Fenerin arkasındaki güç
Abone olAziz Yıldırım isminde bir yeğeni var!
Aziz'in aklı varsa Fener'i bırakır
Dayısı Faruk Yalçın'dan F.Bahçe Başkanı Yıldırım'a: Zoru başardın
ama kaynama başladı, bence yeter.
HEDEFLERİNİ GERÇEKLEŞTİRDİ
MİLYAR dolarlık servetiyle dünyanın en zenginleri listesine 21'inci
Türk olarak giren 'NATO müteahhidi' Faruk Yalçın konuştu: Aziz,
Fener için hedeflerini tamamladı. Aklı varsa bırakır.
KÜFRETMEYİN
MAÇLARDA ölmüş kız kardeşime (Aziz Yıldırım'ın annesi) toplu halde
küfür ediyorlar. Zavallı kadın. İnsan bu kadar aşağılık olmamalı.
Çok ayıp.
Ölmüş kız kardeşime toplu halde küfür
ediyorlar
FB Başkanı Aziz Yıldırım'ın dayısı, milyar dolarlık servetiyle
Forbes listesine giren Faruk Yalçın, maçlardaki küfre tepkili
"İnsanlar bu kadar aşağılık olmamalı" "Aziz, F.Bahçe'yi önemli yere
getirdi. Zoru başardı, millet onun yerine kolayca gelmek istiyor.
Ama aklı varsa Fener'i bırakır. İç huzuru ve rahat nefes için".
Bugünkü Pazartesi Sohbeti konuğu Türkiye'nin en zengin listesine
21. sıradan giren bir isim: Faruk Yalçın. 23 Nisan 1923 Diyarbakır
doğumlu Yalçın'ı iş dünyası NATO müteahhidi olarak tanıyor. Yalçın,
Devlet Demiryolları bursuyla İsviçre'de mühendislik okumuş.
Türkiye'ye döndükten sonra ilk kurduğu taşeron şirketle Amerikan
şirketlerinin işlerini alma becerisi göstermiş. Ardından gurur
duyduğu Makyal isimli inşaat şirketini kurmuş. Bir taraftan NATO
işlerini gerçekleştiren Yalçın, Türkiye'ye ilk bilgisayar sistemi,
ilk makineli inşaatı getirmiş. Ayrıca ilk elektrik-motor
fabrikalarını kuran isim de o. İş dünyasındaki başarılarının yanı
sıra Yalçın'ın bir başka özelliği de F.Bahçe Kulübü Başkanı Aziz
Yıldırım'ın dayısı olması. Hobisine gelince, "Herkes müze kuruyor
ben de Hayvanat bahçesi yaptım" diye anlatıyor. "Kendimi tamamen bu
250 bin metrekare alana adadım. Botanik park, 3 bin hayvan. Dünyayı
beş kez gezdim, her ülkenin hayvanat bahçelerini dolaşıp, örnekler
aldım. Burada, Darıca'da büyük huzur duyuyorum." 83 yaşındaki Faruk
Yalçın ile önce Hayvanat Bahçesi'ni, ardından zenginler listesi ve
F.Bahçe'yi konuştuk. Basında pek fazla gözükmeyi sevmeyen yalçın'ın
söylediklerini ilgilye okuyacağınızı düşünüyorum. Önce F.Bahçe.
MAÇLARI EVDE İZLERİM
Sarı-lacivert kravatınızı görüp sormamak pek mümkün değil.
F.Bahçe sizin için ne ifade ediyor?
-İnanır mısınız ne zaman Fenerli oldum hiç hatırlamıyorum. Küçükken
benim de top oynamışlığım vardır tabii. Ama o kadar. Kendimi bildim
bileli Fenerliyim. Ama şunu yazın, kesinlikle fanatik değilim.
Gönül bağım Fener ile. O kadar.
Maçları izliyor musunuz?
Tabii izlerim hiç kaçırmam. Ama stadyumdan değil. Evde TV'nin
karşısına geçip izlerim.
Niye? Bildiğim kadarıyla stadyumda bir loca
almışsınız.
-Aldım ama gitmem. Bizimkiler giderler. Rahatsız oluyorum ben o
bağırış çağırışlardan. Benim o gürültüyü anlamam pek mümkün değil.
Ev daha rahat.
Aziz Yıldırım bir dönem başkanlığı bırakıyordu, siz devreye
girdiniz. O günden beri sizin Fener'in gizli finansörü olduğunuz
yazılıp çizildi. Hatta para sorunu yaşandığı bir dönemde
futbolcuların anlaşmalarına sizin imza attığınız bile dedikodular
arasındaydı. Doğru mu bunlar?
-O dönemde Aziz ayrılmak istiyordu ve ben ikna ettim ayrılmaması
için bu doğru. Başladığı işi bitirmesi lazımdı. İşi yarım bırakmak
olmaz. Ama benim onun finansörü olduğum doğru değildir. Hepsi
uydurma.
FB'DE KAYNAMA BAŞLADI
Aziz Yıldırım sizcebaşarılı mı?
Çok başarılı oldu. Onun yaptığı bu iş özveriye ve sevgiye dayanan
bir iş. O da bir deli işi. Hani ben kendime hayvanat bahçesi için
"Deli işi" diyorum ya, onun aynısı. Sevmeden olmaz yani. Onun
yerine başkası bunları yapamazdı, bunca baskıya rağmen. Örneğin
müthiş bir stadyum yaptı. Böyle bir tesis kurulması memlekete
hizmet. Değil mi yani? Ayrıca çok önemli futbolcuları getirdi. Türk
insanı onları izledi. Bunlar büyük hizmet. Ama yeter bence.
Ne anlamda "Yeter" diyorsunuz?
-Aziz benim şirketlerin birinde müdürdü. Bütün müdürlerin içinde
sivrildi. Zekası, çalışkanlığı başkaydı. Başka bir cevher vardı
onda. Çok iyi bir işadamı vasıflarını taşırdı. Başarılıydı. Bugün
de başarılı. Aslında Fener için bütün hedeflediklerini tamamladı.
Hepsini bir bir gerçekleştirdi. Aziz aklı varsa Fener'i
bırakır.
Niye bıraksın ki?
-Bakın, Aziz F.Bahçe'yi öyle bir duruma getirdi ki şimdi herkes
onun yerine gelmek istiyor. Aziz zoru başardı, millet kolayca onun
yerine oturmak istiyor.Mücadeleler, alttan kaynamalar yavaş yavaş
başladı.
Niye peki? Yani kulubü başarıya götüren başkanı niye
istemesinler ki?
-İnsanların içerisinde muvaffakiyetlere karşı mutlaka bir tepki
vardır. Oyunun kuralı bu. İnsan adeti, kötü işte. O yüzden zamanı
gelince "Allahaısmarladık" deyip çekilmek lazım. Bir sürü entrika
başladı. Bir sürü dolap dönüyor. İşin garibi dönmemesi lazım
aslında. Biz G.Saray değiliz ki, "Durumumuz ne olacak" diye korkuya
kapılalım.
Bir de "Fanatik değilim" diyorsunuz.
-(Gülüyor) Değilim. Ama Galatasaray'ın durumunu görünce "Onlar
paniğe kapılsın, biz değil" diye düşünüyorum. Neyse, Aziz bence işi
tadında bırakmalı. Tabii insanların hırsı vardır, başarıya ulaşınca
bırakmak istemezler. O yüzden belki 2007'de de kalabilir ama o
kadar yeter.
Ben niye bırakması gerektiğini yine anlamadım. "Başarılı"
diyorsunuz.
-İç huzuru için. Rahat nefes alsın yani.
Aziz Yıldırım, rahmetli annesine küfür edildiği için bazı
maçlara gitmeyi reddediyor. Kardeşinize küfür edilmesine ne
diyorsunuz?
-Çok ayıplıyorum. İnsanlar bu kadar aşağılık olmamalı. Küfürün
stadyumlarda işi ne? İnsanları daima yükseltmek gerek. Hangi kulüp
olursa olsun. Ölmüş kızkardeşime toplu halde küfür ediyorlar.
Zavallı kadın. Yani onun ne ilgisi var? Herhalde Aziz'in canını
sıkmak için yapıyorlar.Yanlış. Bunlar çok ayıp şeyler. Spor spor
olarak kalmalı.
Benden sonra yardımlaşma herhalde biter
FARUK Yalçın ile Hayvanat Bahçesi'ndeki ofisinde konuşuyoruz.
Gözüme torunu Süreyya Yalçın'ın fotoğrafı takılıyor. Dayanamayıp
soruyorum: Türkiye'nin en zenginlerinden olacağım, dediniz ve
oldunuz. Ama hiç ortalarda yoksunuz. Büyük lüksleriniz de yok. Bu
kadar parayı ne yapıyorsunuz? Yalçın gülümseyerek cevap veriyor:
"Hayvanat bahçem, botanik parkım var benim. Lüksüm yok. Aileye önem
veririm. Kimse kimsenin parasına puluna karışmaz ama zorda kalınca
herkes birbirine yardım eder. En azından benim dönemimde öyleydi."
Sözlerinde serzeniş sezip, "Ya sizden sonra?" diye soruyorum.Yalçın
düşünceli şekilde başını sallıyor. "Ailede bu geleneğin benden
sonra sürdürülebileceğini pek sanmıyorum, ümitsizim. Sanmıyorum
yardımlaşma yapacaklarını. Yardım biter herhalde."
Milyarder niye para peşinde diyorlar
FARUK Yalçın "Deli işi, akıllı yapmaz" dediği, Darıca'daki Boğaziçi
Hayvanat Bahçesi'ne İstanbulluların sahip çıkmasını arzuladığını
söylüyor. "3 bin hayvan var burada. Tanesi en az 2 bin dolardan
gelmiştir. Dünya güzeli bir Hayvanat Bahçesi yarattık. 250 bin
metrekare alana inşa ettik. Diyoruz ki, 'Gelin beraber sahip
çıkalım.' Kimseden çıt çıkmıyor. Ben 83 yaşındayım. Ben ölünce ne
olacak? Benim gibi bir deli bulmak kolay mı? 'Sahip çıkalım'
diyorum, 'Milyarder niye para peşinde' diyorlar. Olur mu böyle bir
şey. Benim yardıma ihtiyacım tabii ki yok. Ama bu bahçenin var.
İstanbullu bu hayvanları, parkı sahiplenmeli, korumalı."
O kadar param var mı bilmem
İş hayatına atıldığınızda "Türkiye'nin 5-6 milyoneri var,
onların arasına gireceğim" diye işe başlamışsınız. Doğru
mu?
-Doğru. O zaman o kadar zengin vardı. Ben de
onların arasına girmeyi hedefledim.
İddialı bir hedef.
-Bakın, hedef olmazsa hayatta hiç bir şey yoktur. Çıtanızı yüksek
tutacaksınız. Hırslı ve iddialı olacaksınız. Ben Türkiye'ye hep
ilkleri getirmeye dikkat ettim.
Bugün işe yeni başlıyor olsanız hangi alana el
atardınız? -Üst kademe teknoloji. Hâla bakir bir alan.
Yapılacak çok iş var, getirilecek "İlk"ler çok. Ama ben artık
emekliyim. 83 yaşımın keyfini çıkarıyorum.
Hayaliniz milyoner olmaktı. Bugün Türkiye'nin en zenginleri
arasındasınız. Nasıl bir duygu?
-Forbes dergisi yazmış. Bana sormadan yazmış. Haberim yoktu listeyi
görünceye kadar.
O kadar paranız yok mu yani?
-(Gülüyor) Haberim yok. Bilmiyorum o kadar param olup
olmadığını.
Rahmetli Sakıp Sabancı bile "Faruk Yalçın'ın benden çok
parası var" dermiş. -Öyle dermiş. Söylemek serbest tabii.
Herkes istediğini söyler.
Bu konuda laf alamayacağım galiba. Ya siyaset? Bildiğim
kadarıyla birçok lider arkadaşınız. Özellikle Süleyman Demirel'le
yakınlığınız biliniyor. Hiç siyasete girmeyi düşündünüz
mü?
-Demirel kaç kez teklif etti biliyor musunuz? Ama ben yapmadım.
Siyaset başkadır, işadamlığı başka. Eğer işlerinizi bırakmadan
siyasete girerseniz yanlış olur. İkisi beraber yürümez. Menfaat
sağlamak adına bir takım istekler olur. Ben siyasetçi-işadamı
ilişkisine girmeyi hiç bir zaman istemedim. Kendi yeteneklerimle
bir yerlere gelmeye çalıştım. O ilişki yanlış bir ilişki olur diye
düşündüm.
Kaynak:
Röportaj: Balçiçek Pamir