Felçli hastalara müjde
Abone olDamar cerrahisi uzmanı Doç. Dr. Yusuf Kalko tarafından Türkiye’de uygulanan "İnme Cerrahisi"nde başarılı sonuçları alındı. Geçtiğimiz yıl ...
Damar cerrahisi uzmanı Doç. Dr. Yusuf Kalko tarafından
Türkiye’de uygulanan "İnme Cerrahisi"nde başarılı sonuçları alındı.
Geçtiğimiz yıl uygulanmaya başlanan yöntemle yaklaşık 25 felçli
hasta sağlığına kavuştu.
Beyne kan taşıyan atar damarların tıkanması kendini gösteren şah
damarı hastalığı, zamanında tedavi edilmezse felçlere neden
olabiliyor. İstatistikler Türkiye’de her yıl 150 bin kişinin felç
geçirdiğini bildiriyor. Bu rakamın yüzde 60’ını ise şah damarı
tıkanıklığına bağlı inmelerin oluşturduğu bildiriyor.
"İnme Cerrahisi"ni şah damarına bağlı felçlerde uygulanan bir erken
cerrahi yöntemi olarak tanımlayan Doç. Dr. Yusuf Kalko, bu yöntemle
klasik tıp bilgilerinin dışında uygulamalara yer verdiklerini
bildirdi. Kalko, "Klasik tıp literatürü felç durumda hastaların bir
ay bekletilmesini söyler. Çünkü felç bedende şiddetli bir deprem
etkisi yaratır ve dokular zarar görür. Bu bekleme süresi
neticesinde hastanın durumuna göre gerekirse cerrahi müdahale
yapılabileceğini söyler. Öte yandan şah damarı yüzde yüz tıkanmış
bir hastaya ameliyat tavsiye edilmez. Çünkü açılmayacağı düşünülür,
risk faktörleri de yüksek olduğu için bu hastalar bekleme sürecine
girer. Biz "İnme Cerrahisi"nde eğer tetkikler uygunsa, hastada kana
aç canlı beyin dokusu gördüğümüz anda bu hastayı hemen ameliyata
alıyoruz. Diğer taraftan şah damarı yüzde yüz tıkalı hastalarda da
eğer tetkikler uygunsa beklemeden bu damara da müdahale ediyoruz.
Birkaç saat önce felç geçirmiş ya da felcin üstünden birkaç gün
geçmiş uygun hastalarda teknik başarılı oldu" dedi.
İnme merkezlerinde yapılan uygulamalara da değinen Kalko, "Pıhtı
özellikle kalpte ise ve titreşim bozukluğu olup pıhtı atmışsa ya da
şah damarı tıkalı ama pıhtı ile tıkanmışsa, erken dönemde (ilk 3-4
saat) damar yolundan serumla, biraz geç saatlerde ise (ortalama 6
saat gibi) anjiyo ile şah damarının içine pıhtı eritici ilaç verip,
gerekirse oraya stent takılıyor. Ancak bu işlemler belli saate
kadar yapılabiliyor. İnme Cerrahisinde ise 7 -8 saat sonra, birkaç
gün sonra ya da bir hafta sonra müdahale edilen uygun hastalar söz
konusu. Bu da demek oluyor ki, cerrahide eğer tetkikler uygunsa bu
hastalar geriye dönebilir. Ama hiçbir vaka için kesin olarak döner
denilemez bu İnme Cerrahisi’nde de geçerli" şeklinde konuştu.
HASTA AMELİYATTA SOHBETLE DİNÇ TUTULUYOR
İnme cerrahisini, Minimal İnvaziv Damar Cerrahisi tekniği ile lokal
anestezi altında yaptıklarını ifade eden Yusuf Kalko,"Bu da
özellikle ileri yaştaki hastalar için büyük önem teşkil ediyor.
Çünkü bu hastalar sadece damar sorunları ile değil aynı zamanda
şekerden, tansiyona, kalpten, akciğer sorunlarına kadar pek çok
rahatsızlıkla da mücadele ediyor. Hastanın sadece boynunu
uyuşturarak yaptığımız bu ameliyatta onlarla sohbet ediyoruz. Bu
sohbet onları dinç tutuyor ve şuur kaybını önlüyor. Şuurda ufak da
olsa bir bozulma olması durumunda hemen bir kanül yardımıyla beyne
kan gönderip hastanın dinç kalmasını sağlıyoruz. Bu esnada damarın
içini temizleyip hızlı bir şekilde kapatıyoruz. Operasyon 30 - 50
dakika arasında tamamlanmış oluyor" dedi.
Kalko şöyle devam etti: "Bu uygulamada damarlar ister yüzde 50,
ister yüzde 90, ister yüzde 100 tıkalı olsun. Hasta hangi yetişkin
yaş grubunda olursa olsun. Zamanla gelen kronik hastalıkları
olanlar da dahil olmak üzere tetkiklerde ameliyata uygun gördüğümüz
tüm hastalara müdahale ediyoruz. Lokal anestezi ile yaptığımız bu
ameliyatta canlı yayın gibi hastayı takip ediyoruz. Ameliyatın
faydalı olup olmayacağı daha en başında anlaşılıyor. Hasta kolunu,
bacağını hareket ettirmeye ya da konuşmaya başlarsa sorunu
çözdüğümüzü hemen fark ediyoruz. Ameliyat sonrası hastayı normal
odaya alıyoruz birkaç gün içinde de taburcu ediyoruz. Bazı
hastalarımızda çok nadir de olsa ameliyat sonrası felç riski de
oluyor ancak bu yüzde iki gibi düşük bir oran."
Erken tanı ve semptomlar dahilinde felçleri önlemek adına yapılan
bu ameliyatları felçli hastalara da uygulayan Yusuf Kalko yüz
güldürücü sonuçlar elde ettiklerini ifade etti. Kalko, "Bir yılda
yaklaşık 25 felçli hastanın yürüme ve konuşma yetilerini tekrar
kazandırmayı başardık. Bunların içinde yurt dışında da örnek
gösterilen vakalar var. Ancak tekrar ediyorum. Cerrahi ne kadar
ilerlerse ilerlesin, öncelikle sağlıklı ve düzenli yaşamı kişiler
kendilerine prensip edinsin. Damar hastalıkları sizi ömür boyu
takip edecektir. Herkesi kurtarmak isteriz ama ileri tetkiklerde
ameliyata uygun gördüğümüz hastalar dışında bu mümkün değil"
dedi.
(İHA)