Fehmi Koru'dan Ertuğrul Özkök'e sağlam yanıt
Abone olHabertürk gazetesi yazarı Fehmi Koru, dünkü köşesinden kendisine 'yaşlandın mı Fehmi Abi?' diye seslenen Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök'e bugünkü köşesinden yanıt verdi.
Medyada yeni polemik Habertürk gazetesi yazarı Fehmi
Koru ile Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök arasında
patladı.
Hürriyet'teki dünkü köşesinden Fehmi Koru'yu hedef alan Ertuğrul Özkök, Koru'nun Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun "Ankara bombasından sonra oylarımız arttı" sözlerini eleştirmemekle suçlamıştı.
Özkök, Koru'ya "Duymadın mı, görmedin mi, yaşlandın mı, yoksa korkuyor musun Fehmi Abi" diye seslenmişti.
ÖZKÖK'ÜN HASRETİNİ GİDERMEK İÇİN YAZDI
Özkök'ün dünkü yazısına Fehmi Koru da bugünkü köşesinden yanıt verdi. Yazıına "Bu yazı onun hasretini giderme amacıyla yazılıyor" sözüyle başlayan Koru, Özkök'ün dünkü yazısında paylaştığı Gezici Araştırmanı'nın anketinden detaylara dikkat çekerek şunları yazdı:
"Yazısına aktardığı kamuoyu yoklaması, 1 hafta sonra sandık başına gidecek seçmenin dörtte birinden fazlasının, oyunu gönülsüz kullanacağını da söylüyor.
Benim açımdan üzerinde asıl durulması gereken ayrıntı bu:
Seçim sonrasında ortaya bir tablo çıkacak ve hükümet o tabloya
bakılarak kurulacak. Ancak... Seçmenin gönül rahatlığıyla
kullandığı oyu yansıtmayacak o tablo...
Hangi partiye oy vereceksek verelim, önemli bir bölümümüz, bunu
"kerhen" yapacak...
Gerçek bu iken, Ankara'da patlayan bombaların hangi partinin işine yaradığı üzerinde duralım (mı?)
Eh duralım o zaman.
Dünyanın dört bir tarafındaki demokrasilerde, seçimlere
gidilirken, terör eylemleri, iktidar partilerinin korkulu
rüyasıdır. Madrid'de tren istasyonunda patlayan bombalara kadar,
yani seçimden sadece 3 gün önce, kamuoyu yoklamalarının İspanya'da
yeniden iktidar olacağına işaret ettiği Aznar'ın partisi, 191
kişinin hayatını kaybettiği eylem yüzünden, iktidarı sosyalistlere
bırakmak zorunda kalmamış mıydı?
İktidar yanlış yere ETA'yı ve muhalefeti suçladığı halde...
Eğer 100 insanımızın canını alan terör eylemine rağmen iktidardaki
partinin oyu azalmıyor -hatta artıyor- ise,
faturayı halka çıkaramayacağımıza göre, muhalefetin durumunu
sorgulamamız gerekir. Tabii, her şeyden önce,
Ankara'daki bombalı saldırının gerçekten iktidar partisinin
oylarını artırdığından emin olduktan sonra...
Başbakan Davutoğlu'nun yerinde olsam asla emin
olmazdım. Emin olmamalı ve benzer bir kanlı eylemin
şu önümüzdeki günlerde sahneye konmasını engellemek için elinden
geleni yapmalı hükümet...
Biz konumuza dönelim.
AK Parti'ye geçmişte oy verip son seçimde sandık başına gitmeyen,
iptal edilecek tarzda oy kullanan veya başka partileri tercihte
zorlanmamış bir kitle var. Bir önceki genel seçimde (2011) her iki
kişiden birinin oyunu almış partinin, 7 Haziran'da yüzde 41 'de
kalması bunu gösteriyor.
Hiçbir partinin oyu ona zimmetli değildir.
Oyunun kıymetini bilen ve gerektiğinde fazla zorlanmadan oyunu
değiştirebilen bir halkımız var.
Nerede ANAP? Nerede DYP? Nerede DSP?
Kimimiz bir siyasetçiyi seviyor ve ortalıktan çekilene veya hayal
kırıklığına uğratana kadar peşinden gidiyoruz... Kimimiz partinin
temsil ettiği görüşlere bağlılık duyuyor ve o yoldan sapıklığını
görene kadar oyumuza sadık kalıyoruz... Kimimizde parti aidiyeti
hiç yok, oyumuzu her seçimde farklı kullanıyoruz.
Görebildiğim kadarıyla, AK Parti, hem lider kadrosuna sevgi hem de
partinin temsil ettiği görüş özelliği sayesinde oyunu yüzde 50
çizgisine yükselebilmişti.
Halkın yüzde 68.5'inin AK Partililerin "lider"
bildiği şahsiyetten "korktuğu" kanaatini
paylaşıyor Ertuğrul Özkök; yani her üç kişiden birimiz...
Yoksa, "Terör olaylarından kim yararlanmışsa fail
odur" tezi için beni bilirkişiliğe davetinin sebebi bu
mu?
Eylemin failini biliyor da yazmaya mı
korkuyor?
ABD başkanlarından Franklin D. Roosevelt, korkutulan halkına,
"Korkulacak tek şey, korkunun bizzat kendisidir"
demişti.
Eskiler "Demirden korkan trene binmez" derdi;
"Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın" diyorum ben
de.
Özkök de korkmasın. Meslek hayatım boyunca, failin kim olduğundan
eminsem, hiç çekinmeden yazmışımdır.
"Courage mon ami", biraz cesaret dostum...