinnî üstatlarını zil takıp oynatacak
kötülükler yapıyorlar; “bir dolar” hikayesi ve bebek isimleri
bahanesi sadece iki misal!.. İnanın, şu anda o kulağınız varsa,
şeytanın zil takıp oynadığını duyacaksınız. Ben duymuyorum da fakat
zannediyorum veli olan kullar, duyacaklardır. Allah’ın dostu olan
insanlar duyup söyleyeceklerdir: “Şeytan, şu anda zil takmış
oynuyor!” Amnofis döneminde, Ramses döneminde, İbnü’ş-Şems
döneminde, Sezar döneminde zil takıp oynadığı gibi, şimdi de
Kapadokya’nın değişik vadilerinde zil takmış, hep oynuyordur.
AHİRET TEMİNATI CENNET VAADİ
Fethullah Gülen 'sabredin konuşmayın' dediği FETÖ üyelerine
ahiret taminatı verip cennetle kandırıyor. Konuşmasında bu
insanlara kabir azabı olmayacağını mezarlarının projektörlerle
aydınlanacağını bile söylüyor. İşte FETO'nun
masalları;
-Maldan, candan ve meyveden, semerâttan, hasılattan eksilme gibi unsurlarla da bir şekilde imtihan… Fakat mü’min bütün bunlar karşısında, sabra kilitlenmelidir. “Müjdele o sabırlıları!..” diyor. (....) Ne ile müjdeliyor? Bir yönüyle, “Ahiretlerini teminat altına almakla müjdele. Cennet’e girmekle müjdele. Cemâl-i bâ-kemâli görmekle müjdele!” demek.
KABRİN PROJEKTÖRLERLE AYDINLANACAK
Malınıza eşkıya/kırk haramîler el koyduğu zaman.. mülkünüze el
koydukları zaman.. evlerinizi sahiplendikleri zaman.. sizi
vatandaşlıktan çıkardıkları zaman… İşte o zaman sabredeceksiniz.
Hâdisenin şoku yaşandığı ân, sabredeceksiniz. “Hoş!” diyeceksin
musibetlerin hepsine. Ondan sonra, bir gün gelecek, onlar,
vâridatını senin eteklerine döktüğü zaman, “Yahu ne isabetli imiş
meğer bu!” falan diyeceksin. Bunu dünyada da diyeceksin, kabre
girdiğinde de diyeceksin. Münkir-Nekir gelecek, diyecek ki: “Yahu
bu arınmış insanlara ne soruyorsunuz? Bunlar, dünyada
sorgulandılar. Kabrin sıkıştırmasına/tazyikine lüzum yok;
bunlar dünyada sıkıştırıldıkları kadar sıkıştırılmışlar.”
Evet, sıkıştırmaz kabir o zaman. Ne soru soracaksın bunlara?
Dünyada istintaka tâbi tutulmuşlar; diyeceklerini demişler,
çekeceklerini çekmişler! Ya “Nem!” diyecekler sana, hadisin
ifadesiyle, “Sen, uyumana bak!” diyecekler. Veya bir de böyle
teheccüd namazlarını kılmış, Evvâbînlerini kılmış, Duhalarını
kılmış isen, berzah hayatını projektörlerle aydınlatmışsın
demektir; o aydınlığın -bir yönüyle- varabildiği yere
kadar, azm-i râh edeceksin.