"Fener on yıl daha şampiyon olur "
Abone olBeşiktaş ve Galatasaray'ın eski hocası Lucescu Ukrayna'dan seslendi: Bu gidişle Fenerbahçe en az 10 sene daha şampiyon olur...
Türkiye’de G.Saray ve Beşiktaş’ı lig şampiyonu yapan,
Sarı-Kırmızılı takıma Süper Kupa’yı kazandıran, aynı zamanda Cim
Bom’u Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek finale çıkaran Lucescu, şimdi
Ukrayna’da büyük başarılara imza atıyor.
Geçen sene yüzde 86’lık galibiyet ortalamasıyla Avrupa’nın en iyisi
olan Rumen hoca, Shakhtar Donetsk’i geldiği yıl şampiyon yaptı.
Türkiye ile gönül bağını hiç koparmayan Lucescu’nun Donetsk’te
misafiri olduk.
Lucescu’yu görmeye gittiğimizde İnter maçının hazırlıkları vardı.
Shakhtar’ın antrenman alanına doğru ilerlediğimde Lucescu’nun
seslerini duyuyordum. Lucescu, 59 yaşında olmasına rağmen sanki
mesleğe yeni başlamış bir hoca gibi çalışıyordu. Rumen teknik
adamın, idmanda her dilden konuşması dikkatimi çekti. Tolga’ya
Türkçe, “Haydi Tolga, haydi.” diye bağıran Lucescu, Brezilyalılarla
Portekizce, Rus futbolcularla Rusça, Nijeryalılarla da İngilizce
konuşuyor. İdman bitiminde yanına yaklaştığım Lucescu, samimi bir
şekilde elimi sıkarak, ‘Hoşgeldin’ dedi. Zaman’dan geldiğimi
söylediğimde Türkçe, “Tamam, Zaman’ı biliyorum” diye karşılık veren
hoca şaka yapmayı da elden bırakmadı ve, “Yok sana röportaj.” dedi.
Sonra, ‘Üstümü değişeyim görüşürüz.’ diye ayrıldı. Lucescu ile uzun
uzun konuştuk. Bu arada nerede kaldığımı, idman sahasına nasıl
geldiğimi sordu. Röportaj bitince tesislerin kapısına doğru
ilerlerken arkamdan, “Bekle” diye bir ses duydum. Arkama baktığımda
gördüğüm Lucescu’ydu; “Seni oteline ben bırakacağım, akşam da Tolga
için saat 5’te otelin önünde ol. Tesislere yine beraber gider orada
röportajını yaparsın.” dedi, çok şaşırdım. Lucescu, özel arabasıyla
beni önce otele bıraktı, sonra da yine otelden aldı. Mircea Lucescu
için babacan insan diyenler gerçekten haklıymış diye içimden
geçirdim.
G.Saray’ı şampiyon yaptınız ama görevden alındınız. Oradan
koparken neler hissettiniz?
Çok büyük hayal kırıklığına uğradım. O an hiçbir şey anlayamadım.
Böyle bir şeyin olacağına inanamamıştım. Şampiyon olmuştuk ve ben
kutlamalarda taraftarla eğlenmeyi düşünüyordum. Sonra başkanla
konuştum. Bana Fatih Terim ile devam edeceklerini belirterek gitmem
gerektiğini söyledi. Başkan Özhan Canaydın’a, “Daha kontratım
sürüyor, siz ne yapıyorsunuz?” dedim. İstesem tazminatımı alırdım.
Normalde bir teknik direktör en az bedelinin yarısı kadar tazminat
alır. Üstelik bunun içinde Şampiyonlar Ligi’nde oynadığımız
maçların da primi vardı. Hiçbiri ödenmedi. Ben bir fedekârlık
yaptım. Fatih Terim’e yolu açtım.
Bazen çok sert çıkışlarınız oldu. Sizi patlama derecesine
getiren şeyler neydi? TBMM’yi bile göreve
çağırmıştınız.
TBMM’yi göreve çağırmam şakaydı. Ama diğer sözlerimin hepsinin
arkasındayım. Beşiktaş’ta olduğum ikinci senede futbolda normalde
olmayacak şeyler yaşandı. İlk yarıda 11 puan önde olan bir takım
ikinci yarıda birden tüm maçları kaybetmeye başladı. Her şey
Samsunspor maçında başladı. Beşiktaş’ın kaybettiği maçlarda 43
hakem hatası yapıldı. O maçların hepsini DVD’ye kaydettim.
Federasyon ve hakemler sanki Fenerbahçe’nin şampiyonluğu için çaba
harcadılar. İkinci yarı başlamadan federasyon F.Bahçe-Ç.Rize maçını
tekrarlatma kararı aldı. Skandal bir karardı. Beşiktaş’ın o sene
şampiyon olması medyanın işine gelmeyecekti. Samsun maçında benim
beş oyuncum atıldı ama F.Bahçe’ye kimse dokunmadı. G.Birliği
maçında üç penaltımız verilmedi. O maçı kazansak şampiyon
olurduk.
Sizce bu sene şampiyonluğun favorisi kim?
Televizyon ve gazetelerin çoğu hep Fenerbahçe’yi şampiyon olarak
görmek istiyor. Çünkü F.Bahçe’den iyi para kazanıyorlar. Bana göre
F.Bahçe 10 yıl daha şampiyon olur. F.Bahçe şampiyonluk için hiçbir
sıkıntı yaşamayacak.
Türk hakemleri için ne düşünüyorsunuz?
Çok çok iyi hakemler. Hepsi iyi çalışıyor. Ama bazen
televizyonların ve gazetelerin etkisinde kalabiliyorlar.
Ya Cem Papila?
Onun hakkında konuşmak istemiyorum. Yaşananların siz de
şahidisiniz.
Başta Hıncal Uluç olmak üzere bir çok yazarın eleştiri
oklarına hedef oldunuz. Size karşı yazılanlardan etkileniyor
muydunuz?
Hiçbirini dikkate almadım. O yazılanlar beni üzmedi. Çünkü ben
profesyonel bir antrenörüm. Hıncal Uluç’un ne düşündüğü benim için
çok da önemli değil. Beni tanımayan birinin yaptığı eleştiriyi hiç
dikkate almam. Ben 27 yıllık teknik direktörlük kariyerimde sadece
işimi yaptım. Popülizm ve boş lafları hiç sevmem.
Söylediklerinizden hiç pişmanlık duydunuz
mu?
Yok yok asla. Konuştuğum zaman olayın nereye varacağını hep
hesaplarım. 40 yıldan beri futbolun içindeyim. Tecrübelerimle
hareket ederim. Ancak Türkiye’deki spor gazeteleri bazen kendi
başlarına gündem üretiyorlar. Benim aklımdan bile geçmeyen şeyleri
söylemiş gibi yazanlar oldu.
Altı yabancı dil konuşuyorsunuz. Türkiye’de İngilizce
yerine Fransızca konuşmayı tercih ettiniz. İlk olarak Fransız
kültürüyle içli dişli olan G.Saray’a gelişinizin bunda rolü oldu
mu?
O konu biraz karışık. G.Saray’da başkan dahil tüm kulüp personeli
Fransızca konuşuyordu. O yüzden derdimi Fransızca daha iyi
anlatabildim. Beşiktaş’ta futbolcularla Fransızca konuştum, çünkü
tercüman Fransızca biliyordu. Beşiktaşlı yöneticilerle ise
İngilizce konuştum. Eğer F.Bahçe’de teknik direktör olsaydım
Almanca konuşacaktım. (Gülüyor). Çünkü İstanbul çok kozmopolit bir
şehir. Bir bölgede, Galatasaray’da Fransızca, diğer bölge
Beşiktaş’ta İngilizce karşı tarafın kulübü F.Bahçe’de ise Almanca
konuşuluyor. Çünkü F.Bahçeli yöneticilerin arasında Almanya ile işi
olan müteahit, mühendis ve sanayici çok var. Baksanıza teknik
direktörleri bile Alman.
Beşiktaş, İnönü Stadı’na plaketimi çaksın
G.Saray’dan sonra Beşiktaş’tan da ayrılırken tazminat
almadınız.
Tabii aynı olayı Beşiktaş’ta da yaşadım. Beşiktaş’tan 500 bin
dolarlık tazminatımı almadım. Ancak Başkan Serdar Bilgili’yle son
görüşmemizde bu parayı size bağış olarak bırakıyorum dedim.
Bilgili’ye paramı İnönü Stadı için harcarsanız stadın duvarına bir
plaket çakın, “Sayın Lucescu’nun katkılarıyla.” yazın dedim. O
stadın yenilenmesinde benim de katkım var. İnönü Stadı’nı çok
seviyorum gerçekten. Oranın atmosferi hiçbir yerde yok.
G.Saray ve Beşiktaş’ta sizin ahınız mı kaldı, çok başarısız
oldular?
Hayır asla aklımdan geçirmedim. Özellikle Beşiktaş’ta çok iyi
arkadaşlarım var. G.Saray’da eski başkan Faruk Süren, Ali Dürüst,
Turgay Vardar’la hâlâ görüşürüm.
Ersun Yanal, Hakan’ı Milli Takım’a almamıştı. Ne
düşünüyorsunuz?
Bu konu benim de ilgimi çekti ve Hagi’yi geçen sene telefonla
aradım. Hagi, Hakan’ın bu sezon çok iyi bir form tutturduğunu ve
takımı sırtladığını söyledi. Tabii bunun üzerine bir anlam
veremedim.
Sergen’i transfer etmeyi çok isterim
Türkiye’den Tolga’dan başka almak istediğiniz oyuncu var
mı?
Neden olmasın! Tabiiki de mümkün. Tolga’yı Malatya’da oynarken
Beşiktaş’a almak istemiştim. Çünkü öyle bir futbolcuya ihtiyacım
vardı. Fakat Beşiktaş yönetimi Tolga’yı transfer etmek istemedi.
Bence büyük bir hata yaptılar. Tolga antrenmanı seven, 28 yaşına
rağmen çok hızlı bir oyuncu. Defansta ona ihticam var. Shakhtar
yönetimi de Türk futbolculara sıcak bakıyor. Sergen’i buraya
transfer etmek isterim. Sergen benim için çok özel bir futbolcu.
Onun futbolunu ve karakterini çok seviyorum. Her futbolcuda olmayan
farklı yeteneklere sahip sosyal bir insan o. Sergen’in sadece iyi
bir motivasyona ihtiyacı var. Dünyadaki tüm yetenekli futbolcular
biraz tembel olur. Bu sorun değil. Dünyadaki ünlü 10 numaralı
futbolcuların çoğu böyledir zaten. Çok hızlı değillerdir ama
zekilerdir.
Türk Milli Takımı için hiç teklif almadım
Fatih Terim, Milli Takım’a getirilmeden bu görev için siz
teklif aldınız mı?
Hayır. Böyle bir şey medyada gündeme geldi ancak bana teklif sunan
olmadı. Ayrıca teklif gelse bile bunu kabul edemezdim. Shakhtar
Donetsk ile üç yıllık bir kontratım olduğu için Türkiye’ye zaten
gelemem. Takımını yarı yolda bırakacak hoca değilim. Türkiye’yi çok
seviyorum, Türk insanını çok seviyorum. Ancak gelecekte neler olur
bilemem. Fakat şu an önemli olan Fatih Terim’in iyi sonuçlarla
Türkiye’yi 2006’ya götürmesi. Fatih hocanın başarılı olmasını
diliyorum.
Türkiye, 2006 Almanya’ya gider mi?
Ukrayna’nın Yunanistan’ı yenmesiyle Türkiye ikincilik için büyük
bir şans yakaladı. Türk futbolcuları iyi oynuyor. Almanya’ya
giderlerse zaten büyük bir Türk seyircisi onları destekleyecek.
Hiç Boğaz manzaralı evim olmadı
İstanbul’da nerede oturuyordunuz?
Ulus’ta oturuyordum.
Boğaz manzaralıydı galiba?
Hayır maalesef. Daha içerilerdeydi. Boğaz manzaralı bir evim bile
olmadı (Gülerek). Şimdiki hocalar daha şanslı galiba. Daum’un
Boğaz’da güzel bir villada oturduğunu duydum.
Stephen Appiah sekiz milyon Euro etmez
F.Bahçe’nin yeni transferi Appiah için
fikriniz?
Appiah’ı İtalya’da teknik direktörlük yaptığım yıllardan tanıyorum.
En büyük çıkışını benim bir dönem çalıştırdığım Brescia’da yaptı.
Güçlü bir fiziğe sahip, yırtıcı bir oyuncu. Ancak fiyatı 8 milyon
Euro etmez. Bence ödenen para çok fazla.
Haber: Yasin Tuncer
Kaynak: