Fethi Dedenin davası

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Selanik'teki Atatürk Evi'nde bulunan anı defterine yazdıklarından dolayı Fethi Dördüncü aleyhine açtığı manevi tazminat davası başladı. Dördüncü'nün avukatının, Erdoğan'ın “husumet yönünden dava açamayacağı”na ilişkin itirazı reddedildi.


Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesindeki davanın ilk duruşmasına, davalı Dördüncü ve avukatı Coşkun Kurt ile Başbakan Erdoğan'ın avukatı Fatih Şahin katıldı.

Dördüncü'nün avukatı Kurt, müvekkilinin anı defterindeki yazısında, Erdoğan ya da başka herhangi bir kişinin hedef alınmadığını ve belli bir isme yer verilmediğini ifade ederek, husumetten bahsedilemeyeceğini, bu nedenle dava açılmaması gerektiğini savundu.

Erdoğan'ın avukatı Şahin ise bu konudaki itirazın, Medeni Kanun'a göre yerinde olmadığını söyledi.
Yargıç Ahmet Kahraman, Dördüncü'nün avukatının itirazını reddetti ve Erdoğan'ın avukatına delillerini sunması için süre vererek, duruşmayı erteledi.

“DEFTERE YAZILANLAR İÇSEL NİTELİKTE”

Davalı Dördüncü'nün avukatı Kurt tarafından mahkemeye sunulan cevap dilekçesinde, Atatürk Evi'ndeki defterin, Atatürk'ü göremeyen kişilere onun huzurunda içe dönük ve tek taraflı diyalog kurma imkanı tanıdığı anlatıldı.
Defterde yazılanların içsel nitelik taşıdığı ve gizli kalması gerektiği savunulan dilekçede, şu görüşlere yer verildi:
“Davacının iddiaları, hukuk düzeninin karışmadığı ve başkaları yararına korumadığı kişisel ve el uzatılamaz alana temas etmektedir. Dördüncü, kimsenin görmemesi gereken bir anı defterinin kendisine ait yaprağına yazı yazmıştır. Hiç kimse kendi içsel dünyasında yaşadıkları sebebiyle hukuka aykırı davranmakla itham edilemez.”

Dördüncü'nün yazısının gözle görülür muhatabının olmadığı savunulan dilekçede, anı defterinin yırtılan yapraklarının delil olarak kabul edilemeyeceği iddia edildi.

Erdoğan, davalı Dördüncü'den, Atatürk Evi'ndeki defterde yer alan yazılarında kişilik haklarına saldırdığı iddiasıyla, 20 bin YTL manevi tazminat talep ediyor.