Fenerbahçe'nin hüsran yılı
Abone olSezona Avrupa kupalarında başarılı sonuçlar alma hedefiyle giren sarı-lacivertli ekipte tam bir hüsran yaşandı.
2002-2003 futbol sezonu, Fenerbahçe için hemen her konuda düş kırıklıklarıyla geçti. Sezon başında Arjantin Milli Takımı'nın yıldız futbolcusu Ariel Ortega'yı transfer ederek büyük hedefler ortaya koyan sarı-lacivertli ekip, hedeflerinden birer birer uzaklaşarak adeta duraklama dönemi yaşadı. Ligin ilk haftalarında 52 bin seyirci kapasiteli stadında seyirci avantajını iyi kullanarak başarılı sonuçlara imza atan sarı-lacivertlilerin, bu sezon belleklerde kalan tek maçı, ezeli rakibi Galatasaray'ı 6-0'lık tarihi skorla yendiği karşılaşma oldu. Sezon ortasında yapılan teknik adam değişikliklerinden sonuç alamayan Fenerbahçe, şampiyonluk mücadelesine haftalar önce havlu atarken, ligi 5. sırada tamamlayarak UEFA Kupası'na katılma çabalarında başarılı olamadı. Sezona Avrupa kupalarında başarılı sonuçlar alma hedefiyle giren sarı-lacivertli ekibin rüyası erken bitti. Avrupa Şampiyonlar Ligi'ne girebilmek için ön eleme turu oynayan Fenerbahçe, Hollanda'nın Feyenoord Rotterdam takımı karşısında elenmekten kurtulamadı. Avrupa kupalarına bu kez UEFA'da devam etmek isteyen sarı-lacivertliler, İsveç'in AIK Solna takımını 1. turda safdışı bırakırken, 2. turda Yunan Panathinaikos engeline takılarak, Avrupa'ya veda etti. Türkiye Kupası'nı son olarak 1982-83 sezonunda müzesine götüren Fenerbahçe, 20 yıldır söz sahibi olamadığı bu kupadan da ilk maçında Konyaspor'a boyun eğerek elendi. Bir sezon önce Mustafa Denizli'nin yerine getirilen Werner Lorant ile yeni sezona giren Fenerbahçe, sezon boyunca takımın başına getirdiği 3 teknik adamda da umduğunu bulamadı. Sezon başından itibaren eleştirilen ve özellikle Ortega'yı bazı önemli maçlarda yedek beklettiği için tepki alan Lorant'tan sonra gelen Oğuz Çetin ve Tamer Güney de takımın düşüşüne engel olamadı. Sarı-lacivertliler, sezonun ilk yarısında başlayan düşüş sürecinden bir türlü kurtulamazken, 22. ve 30. haftalar arası 9 maç üstüste kazanamayarak tarihinde bir rekora imza attı. Kulüp başkanı Aziz Yıldırım'ın, yoğun çaba sarf edip büyük paralar harcayarak transferini gerçekleştirdiği Ariel Ortega, ligin ilk yarısını tamamlamadan adeta ''çekti gitti''. Arjantinli yıldızı kadroda tutamayan sarı-lacivertli kulüp, sözleşmeleri sezon sonuna dek süren Revivo ve Rapaiç'i de lig bitmeden elinden bıraktı. Kötü gidişe engel olmak için ara transfer dönemini Rebrov, Beschastnykh, Kemal ve Erhan'ı kadrosuna dahil ederek değerlendiren Fenerbahçe, yeni transferlerinden de beklediği katkıyı bulamadı. Oğuz Çetin'in raporu doğrultusunda 5 futbolcunun (Oğuz, Ali Akdeniz, Yusuf, Ogün, Abdullah) kadro dışı bırakılması, takımdaki moral çöküntüsünü dahada artırdı. Genel kuruldan şirketleşme için onay aldıktan sonra geçen yılın eylül veya ekim ayında halka arzı planlayan yönetim, ülkenin yaşadığı ekonomik kriz ve sarı-lacivertli takımın kötü gidişi nedeniyle bunu bir türlü gerçekleştiremedi. Geçen yılın mayıs ayında görkemli bir toplantı yaparak ''25 milyon insan hisse almaya geliyor. Borsa hazır mı?'' sloganıyla şirketleşme tanıtımı yapan yönetim, uygun zamanı bekliyor. Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'nı yeniden inşa ederek modern bir görünüm kazandıran yönetim kurulu, son tribünün inşaasını açıklanan zamanda yapamadı. Yönetim, Avrupa kupalarından elenildiği taktirde geçen mart ayından itibaren yenisi yapılmak üzere mevcut tribünü yıkmayı planladığını ifade etmişti. Kulübün bu konuda kredi arayışı içinde olduğu ifade ediliyor. Sarı-lacivertli kulüpte, sezon sonu yaklaştığında yönetim kurulu üyeleri arasındaki sorunlar da sık sık gündeme gelmeye başladı. Kulüp futbol şubesi sorumlusu Sadettin Saran'ın bu görevini bırakmasının ardından, basketbol şubesi sorumlusu Murat Aşık da birtakım rahatsızlıklar duyduğunu ve görevini bırakacağını açıklamıştı. Yönetim de son olarak asbaşkan ve kulüp sözcüsü Atilla Kıyat, teknik direktör konusundaki kişisel düşüncesi nedeniyle kulüp başkanı Aziz Yıldırım ile ters düşerek yönetim kurulundan istifa etti.