Süper Lig'in 34. haftasında Fenerbahçe ile Gaziantep FK karşı karşıya geldi.Kadıköy'deki maçı evsahibi ekip 3-1 kazandı. Fenerbahçe'ye galibiyeti getiren golleri 56'da Mert Hakan Yandaş, 71'de Enner Valencia ve 90+5'te Sinan Gümüş kaydetti. Gaziantep FK'nın golünü 65'te Alexandru Maxim attı. Emre Belözoğlu yönetimindeki Fenerbahçe bu galibiyetle puanını 66'ya yükseltti. İşte spor yazarlarının Fenerbahçe'nin galibiyeti hakkındaki yorumları...SERDAR ALİ ÇELİKLER - HABERTÜRK | Teknik direktör değişikliğinde geç kalan Fenerbahçe oyun kurgusunda da geç kaldı. Emre'nin teknik patronluğa gelmesiyle birlikte farklı bir anlayışı deneyen sarı-lacivertliler için ideal model bulundu. Daha çok topa sahip olan iyi pas yapan oyuncular rakibi şaşırttı. Tıpkı taraftarı şaşırttığı gibi. Dar alanda yapılan pas oyunu Fenerbahçeli oyunculara uygundu. Teknik becerisi yüksek futbolcular bu taktikle rakip alana iyice yerleşti. İlk 30 dakika Gaziantep sahasından çıkamadı. Caner ile Gökhan en rahat maçlarını oynadılar. Pelkas ve irfan Can'ın önlerinde olması işlerini kolaylaştırdı.Aslında Fenerbahçe klasik santrforu olmadığı için dörtlü savunmanın önüne 6 kişiyi dizmişti. Valencia önde gezgin bir forvet görevi gördü.Emre'nin bu taktiği sonuca yansıdı. Deplasmanlarda etkili bir takım olan Gaziantep'i farklı bir skorla yendiler. Şimdiye kadar bir işe yaramadıkları görülen Samatta ile Cisse kenarda bekletildi. İlginçtir Erol Bulut'un şans vermediği Sinan oyuna sonradan girmesine rağmen golünü de attı. Emre'nin Sinan ısrarı da böylece anlaşıldı. Sahaya diziliş çok önceden denense belki bugün Fenerbahçe daha iyi durumda olabilirdi. Golcüsü olmamasına rağmen. Bu anlamda oyun değişiminde geç kalındı.Karşılaşmanın son anlarında yaşanan sıkıntılar hiç de yabancı gelmedi. Fenerbahçe baskıyı yediğinde bocalıyor, panikliyor.Maçın en önemli detayı kaleci Altay'ın yediği gol öncesi yaşandı. Pelkas barajın arkasında yere uzanmak isterken Altay "Gerek yok" diyerek Pelkas'a kalkmasını söyledi. Ne ilginçtir ki top barajın tam da o noktasından kaleye gitti.Gaziantep'in sayılmayan gölünde hakemin yanlış karar verdiğini de belirtelim.Bu sonuç şampiyonluk yarışını nasıl etkiler son 8 maçta göreceğiz. Kabul etmek gerekir ki futbolda her şey olabilir. Ancak Beşiktaş'ın hedefe daha yakın olduğu bir gerçek.SERKAN AKCAN - FANATİK | Temposu yüksek, pozisyonlu, aksiyonu bol bir maç izledik. İlk yarıda Fenerbahçe, Gaziantep ceza sahasında tam 25 kez topla buluşarak bu sezonun kendi adına rekorunu kırarken topu bir türlü içeriye atamadı. Üstelik Valencia ve Serdar Aziz 6 pastan bunu yapamadı. Gaziantepspor’un bulduğu golde, Dicko’nun Szalai’ye yaptığı hareket için VAR’ı beklese ve orada tekrar incelese daha doğru bir karar verebilirdi. Hünerli forvetleriniz olmadığında ne kadar çok orta o kadar çok top kaybı demektir. Fenerbahçe’nin oyun gücünü düşüren unsurların başında bu geliyordu. Gaziantep’e karşı da bol bol orta denediler, orta yapmaya ara verip 2. bölge baskısıyla kazanılan topları savunma arasına bıraktıklarında kilidi açabildiler. Mert Hakan’ın golü tam olarak böyle bir senaryonun ürünüydü. Emre hocanın duran topların haricinde akan oyun organizasyonlarına eğilmesi gerekiyor.DENİZ ÇOBAN - FANATİK | 39'da Dicko’nun golünde Djilobodji’nin Szalai’ye faulü yok. Sadece elini koyuyor ama çekmiyor-itmiyor. Gol kararı verilmeliydi. Maxim'in golünde ise isterlerse pozisyon 100 kamerayla çekilsin sadece gol çizgisi kamerasından izleyerek bir karar çıkabilir.Hakemlerin tartışılabilecek kararları oldu. 6. dakikada İrfan Can, Morais’in bileğine bastı. Bu tarz müdahalelerde her zaman acımasızlık ve yaralayıcılık aramamız lazım. İrfan Can’ın basmasında şiddet ve yoğunluk yok. Hakem sarı kart verse yeterli olurdu. 1 dakika sonrasında Morais topu uzaklaştırdıktan sonra, kramponun vidalarıyla İrfan Can’a bir müdahalede bulunuyor. Yorumum bu pozisyon için de geçerli. Şiddet ve yoğunluğun sınırda olduğu bir darbe. Sarı kart burada da uygun olurdu.Gol çizgisi gelmeli!39'da Dicko’nun golünde Djilobodji’nin Szalai’ye faulü yok. Sadece elini koyuyor ama çekmiyor-itmiyor. Gol kararı verilmeliydi. Bu pozisyona VAR’ın karışma şansının olmadığını da belirtmeliyim. 66'da Maxim’in serbest vuruşunda VAR müdahalesi sonucu gol kararı verildi. Maç isterse 100 kamerayla çekilsin, fark etmez. Bu pozisyona sadece gol çizgisi kamerasından izleyerek karar verilebilir. Burada goldü/değildi diye ahkam kesmek yerine teknik olarak nasıl değerlendirebileceğimizi yazıyorum. Maliyeti bizim ligimiz için çok düşük olan “Gol Çizgisi Teknolojisi” bir an evvel ligimize de getirilmeli.FAİK ÇETİNER - FANATİK | Fenerbahçe’nin istekli oyunu Mert Hakan’ın 'şık' golüyle taçlandı. Maxim'in şok golüne rağmen Kanarya "Ben bu maçı bırakmam" mesajı verdi, Valencia'yla da bunu kanıtladı. Sarı-Lacivertliler hak ederek kazandı, "Yarışa devam" dedi.Erol Bulut’un görevdeyken hiç cesaret edemediğini Emre Belözoğlu cesaret etmiş beşi bir yerde (Sosa, İrfan Can, Ozan, Mert Hakan, Pelkas) ile takımını sahaya sürmüştü. Takımın bankosu Gustavo’yu da kulübeye çekmişti. Maç başladı, Fenerbahçe oyunu hemen rakip alana yığdı. İştahlı, istekli, topa sahip olan, topu kaybettiğinde önde baskı yapan bir takım görüntüsü çizdi. Oyunda genelde sağ kanat bindirmeleri yaptı. Önde İrfan Can, arkada Gökhan Gönül ile yüklendi. Merkezde Ozan ve Mert Hakan ile, sol kanattanda Valencia, Pelkas ve Caner ile müthiş bir baskı kurdu.Tek eksiği golcüsüGaziantep rakibin baskısından kendi alanına kapandı, ani atak kovaladı. Serdar Aziz, Szalai ve önlerinde Sosa defansif oyunda çok hata yapmadılar. Rakibin yaptığı ani ataklar fazlaca olmasada sıkıntı yarattı. İlk bölümde yüzde 75 topa sahip olan, isabetli pas yüzdesi 90 olan Fenerbahçe’nin tek eksiği golcüsü idi. Belözoğlu oynanan futbola 'onay' verince devre arası hamle yapmadı. Fenerbahçe’nin istekli oyunu Mert Hakan’ın 'şık' golüyle taçlandı.İş işten geçti!İyi futbol ve gol gelince Fenerbahçe rahatladı dedik. Sonra rakibin kazandığı serbest atışta Maxim’in kolay topunu Altay içerde kontrol etti, hakem değil VAR golü verdi. Şok gole rağmen Fenerbahçe “Ben bu maçı bırakmam” diyordu. Valencia’nın golü de bunun kanıtı oldu. Gaziantep’in aklı ve ayakları son 10 dakikada çalışmaya başladı ama iş işten geçmişti. Maçı izlemeyenler,Fenerbahçe’nin zorlandığını sanmasınlar. Son 10 dakikayı saymazsak( skoru koruma psikolojisi) Fenerbahçe hak ederek önemli bir maçı kazandı ve “Yarışa devam” dedi.Real Madrid'le mi oynadınız? Şansal Büyüka- MilliyetFenerbahçe doğru bir on birle ve eski maçlarına oranla çok daha iyi bir başlangıç yaptı. Gustavo’nun kulübeye çekilmesi, Fenerbahçe hücumlarına belli ölçüde bir özgürlük, hız ve hareket getirdi. Fenerbahçe iyi ve hareketli başladığı oyunda sağ kenardan sayısız orta yaptı. Ancak Gaziantep ceza alanı içine yerden-havadan atılan her ortada Fenerbahçeli oyuncular adeta rakibin arkasına saklandılar. Öne fırlamadılar, hamle yapmadılar, topla buluşmak için öncelik almadılar. Böyle olunca her atağı Gaziantep savunması rahatça kesti.Sol kanat 'ense' yaptı: Buna rağmen saç-baş yolduran iki fırsat kaçtı. Valencia iki metreden, Serdar Aziz bir metreden boş kaleye golü atamadılar. Fenerbahçe yetersiz golcülerin bedelini çok ağır biçimde ödemeye devam ediyor. Fenerbahçe‘nin hücumda bir yanlışı da; sağ kanattan adeta Gökhan’la, İrfan‘la fazla mesai yaparken, sol kanattan hiç çalışmadı, hiç gelmedi, hiç orta yapmadı. Sol kanat adeta “ense” yaptı. Fenerbahçe rakibe hücum şansını fazla vermedi. Ama Gaziantep az çıktığında Fenerbahçe‘nin defansif eksikleri “kabak” gibi ortaya çıktı. Çok boş alan bıraktılar, kenarlardan rakibi her defasında kaçırdılar.İptal tartışılır: Gaziantep özellikle ilk yarıda iki-üç defa gelebildi ama her defasında tehlikeli geldi. Bir de gol buldu. Bu golün iptali kafama takıldı. Gol öncesi Djilobodji yükselirken elleri Szalai‘nin sırtıyla buluştu, bu kabul ama bu buluşma faulü gerektirecek, golü iptal ettirecek sertlikte bir buluşma mıydı? Bu gol çok tartışılır...Eski hamam eski tas: İkinci yarıda başka bir maç izledik. Fenerbahçe iki defa öne geçmesine rağmen eski sıkıntılı maçlarına döndü. Öyle ki, son 20 dakikayı takım halinde savunma yaparak geçirdi. İşin ilginci, Gaziantep inanılması mümkün olmayan üç fırsatı kaçırdı, Fenerbahçe baskıyı yerken son dakikalarda olsa da bir hızlı hücumla maçı sağlama alan golü attı. İlk yarı golsüz bitmiş olsa bile Fenerbahçe adına “iyiye giden birkaç adım” diye bakabiliriz. İkinci yarıya, özellikle son 20 dakikaya baktığımızda “eski hamam eski tas” değişen bir şey yok. Izdırap-sıkıntı, telaş-panik dizboyu...Canlı bomba: Dikkatinizi çekerim, Szalai’de her geçen maç biraz daha düşüş var. Serdar Aziz deseniz zaten canlı bomba... Caner ile Gökhan arkalarına çok top kaçırdı. İrfan başta, orta saha yoruldu, geri dörtlünün arasına yeteri kadar giremedi. Gaziantep’in aşırı baskısı sırasında Fenerbahçe kalesini savunma değil, “Allah korudu”... Gaziantep‘in kaçırdıklarını gözümün önüne getirdikçe, her mutlak pozisyonda “intihar” ettiler diye düşünüyorum.Real Madrid'le mi oynuyorsunuz: Anlamadığım şu: Fenerbahçe öne geçtikten sonra niye savunmaya çekilir? Niye bir gol, bir gol daha atıp sonuca sağlama almayı düşünmez? Bu kadar mı çaresiz, bu kadar mı kırılgan, bu kadar mı dağılgan? Koca Fenerbahçe, bu kadar şiddetli baskıyı nasıl yer? Real Madrid’le mi oynuyorsunuz kardeşim...