Fellahlar'ın sosyolojisi kitap oldu
Abone olKapalı kutu olarak görülen Fellahlar'a yönelik 7 yıl süren araştırma sona erdi. Araştırmada Fellahlar'ın dinsel ve kültürel yapıları bir bütün olarak ele alınıyor.
Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi, Sosyolog
Yrd. Doç. Dr. Cahit Aslan, bölgede ''kapalı kutu'' olarak görülen
Fellahlara yönelik 7 yıl süren araştırmasında bu topluluğun sosyal,
dinsel ve kültürel yapısını bir bütün olarak ilk kez ayrıntılarıyla
yayımladığını bildirdi. Aslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
Adana, Hatay, Mersin'de yoğunlaşan ve sayıları 1 milyona yaklaştığı
tahmin edilen Fellahların/Nusayrilerin yaşam tarzları ve iç
dünyalarının özellikle Çukurova'da merak konusu olduğunu kaydetti.
Bu merağı gidermek için 7 yıl boyunca anketler, röportajlar, odak
grup araştırmaları yaptığını, katılımlı gözlemlerde bulunduğunu
anlatan Aslan, araştırmalarını yayınladığı ''Fellahların
Sosyolojisi'' adlı kitabıyla bu topluluğun sosyal, dinsel ve
kültürel yapısını bir bütün olarak ilk kez ele aldığını, daha
anlaşılır hale getirdiğini bildirdi. Aslan, 1600'lü yıllarda Suriye
ve Irak'tan ve daha sonra Mısır'dan bataklıkları ıslah etmek için
Çukurova yöresine getirilen Fellahların 1950'li yıllara kadar tarım
ve bahçe işleri ile geçindiklerini, bölgedeki Ermeni nüfusunun
azalmasıyla esnaf ve zanaatkarlığa başladıklarını belirtti.
Topluluğun, geçmişteki sıkıntıları unutmaları için eğitime büyük
önem verdiklerini anlatan Aslan, şunları söyledi: ''147 kişi
üzerinde yaptığım bir ankette bu topluluğun eğitim düzeyinin
yüksekliği şaşırttı. Okur-yazar olmayanların oranı sadece yüzde 4
çıktı. Sayıları 1 milyona yaklaşan Fellahlar aynı zamanda
birbirleri ile çok sıkı dayanışma içindeler. Yardımsever bir yapıya
sahip oldukları için özellikle kendi topluluklarında zor durumda
kimsenin kalmamasına özen gösteriyorlar. Arazilerin göç gibi
nedenlerle satmak istediklerinde ise mutlaka kendilerinden birine
satıyorlar.'' Aslan, Fellahların yardımseverlik duygularının başka
topluluklar için de geçerli olduğunu vurgulayarak, ''iş hayatında
da çok başarılılar'' dedi. ''GARİPLER TOPLULUĞU'' Aslan, Osmanlı
döneminde değişik dini inanışları nedeniyle ''Garipler Topluluğu''
olarak da adlandırılan Fellahların İslam dininin Nusayri öğretisine
göre hareket ettiklerini, bu öğretide Yahudi ve Hıristiyanlığın da
izleri olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti: ''İslam dininin
batını itikatından Nusayri öğretisine göre hareket eden fellahlar,
Arap Alevi ya da Nusayri olarak da biliniyorlar. Fellahlar küçük
yaşlarda topluluklarına ait dinsel öğretilerini saklamak için (sır
tutmayı) düzenlenen törenler eşliğinde akideyi öğrenirler. Fakat bu
kural erkek çocukları için geçerlidir. Bu nedenle erkek çocukları
12 yaşına geldikten sonra, evinden ayrılarak (Amca) diye tabir
edilen, topluluğun dinsel olaylarını anlatan ve öğreten kişilerin
yanında aylarca eğitim görürler. Dini öğrenimleri tamamlandıktan
sonra, o süre içerisinde neler yaşadığını kimseye anlatmamak için
40 defa yemin eden çocuklar topluluklarına ait sır tutmayı bu yaşta
öğrenir.'' Aslan, dinsel ve kültürel yapılarında tamamen kapalı
kutu olan fellahların bu yönünün çok ilgi çekici olduğunu ifade
ederek, şöyle devam etti: ''Topluluk, İslam dini bünyesinde Yahudi
ve Hıristiyan inanışlarda gözlenen bazı ritüalleri içerisinde
barındıran dinsel yapıya sahip. Bilindiği gibi sır ve sonradan
Yahudi olamama kavramı Yahudilerde gözlenen bir olgudur. Bu,
Fellahlar için de bire bir örtüşen bir durum. Ayrıca,
Hıristiyanlık'a ait inanışlar, topluluğun yaptığı ibadetler
arasında yer alır. Örneğin, Ramazan ve Kurban Bayramı dışında
Paskalya'yı da kutlarlar ve Hz. Ali'nin doğumunda çeşitli
etkinlikler düzenlerler. Namaz ibadetleri, çok farklıdır. Çünkü
onların inanışına göre, namaz istenilen zamanda ve uzunlukta
kılınır.'' Kitabında ''sırlarını açığa çıkardığı gerekçesiyle''
bazı tepkiler almasına rağmen ''kendilerini ulusal topluma
tanıttığı için bu topluluktan çok sayıda övgü aldığını da belirten
Aslan, ''Bir araştırmacıyım, merak uyandıran, toplumun bilmesi
gereken tüm konuları bilim adamı ciddiyetinde sunmak durumundayım''
dedi.