Fen Edebiyat mezunlarına öğretmenlik şansı!
Abone olYÖK Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Yekta Saraç, fen edebiyat mezunlarına yönelik sevindirici açıklamalarda bulundu.
YÖK Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Yekta Saraç, fen edebiyat
öğrencilerine, öğretmenlik formasyonlarının 1. yıldan sonra
verilmesi hususunda gelecek tekliflere olumlu yaklaşacaklarını
belirterek, ''Bu da pek çok üniversitede, öğretmenlik
formasyonu imkanı sağlayacaktır'' dedi.
Türk Dil Kurumunun (TDK) 77. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla
Türkiye'deki çeşitli üniversitelerin Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm
başkanlarının katılımıyla ''Türk Dili ve Edebiyatı
Araştırmalarında Yeni Arayışlar: Bölüm Başkanları
Çalıştayı'' düzenlendi.
Prof. Dr. Saraç, Türk Dili ve Edebiyatı bölümleriyle ilgili en
büyük sıkıntının, mezunlarının öğretmen olamamasında yaşandığını
belirterek, bu bölümlerin her geçen yıl daha düşük puanla öğrenci
aldıklarına dikkati çekti.
Bu sorunu aşmak için fen edebiyat fakülteleriyle eğitim
fakültelerinin iş birliğini içeren bir projeyi hayata geçirmeyi
planladıklarını belirten Saraç, şu bilgileri verdi:
''Gelişmiş eğitim fakültelerinin bulunduğu üniversitelerde,
(fen edebiyat fakültesi öğrencilerine) öğretmenlik formasyonlarının
birinci yıldan sonra 2, 3 ve 4. sınıflarda verilmesi hususunda,
üniversitelerden gelecek tekliflere YÖK olumlu yaklaşacaktır. Bu da
pek çok üniversitede önceki gibi öğretmenlik formasyonu imkanını
sağlayacaktır.''
Edebiyat fakültelerinin eski cazip haline kavuşması için
öğretmenlik hakkının tanınmış olmasının yetmeyeceğini vurgulayan
Saraç, Türk Dili ve Edebiyatı bölümlerinde verilen eğitimin hangi
yeterlilikleri ürettiğinin belirlenmesi gerektiğine dikkati çekti.
Saraç, müfredatların yenilenmesinin önemine de değindi.
YÖK'ün, iki gün önce ÖSS taban puanlarını düşürdüğünü hatırlatan
Saraç, bunun nedenin geçen seneye oranla bu seneki Türkçe
sorularına verilen cevaplardaki başarısızlık olduğunu söyledi.
Saraç, ''Keşke bu kararı verirken, Türk Dili ve Edebiyatı
bölüm başkanlarının sorularla ilgili hazırladığı rapor
olsaydı'' diye konuştu.
''13 YILDAN BERİ KİM PROGRAMINI DEĞİŞTİRDİ''
Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Prof. Dr. Mustafa İsen de
çalıştayın Türk Dili ve Edebiyatı bölüm başkanlarının bir araya
geldiği ilk toplantılardan biri olduğunu belirterek, öz eleştiriyle
birtakım sonuçlara ulaşılması gerektiğini söyledi.
Kitap ve yayınlara bakıldığında, ''1930'larda konulan
kategorinin ötesinde bir arpa boyu yol alınamadığını''
ifade ederek, ''En doğru bilgilerin bile 70-80 yıllık ömrü
vardır. Yaşadığımız dünyanın getirdiği bir tabloya cevap verecek
bir konumda ortaya çıkarsak yaşamaya devam ederiz'' diye
konuştu.
Edebiyat Fakültesi mezunlarının 1996'dan beri öğretmen olamadığını
hatırlatan İsen, sözlerini şöyle sürdürdü:
''13 yıldan beri kim programını değiştirdi? Biz 13 yıldır
öğretmen yetiştiriyormuşuz gibi devam ediyoruz. Üniversiteler kendi
problemlerine çözüm bulmakla yükümlü kurumlardır. Türk dili ve
edebiyatı bölümlerinin tabandan başlayan tüm sonuçları görülebilir
bir proje sunması gerekli. Söyleyeceğiniz her bilgi YÖK'te sizin
adınıza konuyu tam anlamıyla bilmeyenlerden çok daha önemlidir.
Meselelerinize sahip çıkın ve çağdaş dünyanın sizden beklentilerine
cevap verecek dinamik programlar oluşturun.''
İsen, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü müfredatlarının redaktör,
kültür girişimcisi ve metin yazarı yetiştirilmesine uygun hale
getirilmesi gerektiğini kaydetti.
''TERİMLERİ TÜRKÇELEŞTİRİYORUZ''
TDK Başkanı Prof. Dr. Şükrü Haluk Akalın da TDK'nın kuruluş
öyküsünü anlattı. 77 yıl önce bugün Çankaya Köşkü'ndeki bir akşam
yemeğinde TDK'nın kuruluş kararının alındığını belirten Akalın,
kuruluş dilekçesinin de 12 Temmuz 1932'de İçişleri Bakanlığına
verildiğini söyledi.
Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurulu Kanunu'nda 1993 yılında
Kanun Hükmünde Kararname ile yapılan düzenlemeyi sağlayan
yetkilinin Anayasa Mahkemesince iptal edilmesinin yasal bir boşluk
doğurduğunu dile getiren Akalın, 2001 yılından bu yana Bilim Kurulu
üyelerinin seçilemediğini, yetkili kurulların oluşturulamadığını,
TDK'nın bilimsel çalışmalarının yürütüldüğü kol, kurul, komisyon ve
çalışma gruplarının da kurulamadığını kaydetti.
Bir bilim kurulu TDK'nın Türk diliyle ilgili bilimsel
araştırmalarını yeni oluşturulan çalışma guruplarıyla
gerçekleştirdiğini bildiren Akalın, bu çalışma gruplarının da tıp,
diş hekimliği, hemşirelik, ilaç ve eczacılık, su ürünleri,
veteriner hekimlik, iktisat, ekonometri, uluslararası ilişkiler
gibi farklı alanlardan bilim insanlarının katılımıyla terimlerin
Türkçeleştirilmesi çalışmalarını sürdürdüğünü anlattı.
Atasözleri ve deyimler sözlüğünü herkesin yararlanabileceği bir
yazılımla hizmete sunduklarına işaret eden Akalın, Atatürk'ün
başlattığı Türk Dili Kurultayı geleneğini de uluslararası alanda
bilim şölenine dönüştürdüklerini söyledi.
Akalın, 77. kuruluş yıl dönümünde Türk dili ve edebiyatı bölüm
başkanlarını ağırlayarak, sorunları ve gelecekle ilgili
yaklaşımları tartışmaya açmak istediklerine dikkati çekerek, ''Türk
dili ve edebiyatı bölümlerinin öğretim programlarında yeni
düzenlemeler yapılmalıdır. Özellikle doğru ve güzel konuşma,
diksiyon kursları için öğretici, basın yayın kuruluşları için
düzeltmen, editör ve redaktör yetiştirmek amacıyla, bölümlerimizin
ders programlarında yeni derslerin açılması bu çalıştayın ana
konularının en başta gelenidir'' diye konuştu.
TDK olarak bazı çalışmaların gerçekleştirilmesinin zamanının
geldiğini, hatta geçtiğinin bilincinde olduklarını vurgulayan
Akalın, Türkçe'nin ''Ağız Atlası'' ve ''Köken Bilgisi
Sözlüğü'' projelerini hayata geçirmeyi hedeflediklerini
kaydetti.