Fener'in 'Büyük Amca'sı enselendi

Deniz Feneri davasında 'Büyük Amca' kod adlı kişiye ulaşıldı. Yardım paralarından 4,5 milyon euroyu, Türkiye'ye getiren eş, dayı, kızkardeş ve kayınbiraderin gözaltı olayında 18 ayrı teslimatın belgesi bulundu.

Almanya'daki sanıkları mahkum olan ''Yüzyılın soygunu'' Deniz Feneri davasıyla ilgili Ankara'da yürütülen soruşturmada ''Büyük Amca'' kod adı ile anılan kişiye ulaşıldı.

Almanya'da toplanan yardım paralarından 4,5 milyon euroyu, 18 ayrı seferde kuryelik yaparak Türkiye'ye getiren ve Kanal 7 yöneticilerine teslim eden Hakkı Sadal gözaltına alındı. Sadal'ın Almanya'daki davada hapse mahkum olan Mehmet Gürhan'ın dayısı olduğu ancak ''Amca'' lakabı ile anıldığı bildirildi.

Deniz Feneri soruşturmasındaki son dalgada Mehmet Gürhan'ın eşi Nurgül Gürhan ve dayısı Hakkı Sadal, kayınbiraderi İzzet Kurum ve Ahmet Coşar ile dernek 2. Başkanı Sıddık Balıkçı gözaltına alındı. Bu 5 ismin de Almanya ile Türkiye arasındaki para naklinde kuryelik yaptıkları bildirildi.

BELGELER VE 10 MİLYONLUK VİLLA

Bu davada RTÜK eski Başkanı Zahit Akman, Zekeriya Karaman, Harun Kapıyoldaş gibi kilit isimlerin tutuklanmasının ardından, Hakkı Sadal ile İzzet Kurum da gözaltına alındı. Savcılık bu iki isim tarafından imzalanmış bazı belgelere ulaştı. Bu belgelerde Hakkı Sadal'ın 4,5 milyon euroyu İzzet Kurum'a teslim ettiği görülüyor.

Son operasyonda gözaltına alınan Almanya'daki Deniz Feneri Derneğinin 2. Başkanı Sıddık Balıkçı ise bazı şirketlerde Zahit Akman ve Zekeriya Karaman ile ortak bulunuyor. Balıkçı'nın 850 bin euroyu Türkiye'ye getirerek kuryelik yaptığı öne sürülüyor. Balıkçı dört ay önce Aydın Didim'de kendi üzerine olan bir villayı 10 milyon lira bedelle satmış, ancak savcılık villanın ''Deniz Feneri yardım paralarıyla alındığı şüphesi üzerine'' gayrimenkule tedbir koyup, bankadaki parayı da bloke etmişti.

''SAVCILARA BASKI VAR''

Bu arada soruşturmayı yürüten üç savcı hakkında HSYK tarafından inceleme başlatılması da ''Baskı'' olarak değerlendirildi. CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, "Usulsüz yazışma gibi gayrı ciddi iddialarla, savcılar yıldırılmak ve savcılar değiştirilerek, soruşturma akamete uğratılmak istemektedir" dedi.

Artık doğrudan soruşturma savcılarının hedef alındığını savunan Kart, ''Üç yıla yaklaşan soruşturmada hükümete rağmen işlemeye başlayan tutuklama süreci, hükümetin savcılara yönelik soruşturma girişimiyle yeni bir hal almıştır. Olayın giderek büyümesi ve gerçeklerin ortaya çıkmasından endişe duymaktadır. Ancak suç delilleri ortadan kaldırılamayacak kadar yoğundur'' dedi.