Fenerbahçeli yönetici Burak Çağlan Kızılhan için FETÖ iddiası
Abone olFenerbahçe yöneticisi Burak Çağlan Kızılhan'ın FETÖ Borsası'ndan yargılanan eski savcı Lütfi Karabacak'la 1 milyon dolar rüşvet karşılığında anlaştığı iddia ediliyor
FETÖ Borsası'ndan menfaat elde ettiği iddiasıyla yargılanan
savcı Lütfi Karabacak'la 1 milyon dolar rüşvet karşılığında
anlaştığı iddiasıyla yargılanan Fenerbahçe Spor Kulübü'nün
yöneticisi Burak Çağlan Kızılhan hakkında açılan dava
sürüyor.
İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi, Fenerbahçe Spor Kulübü'nde Genel Sekreterlik görevini yürüten iş insanı Burak Çağlan Kızılhan'ın dosyasının, 'FETÖ Borsası' davasının görüldüğü Yargıtay 5. Ceza Dairesi'nde dosyayla birleştirilmesine karar verdi.
"Sanıkların hakim ve savcılarla birlikte yargılanmaları
zorunluluğu bulunduğundan..."
Mahkemenin Kızılhan'la birlikte aynı dosyada yargılanan sanıklardan
Murat Ayyıldız ve Hasan İnce'nin davasının Yargıtay'daki dosyayla
birleştirilmesine ilişkin 9 Aralık 2020'de verdiği kararında şu
ifadeler yer aldı:
Sanıklar Murat Ayyıldız, Burak Çağlan Kızılhan ve Hasan İnce hakkında 'rüşvet almak ve vermek' suçlarını işledikleri iddiasıyla mahkememize kamu davası açılmış ise de, rüşvet almakla suçlanan kamu görevlileri hakkında verilen son soruşturmanın açılması kararı üzerine dava dosyasının Yargıtay 5. Ceza Dairesi'nin 2020/3 esasında derdest olduğu, 2802 sayılı kanunun 86/1. maddesi gereğince sanıkların hakim ve savcılarla birlikte yargılanmaları zorunluluğu bulunduğundan CMK 8-11. maddeleri gereğince dosyanın Yargıtay 5. Ceza Dairesi'nin 2020/3 esas sayılı dosyasında birleştirilmesine, sanıkların iddianamedeki sevk maddeleri gereğince bulundukları hal üzere yargılanmaları için dosyanın yetkili ve görevli Yargıtay 5. Ceza Dairesi'nin 2020/3 esas sayılı dosyasına gönderilmesine, oy birliğiyle karar verildi.
İddianameden
Burak Çağlan Kızılhan, bozulan işleri nedeniyle aldığı borçlara
karşılık verdiği çekleri tahsil edemeyince hesaplarına bloke
konuldu.
Bunun üzerine Kızılhan'ın 018 yılının kasım ayında savcı Lütfi Karabacak ve rüşvete aracılık etmekle suçlanan ve Karabacak tarafından MİT personeli olarak tanıtılan Murat Ayyıldız'la bir araya gelerek yaşadığı durumu aktardığı, çekini icraya koydurtan kişiler hakkında işlem yapılmasını istediği, bunun karşılığında da bir milyon dolar ödeme yapacağı ileri sürüldü.
Karabacak'ın ise 10 Kasım 2018'de nöbetçi savcı olduğunu belirterek, şikayet dilekçesini o gün verilmesini istediğinin belirtildiği iddianamede, bunun karşılığında 100 bin dolar peşin, 900 bin dolar da işlem yapıldıktan sonra ödeme yapılacağı konusunda anlaşıldığı vurgulandı.
Kızılhan'ın avukatı aracılığıyla 10 Kasım 2018'de Mahmut Ak, Kamber Ocaklı, Serdar Çınar ve Mehmet Uğur Karadağ hakkında suç duyurusunda bulunduğunun belirtildiği iddianamede, savcı Lütfi Karabacak'ın şüpheliler hakkında işlem başlattığı ve toplanan delillerden sonra 1 Ocak 2019'da gözaltı kararı çıkarttığı ve şahısların gözaltına alındığı ifade edildi.
Savcı karşı taraftan da rüşvet almış
Gözaltı işleminin ardından Kızılhan'ın 5 milyon dolarlık çeki
karşılığında ödeme yapmayan ve icra işlemi başlatanlar arasında yer
alan Kamber Ocaklı, Serdar Çınar ve Mehmet Uğur Karadağ
dolandırıcılık suçunu işlediği gerekçesiyle tutuklama talebiyle
mahkemeye sevk edildi.
Ancak Ocaklı, Çınar ve Karadağ'a liderlik ettiği ileri sürülen Mahmut Ak, savcılık ifadesinin ardından serbest bırakıldı. Murat Ayyıldız'ın verdiği ifadeye göre, savcı Lütfi Karabacak, 250 bin dolar rüşvet alarak, Mahmut Ak'ı tutuklama talebiyle mahkemeye sevk etmedi. Yani iddiaya göre savcı Lütfi Karabacak, hem dolandırılan Burak Çağlan Kızılhan'dan, hem de dolandırıcılığa liderlik ettiği ileri sürülen Mahmut Ak'tan rüşvet aldı.
Lütfi Karabacak'ın 'FETÖ Borsası'yla
ilişkisi
FETÖ'den yargılananlara menfaat karşılığında
yardım edilmesi, FETÖ Borsası olarak adlandırılıyor. Savcı Lütfi
Karabacak, bir başka savcı İsmet Bozkurt'la birlikte 'FETÖ Borsası'
iddiasıyla açığa alınmış, haklarında dava açılmıştı. Karabacak, 27
yıla kadar hapis istemiyle yargılanıyor. Karabacak ayrıca,
hakkındaki iddialar nedeniyle, 17 Ocak 2020'de Hakim ve Savcılar
Kurulu (HSK) tarafından açığa alınmıştı.