Fenerbahçe'den 3 UEFA örneği
Abone olUEFA'nın Türkiye'ye 2. sınıf ülke muamelesi yaptığını ileri süren Fenerbahçe yönetimi, TFF'yi eleştirdi.
Fenerbahçe yönetimi TFF'yi aldığı yazılı açıklamasında
UEFA'nın kararıyla çelişen Avrupa'daki örneklere yer
verildi.
Fenerbahçe sitesinden yapılan açıklamada şu ifadelere yer
verildi:
"Kulübümüzün Şampiyonlar Ligi’nden men edilmesiyle sonuçlanan UEFA
& TFF ortak girişimi sürecinde, UEFA tarafından gönderilen mektup
üzerine, Fenerbahçe Spor Kulübü olarak ilgililerden tek bir
talebimiz oldu: yalnızca adalet ve eşit muamele istedik, ne daha
fazlasını, ne daha eksiğini talep ettik.
UEFA’dan TFF’ye iletilen, TFF’den de bize 23 Ağustos 2011 saat
16:00 civarında sunulan, "UEFA Bildirimi Hakkında" konulu mektup
ile Kulübümüzden, Şampiyonlar Ligi’ne katılımdan vazgeçtiğimizi, 24
Ağustos 2011 saat 12:00’a kadar, 18 saat gibi mantıkla izah
edilemeyecek kısalıkta bir süre içerisinde, beyan etmesi
istenilmişti.
Biz dışarıdan gelen hakka, hukuka, yasalara, talimatlara ve hiçbir
resmi yazışma usulüne uygun olmayan böyle bir talebi ve yaklaşımı
Fenerbahçe Yönetim Kurulu olarak kabul etmedik ve ayrıca, bu
yaklaşımı ülkemize karşı bir hakaret olarak değerlendirdiğimizi
TFF’ye ileterek, gönderilen mektuptaki gayrı ciddi yaklaşıma vurgu
yaptık.
Bu yaklaşıma karşılık, TFF’ye bir öneri sunduk ve Fenerbahçe
nezdinde ülkemize yapılan bu ikinci sınıf muameleye karşı
Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğunu, yargı süreçlerinin belirli
aşamaları bulunduğunu, ülkemizde konu ile ilgili yasal sürecin
halen devam ettiğini vurgulamak suretiyle ortak bir duruş
sergilenmesi gerektiğini belirttik. Bu talebimizi, TFF’nin 15
Ağustos 2011 tarihinde vermiş olduğu ve bir kısmında aynen "Bu
aşamada bir hüküm verilmesinin doğru, adil ve hakkaniyete uygun
olmayacağı kamuoyu takdirlerine sunulur" şeklinde ifade edilen
kararına dayandırdık.
Fenerbahçe Kulübü olarak tek bir mantıklı beklentimiz vardı, o da
TFF’nin henüz daha bir hafta önce vermiş olduğu kendi kararı
arkasında durmasıydı, ne var ki bu TFF’ce yapılmadı, Kurum daha
henüz bir hafta önce verdiği kendi kararının arkasında durmadı.
TÜRKİYE’DE SORUŞTURMAYLA İLGİLİ İŞLEYEN YARGI SÜRECİNE SAYGI
DUYULMAMASINI ve EN TEMEL HUKUK KAİDELERİNDEN OLAN MASUMİYET
KARİNESİ ile SAVUNMA HAKKINA RİAYET EDİLMEMESİNİ, TÜM TÜRKİYE’YE
YAPILMIŞ BİR 2. SINIF ÜLKE MUAMELESİ OLARAK GÖRÜYORUZ ve KESİNLİKLE
KABUL ETMİYORUZ!
Tam da bu noktada, olayımızdaki hukuksuz baskılara maruz kalan TFF
değil de bir başka ülke federasyonu olsa sonuç yine böyle mi olurdu
diye sormak istiyoruz. Bu sorumuza yanıtı, ülke kamuoyumuz ile bazı
uluslararası örnekleri paylaşmak suretiyle hep birlikte sorgulamak
isteriz:
MİLAN
1.Hatırlanacağı üzere İtalya’da, 2006 yılında ortaya çıkan
skandalda, şike yaptığı tespit edilip kesinleşen Milan’a önce Seri
B’ye düşürülme cezası verilmiş, daha sonra ise kulübün bir üst
kurula yaptığı itirazın kabul edilmesini takiben şikeden dolayı
Seri A’da kalmak ile birlikte 8 puanının silinmesine karar
verilmişti. UEFA, şike yaptığı kendi ulusal federasyonunun kararı
ile kesinleşmiş ve ceza almış Milan’ı Şampiyonlar Ligi’nin söz
konusunu 2006-2007 sezonuna katılımdan men etmemiştir ve ne
tesadüftür ki Milan o sezon Şampiyonlar Ligi şampiyonu olmuştur.
Diğer bir deyişle UEFA, en önemli markası olduğunu belirttiği
Şampiyonlar Ligi’ne, adı şikeyle anılmak bir yana bundan ötürü
mahkum olmuş bir takımı dahil etmekten kaçınmamıştır. Hal böyle
iken, aynı UEFA’nın daha soruşturma aşaması süren, ulusal
federasyonun henüz herhangi bir karar alamamış olduğu olayımızda
sergilediği yaklaşım hakkaniyet çerçevesinde izah
edilememektedir.
YUNANİSTAN
2. Bir diğer örnek, güncel bir dosyadan olup, şike iddiaları
nedeniyle Yunanistan’da Disiplin Kurulu tarafından bir alt lige
düşürülen Olympiakos Volou ve Kavala kulüplerinin Tahkim Kurulu’na
yaptıkları itirazın kabul edilmesi üzerine, iki takım da 2. Lig’e
düşmeyerek, Olympiakos Volou’nun sezona -10, Kavala’nın ise -8 ceza
puanla başlamasına karar verilmesi olayıdır. (Son bilgilere göre bu
kulüpler Yunan Spor Mahkemesi tarafından amatör lige
düşürülmüştür.)
PORTO
Bu olayda dikkatinizi çekmek istediğimiz nokta şudur, Yunan
Federasyonu Disiplin Kurulu’nun küme düşürme kararına rağmen UEFA,
spor hukuku bakımından iç yargı yolu olan Tahkim Kurulu kararını
beklemiş ve resmi olarak Federasyonkararı ile küme düşürülmüş Volou
takımının Avrupa Ligi’nde Lüksenburg’un Differdange takımı ile
oynamasına müsaade etmiştir. Bu çok yeni tarihli uygulamada da
görülmektedir ki UEFA, spor hukuku bakımından Federasyonların iç
yargı yollarının tüketilmesini beklemektedir ve ancak kararın
kesinleşmesinden sonra harekete geçmektedir. Oysa bizim olayımızda,
değil iç yargı yollarının tüketilmesi, spor hukuku bağlamında
yargılamanın başlaması dahi beklenilmeksizin bir karar alınması
talep olunmuş ve sağlanmıştır ki bu durum en temel hukuk
kaidelerinden olan savunma hakkının hukuka uygun bir biçimde
kullanımına imkân tanınmasının apaçık bir ihlalidir.
3. Şimdilik vereceğimiz bir başka örnek ise Portekiz’dendir. Porto
kulübü ile ilgili UEFA karar vermek için, 2004 yılında söz konusu
olan şike iddiaları ile ilgili olarak Portekiz makamlarınca
yürütülen yargı sürecinin neticelenmesini tam 4 yıl boyunca
beklemiş, kendi kararını yargı sürecinin neticelenmesi için 4 yıl
bekledikten sonra vermiştir.
Bu örneklerden de görülmektedir ki, uluslar arası federasyonun,
TFF’nin hakka ve hukuka riayet çerçevesinde, son derece büyük bir
titizlikle yürütmekte olduğu soruşturmaya saygı duyma zorunluluğu
vardır. Fakat TFF, kendisine gelen bir mektup üzerine panik
psikolojisiyle hareket etmiş, 2011-2012 sezonunun ve ülke
futbolunun geleceğini riske atmıştır.
EŞİT MUAMELE İLKESİ IŞIĞINDA ADİL YARGILANMA TALEBİMİZ, KULÜBÜMÜZE,
TÜRK FUTBOLUNA ve ÜLKEMİZE REVA GÖRÜLEREK UYGULANAN HUKUKSUZ
DAYATMAYA KARŞI DURUŞ SERGİLEYEMEYEN TFF TARAFINDAN TEMİN
EDİLMEMİŞTİR.
Netice itibarıyla, bir kez daha vurgulamak gerekirse, bu konu
kesinlikle sadece Fenerbahçe ile ilgili değildir. Konumuz esasında,
Türkiye’nin iç yargı süreçlerine uluslararası arenada saygı
duyulmasının temini ve dışarıdan gelen baskılara karşı duruşumuz
ile alakalıdır ve ne yazık ki bu önemli sınavda TFF sınıfta kalmış,
sadece başarısız olmakla kalmayıp Kulübümüzün adalet arayışında
sürece hukuksuz bir müdahalede bulunmuştur. Şunun çok iyi
bilinmesini isteriz ki Kulübümüz, maddi manevi tüm yasal haklarını
her türlü mecrada aramaya kararlılıkla devam edecektir.
Fenerbahçe Spor Kulübü"