Felakette devlet vatandaşı suçladı
Abone olArtvin yerle bir oldu canlar gitti DSİ, asıl suçu vatandaşta buldu. İşin en kötü tarafı ise soruşturmanın iki günde tamamlanması;
Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğünden yapılan
açıklamada, ''Artvin'deki sel felaketinde yaşanan can ve mal
kayıplarının nedeninin dere yataklarına ve kıyılarına ev
yapılmasının önüne geçilememesi'' olarak gösterdi
DSİ'den yapılan yazılı açıklamada, Artvin'in Şavşat ilçesinin
ortasından geçen Tigrat deresinin 15 Temmuz 2009 tarihinde saat
15.30 sıralarında başlayan sağanak yağış sonucu taştığı
hatırlatıldı. Yağışların, 16.30-17.00 arasında sele dönüşerek, can
kaybı ve maddi zarara neden olduğu belirtilen açıklamada, şunlar
kaydedildi:
''DSİ Genel Müdürlüğü, Şavşat ilçe merkezinden geçen Tigrat
deresinin taşmasını önlemek maksadıyla 2 kilometre boyunca taşkın
koruma projesi hazırlamış ve çalışmalarına 2008'de başlanan inşaat,
tamamlanma aşamasına getirilmiştir. Projede 13 adet tersip bendi ve
500 metre sağlı sollu olmak üzere toplam bin metre taşkın koruma
duvarı mevcuttur.
Tigrat deresinde yapılan sekileme ve taşkın koruma duvarlarının
bulunduğu kesitlerin proje tasarım debisi, 500 yıllık taşkın
tekerrür debisine göre belirlenmiştir. 500 yıllık taşkın tekerrür
debisi 86 metreküp/saniye, proje tasarım debisi ise 97
metreküp/saniyedir. Sel sularıyla gelen debinin bunun çok üzerinde
olduğu tahmin edilmektedir. Bu yüzden can kayıplarının yaşandığı bu
elim olay meydana gelmiştir.''
MEDYADAKİ HABERLER
Açıklamada, dün itibariyle can ve mal kayıplarına neden olan sel
felaketinin yazılı ve görsel basının yoğun ilgisini topladığına
işaret edilerek, ''haberlerde, felaketin bütün sorumluluğunun DSİ
üzerinde olduğu iddialarının ifade edildiği'' kaydedildi.
''Yaşanan elim olayın acısı bu kadar taze iken kurumun ilk
düşüncesinin felaket bölgesindeki vatandaşların acılarını
hafifletebilmek ve mağduriyetlerini giderebilmek olduğu''
belirtilen açıklamada, bu yönde yoğun çalışmaların ve mesainin
devam ettiği bildirildi.
''Ancak basında yer alan iddialara cevap vermenin de gelecekte
yaşanabilecek bu tip felaketlerin önlenebilmesi ve gerçek
sorumluların belirlenerek, sorumluluklarının gereğini yapmaları
açısından büyük önem taşıdığı'' ifade edilen açıklamada,
''dolayısıyla, haberlerde geçen iddiaların cevaplanmasının
gereklilik arz ettiği'' kaydedildi.
''TAŞKIN KORUMA TESİSLERİ STANDARTLARA VE ŞARTNAMEYE
UYGUN''
''DSİ tarafından yapılan Tigrat deresi taşkın koruma tesislerinin,
Türk Standartları Enstitüsü'nün bütün standartlarına, Bayındırlık
İşleri Şartnamesine uygun olarak yapıldığı ve tamamlanma aşamasına
getirildiği'' belirtilen açıklamada, şöyle devam edildi:
''İş esnasında betondan sürekli karotlar ve numuneler alınarak,
laboratuvarlarda test edilmiştir. Basında yer alan haberlerde ise
taşkın bentlerinin 'kum gibi dağıldığı' yönünde tespitlere yer
verilmektedir. Ancak bu tespitler gerçek gözlemlere
dayanmamaktadır. Zira idaremiz tarafından yapılan incelemelerde
beton blokların dağılmadan yekpare olarak devrildiği tespit
edilmiştir. Dolayısıyla betonun kalitesinde sorun
bulunmamaktadır.
Haber bültenleri, betonun demirsiz olması, bir eksiğin olduğu ya da
DSİ tarafından müteahhit firmanın yeterli şekilde kontrol
edilmediği için eksik malzeme kullanıldığı yönünde bir izlenim
uyandırmaktadır. Oysa kullanılan beton, projesi gereği zaten
demirsizdir. Söz konusu taşkın yapıları projelendirilirken, beton
ağırlık yapısı olarak tasarlanmış olup, bu sebeple demir
kullanılmamıştır. Bentlerin bu şekilde tasarlanması genel bir
uygulama olup, genel müdürlüğümüzün birçok taşkın önleme tesisinde
bu uygulama yoluna gidilmiştir.''
Açıklamada, basında müteahhit firmanın ihalede yüzde 50'den fazla
tenzilata gittiği yönünde iddiaların yer aldığına işaret edilerek,
''Bu yanlı bir bilgi olup, ihale tenzilatı yüzde 37'dir. Söz konusu
oran, bu gibi ihalelerde normal karşılanmaktadır. Tüm ihale
prosedürü 4734 ve 4735 sayılı kanunlar çerçevesinde yapılmış ve
Kamu İhale Kurumu tarafından onaylanmıştır'' ifadesine yer
verildi.
''Yıkımın boyutunun, bentler tarafından tutulan suyun birikmesi ve
bentlerin yıkılması ile arttığı ifadelerinin de gerçeği
yansıtmadığı'' belirtilen açıklamada, ''zira, yıkılan 7 bendin
sadece yanaklarının koptuğu, bazılarının da üst kademesinin zarar
gördüğü''ne işaret edildi.
Açıklamada, ''yukarı havzadaki orman kesiminden gelen ağaç
kütükleri ve artıklarının, feyezanla beraber kopan kaya bloklarıyla
taşkın koruma duvarları ve bentlerin zarar görmesinde büyük rol
oynadığı'' ifade edilerek, ''bentlerin sel sularının kanalize
olmasını sağladığı ve eğimi düşürdüğü için suyun şiddetini
azalttığı'' bildirildi.
''FELAKETİN SEBEBİ''
''DSİ'nin, bütün projelerinde olduğu gibi, işini ciddiyetle ve
hiçbir ihmale meydan vermeyecek şekilde yaptığı ve yapmaya da devam
edeceği'' bildirilen açıklamada, ''Afet, adı üzerinde, olağanüstü
halleri anlatmaktadır. Afetlerde her zaman can ve mal kaybı olması
ihtimali mevcuttur. Kurumumuz, bu ihtimali asgariye indirmek
maksadıyla çalışmaktadır'' denildi.