Adamın adı yok

“Kadının adı yok” demişti ilk romanında Duygu Asena…

Yazı: Lütfü Türkkan
Kaynak: www.gercekgundem.com

Önce, kadının toplum içinde ezilmişliğinden yola çıkarak, feminist hareketin ilk popüler temsilcisi olmanın yolunu açmıştı slogan haline gelen bu cümle..

Gel zaman git zaman, Duygu Asena"ya özenip onun yolunda gitmeye çalışanlar çoğalınca, slogan haline gelen bu cümle zampara erkeklerin ağzına pelesenk oldu.

Bir kadından söz edilmeye görsün, “kimdi o” diyenlere cevap hazır.

- “Kadının adı yok”.

Feminist kadınlar hep itici geldi bana hayatım boyunca.

Sebebine gelince, Allah"ın bağışlamasına sığınıyorum ama, hep çirkin kadınlar oldu toplumda feminist olarak tanımlanan kadınlar.

Yani, sanki mecburen feminist gibi.

Hani oğluna kız görmeye giden anne, biraz çirkince olan kızı beğenmeyen oğluna;

-“Neyi var oğlum, çok ta namuslu kız” demiş ya.

Oğlanın cevabı hazır.

- “Anne, bunun namussuz olma şansı yok ya…”.

Bu da öyle bir şey gibi galiba.

Erkeklerin beğenisine mazhar olmaktan uzak olan kadınlardı benim tanıdığım feministler.

Bir tek Duygu Asena bu tabuyu yıktı bende.

Feminen, yanı kadın gibi kadın, ama feminist. Erkeklerin hoşuna giden, bir çok erkeğin peşinde koşmasına rağmen feminist.

Belki de oydu diğerlerinden ayıran Duygu Asena"yı.

Onun feministliği, erkek düşmanlığını aşan bir feministlikti. Toplumda yer bulmaya çalışan kadının çığlığı oldu. O çığlık ta kadınlarda yansımasını buldu.

Türk Toplumu"nda tabu olan bir çok şeyi yazmaktan imtina etmedi. Bizim toplumumuzun hazır olmadığı şeylerdi bunlar.

Yazdığı bir yazıda,ilk kez kadınların özel halinden bahsedince, kızılca kıyamet kopmuştu hatırlıyorum da…

Ömrünün son dönemlerinde televizyonlarda yayınlanan magazin programlarını seyredince, kendisinin aslında ne kadar muhafazakar olduğunu anlamıştır herhalde..

Yazının başlığını görüp de, “hangi adamın adı yok” diyenlerinizi duyuyorum.

Bu ülkenin kötü gidişine dur diyecek adamın adından bahsettim.

Toplumun, bu adamın adını haykırmasını bekliyorum.

Yok,yok !

Para ile televizyonlara reklam verip de ”adam gibi adam” denileninden değil.

Toplumun beklediği adamdan bahsediyorum..