Fenerde sorunun kaynağı
Abone olFenerbahçe lige hazır mı? İlk sinyaller aksi yönde. Kampı takip eden Alaattin Metin sorunun kaynağını buldu.
Fenerbahçeli futbolcular "kamp çok iyi geçti" dese de
oynanan futbol tatmin edici değil. Yani . Kampı takip eden Akşam
yazarı Alaattin Metin teşhisi koydu. Ona göre sorun orta
sahada. İşte Fenenrahçe raporu..
-Fenerbahçe’nin 14 günlük Avusturya kampını izledim. Yağmur, çamur demeden her idmanını seyrettim. Hatta, başkan Aziz Yıldırım, Mahmut Uslu, Ömer Temelli ile birlikte 2 günlüğüne kampa geldiğinde futbolcuların kaldığı otele de girdim. Oradaki havayı da gördüm.
Mükemmel bir yerde, futbolcular için sıcak olmayan, ideal bir hava şartlarında çalıştılar. İçinde göleti, yeşil alanı bol olan kamp yeri o kadar güzeldi ki bir ara başkan Aziz Yıldırım, “Bunun aynısını biz Abant’ta yapabilir miyiz” diye de düşündü.
İdmanlardaki tempolu çalışmalar maçlara yansımasa da Fenerbahçe çok iyi bir hazırlık dönemi geçirdi. Eksik olan disiplini Aragones sağladı. Hemen hemen bütün idmanları futbolculara topla yaptırdı. Kondisyon ve taktik idmanlarına ağırlık verdi.
Ancak Fenerbahçe henüz lige hazır değil. Aşılması gereken büyük sorunları da var.
Nedeni de, Aragones’in Fenerbahçe’nin elindeki futbolcu yapısına pek uymayan İspanya Milli Takımındaki 4-1-4-1 sistemini oynatmak istemesi.
Yani, “orta saha oyuncularının ayağa tek topu sahayı, yanlamasına değil, dikine, çabuk ve adam eksilterek oynayıp, süratli rakip kaleye gitme” düşüncesi.
Burada sıkıntı, kanat oyuncuları Uğur, Burak Yılmaz, Colin Kazım ve Ali Bilgin’in eski sistem alışkanlığından dolayı bocalamaları, oyun kurucu Alex’e uzak oynamaları, geriye, yana pas yaparak kaleye dikine gidememeleri.
Böyle olunca da Aragones’in devamlı “rakibe kendi sahasında pres yapın” sözleri havada kaldı..
Bu sıkıntı aşılır mı!
Aşılır. Alex’in yanına topu bilen Emre gelince farklı olabilir..
Ön liberoya istenilen “geriden oyun kurucu, mücadeleci, takıma tempo veren oyuncu” alınırsa ki alınacak, o vakit daha da farklı olur.
Çünkü şu anda Fenerbahçe’de takımı ateşleyecek, fizik gücü yüksek, rakibin direncini kıran, savaşan oyuncusu yok.
Deivid’in sakatlanması, Vederson’un ameliyat olması da Fenerbahçe için bir başka sıkıntı. Çünkü Deivid ilerde basan, adam kovalayan, takımı ateşleyen bir futbolcuydu. İki sene önce satılması istenilen Deivid’in yokluğu bu sene çok hissedilir.
Fenerbahçe’nin oturmuş defansında Roberto Carlos dışında sorun yok gibi. Roberto Carlos’un hem kilosu fazla hem de uzaktan sert şutlar attığı için, gol atamama stresini hazırlık maçlarına da taşıdı.. Yani Aragones’in “Geriden uzun toplarla takımı atağa kaldırma rolünü vermesine” rağmen o devamlı “kafasındaki gol atacağım” düşüncesine takılı kalarak topu dağlara, taşlara vurdu.
Volkan sakatlanmadığı, ceza almadığı sürece kale emin ellerde. Oturmuş defansı da var. Güzia’nın gelmesi, Semih’in Avrupa Şampiyonası’ndan sonra daha farklı olması ile gol sıkıntısı da çekmez. Tek sorun. Orta sahada.. Yani futbolun kalbinin attığı yer...
-Fenerbahçe’nin 14 günlük Avusturya kampını izledim. Yağmur, çamur demeden her idmanını seyrettim. Hatta, başkan Aziz Yıldırım, Mahmut Uslu, Ömer Temelli ile birlikte 2 günlüğüne kampa geldiğinde futbolcuların kaldığı otele de girdim. Oradaki havayı da gördüm.
Mükemmel bir yerde, futbolcular için sıcak olmayan, ideal bir hava şartlarında çalıştılar. İçinde göleti, yeşil alanı bol olan kamp yeri o kadar güzeldi ki bir ara başkan Aziz Yıldırım, “Bunun aynısını biz Abant’ta yapabilir miyiz” diye de düşündü.
İdmanlardaki tempolu çalışmalar maçlara yansımasa da Fenerbahçe çok iyi bir hazırlık dönemi geçirdi. Eksik olan disiplini Aragones sağladı. Hemen hemen bütün idmanları futbolculara topla yaptırdı. Kondisyon ve taktik idmanlarına ağırlık verdi.
Ancak Fenerbahçe henüz lige hazır değil. Aşılması gereken büyük sorunları da var.
Nedeni de, Aragones’in Fenerbahçe’nin elindeki futbolcu yapısına pek uymayan İspanya Milli Takımındaki 4-1-4-1 sistemini oynatmak istemesi.
Yani, “orta saha oyuncularının ayağa tek topu sahayı, yanlamasına değil, dikine, çabuk ve adam eksilterek oynayıp, süratli rakip kaleye gitme” düşüncesi.
Burada sıkıntı, kanat oyuncuları Uğur, Burak Yılmaz, Colin Kazım ve Ali Bilgin’in eski sistem alışkanlığından dolayı bocalamaları, oyun kurucu Alex’e uzak oynamaları, geriye, yana pas yaparak kaleye dikine gidememeleri.
Böyle olunca da Aragones’in devamlı “rakibe kendi sahasında pres yapın” sözleri havada kaldı..
Bu sıkıntı aşılır mı!
Aşılır. Alex’in yanına topu bilen Emre gelince farklı olabilir..
Ön liberoya istenilen “geriden oyun kurucu, mücadeleci, takıma tempo veren oyuncu” alınırsa ki alınacak, o vakit daha da farklı olur.
Çünkü şu anda Fenerbahçe’de takımı ateşleyecek, fizik gücü yüksek, rakibin direncini kıran, savaşan oyuncusu yok.
Deivid’in sakatlanması, Vederson’un ameliyat olması da Fenerbahçe için bir başka sıkıntı. Çünkü Deivid ilerde basan, adam kovalayan, takımı ateşleyen bir futbolcuydu. İki sene önce satılması istenilen Deivid’in yokluğu bu sene çok hissedilir.
Fenerbahçe’nin oturmuş defansında Roberto Carlos dışında sorun yok gibi. Roberto Carlos’un hem kilosu fazla hem de uzaktan sert şutlar attığı için, gol atamama stresini hazırlık maçlarına da taşıdı.. Yani Aragones’in “Geriden uzun toplarla takımı atağa kaldırma rolünü vermesine” rağmen o devamlı “kafasındaki gol atacağım” düşüncesine takılı kalarak topu dağlara, taşlara vurdu.
Volkan sakatlanmadığı, ceza almadığı sürece kale emin ellerde. Oturmuş defansı da var. Güzia’nın gelmesi, Semih’in Avrupa Şampiyonası’ndan sonra daha farklı olması ile gol sıkıntısı da çekmez. Tek sorun. Orta sahada.. Yani futbolun kalbinin attığı yer...