Feldkamp suçluyu ilan etti
Abone olGalatasaray'da elenmenin yankıları sürüyor. Herkes suçlu ararken Feldkamp faturayı çoktan kesti bile..
" diyen geçen yılın hocası Kral Heinz Feldkamp, yönetime ve
Skibbe'ye faturayı kesti.
2008'in Ocak ayında transfer istediğini hatırlatan Kalli'ye göre
acısı eleme maçlarında ortaya çıktı. Kalli'nin eleştirilerinden
Skibbe'de nasibi aldı. Alman hoca Linderonth'un oynadığı mevkiiyi
yanlış buluyor.. Kalli Zaman okurları için yazdı.
(...)Yazık oldu. Hem de çok yazık. Şampiyonlar Ligi eleme maçında
Romanya gibi bir ülkenin şampiyon ekibine karşı mücadele verileceği
anlaşılamamış gibi göründü.
Futbolcular ve teknik ekibin her iki maça da iyi hazırlanmadıkları
ortaya çıktı. Oysa Galatasaray için çok önemli olan bu maça Ocak
2008'den itibaren hazırlanılmalıydı.
Galatasaray yönetimi mutlaka benim bu yöndeki çığlıklarımı
hatırlıyordur. Ocak 2008'de, "Bu takıma bir kaleci lazım. İsveç
kalecisini alalım. Bu takıma bir orta saha gerekli. Sivas'tan
Mehmet Yıldız'ı mutlaka transfer edelim." diye adeta yalvarmıştım.
Özellikle deplasmanda kaybedilen maçta orta saha ve sağ kanatta
Galatasaray etkisiz kaldı. Hele Linderoth'un pozisyonu çok
yanlıştı. Linderoth, tam sağlığına kavuşmuş olsa bile bu pozisyonda
oynatılmaz.
Şampiyonlar Ligi ön turunda elenmek Galatasaray için yerinde sayma
değil, bir geriye gidişin habercisi. Bu moral ve çevre şartları ile
UEFA Kupası'nda neler yapabileceği de soru işaretleri ile dolu.
Bükreş karşısında alınan yenilgi uluslararası arenada önemli bir
imaj ve 15 milyon Euro'nun kaybı anlamına geliyor. Ligde şampiyon
olmuş bir takımı çalıştıran antrenör olarak benim üzüntüm oldukça
büyük.
Galatasaray, bu tarihî maça son dört haftada değil bu yılın ocak
ayından itibaren hazırlanmalı idi. Avrupa'da başarı getirecek bir
takım için takımı her geçen dönemde güçlendirecek isimlerle takviye
yapmak gerektiğini yönetime söylüyordum. Yeni transferlerden Meira
asla Song'dan çok çok üstün bir isim değil. Ancak yerini
doldurabilen bir isim. Birkaç gömlek üstün demek Song'a haksızlık
olur. Hakan Şükür sonrası takıma gelen Kewell da gözle görülür bir
güçlenme değil. Futboldan anlayanlar bunu net olarak
söyleyebilmeli.
Galatasaray'ın elendiği bir ortamda Fenerbahçe'nin Şampiyonlar
Ligi'nde yeniden tek başına Türkiye'yi temsil etmesi önemli bir
başarı. Onları asla kıskanmıyorum. Sadece eski bir Galatasaray
antrenörü olarak biraz üzülüyorum. Fenerbahçe bu hamlesi ile
yeniden ekonomik yönden Galatasaray'ın önüne geçme fırsatı
yakaladı. Şampiyonlar Ligi'nden gelecek paralarla rahatlayacak. Ve
bu paralarla olumlu yönde güçlenmesini takıma da yansıtacak.
Galatasaray adına şimdi masada ağır bir fatura duruyor. Umarım bu
kaos günlerinden bir an önce kurtulup, ligde ve UEFA Kupası'nda
taraftarını daha fazla üzmezler.