Fehmi Koru komplo karşıtlarını kızdıracak!
Abone olFehmi Koru darbe olaylarının arkasındaki aktörleri yazarak komploya inanmayanları "saf" diye nitelendirdi.
Türkiye'deki Gezi Parkı olayları ve Mısır'da gerçekleşen
askeri darbeye bakış açıları komplocular ve olaya düz bakanlar
olarak kutuplaştı. Star gazetesi yazarı Fehmi Koru "Bu yazıyı
saflar okumasın" diye başlık attığı yazısında darbenin
arkasındaki derin izleri yazarak komploya inanmayanlara gönderme
yaptı.
Koru yazısında hayata ve siyasi olaylara iki türlü
bakış açısı olan insanların olduğunu, her şeyin kendiliğinden
olduğunu düşünenlerin ve sunulanın ardında görüneni farklı kılan
farklı saiklerin olduğundan kuşku duyanların olduğunu söyledi.
Koru yazısında şunları söyledi...
İkinci türe yakın zamana kadar ‘komplocu’
deniliyordu, Wikileaks ve Prism gibi birbiri
ardına patlayan ifşaatlar sonrası bu yakıştırmayı kullanmak
hayli zorlaştı. Bilgiye sahip olanın olayları yönlendirme gücü
bulunduğunu ve iddialı ülkelerin bu gücü kullanmaktan
çekinmediğini artık biliyoruz.
‘Demokrasi’ ihracı için Irak’a
tereddütsüz asker gönderen, Libya’ya müdahale için gün sektirmeyen
ABD ve Batı ülkeleri, sıra Suriye’ye geldiğinde ya görmezden
gelmeyi, ya da ilgisizliği tercih ediyor...
Neden acaba?
Akla ilk gelen, Beşşar Esad ve Baas yönetimi
yerinden edildiğinde önü açılacak siyasi kadrodan
hoşlanmamaları ihtimalidir. ‘İhtimal’ dediğime bakmayın,
ABD ve Batı ülkeleri, Suriye’de
‘Müslüman Kardeşler’ (MK) ağırlıklı bir
rejime geçit vermek niyetinde olmadıklarını çoktandır belli
etti. Demokrasi, Mısır ve Tunus’ta olduğu üzere, en örgütlü
kadro olan MK’nın lehine çalışıyor; Batı da bu yüzden
“Demokrasi İslâm Dünyası için iyi bir şey
değil” noktasına geldi. Suriye’nin içsavaşla
kendini tüketmesini biraz da bunun için seyrediyorlar...
İSRAİL'İN ÇIKARI
“Biraz da” diyorum, çünkü bütün sebep bu değil; bir de özellikle
ABD için hayati önem taşıyan ‘İsrail’in
çıkarı’ konusu var... İsrail’in bölgede kendini
güvende hissetmemesine yol açan, Filistin Devleti baskısını
yoğunlaştıran ülkelerin, güçlerini yitirip dengeden düşmeleri
‘iyi bir şey’ olarak görülüyor. Irak artık dengedışı, Suriye de
öyle...
DEMOKRASİ İSLAM DÜNYASI İÇİN İYİ BİR ŞEY
DEĞİL
İsrail için ‘iyi’ olan Batı için de iyidir... Mısır’a şimdi bu
gözle bakabiliriz...
Elbette “Demokrasi İslâm Dünyası için iyi bir şey
değil” noktasına gelmiş Batı, Kahire’de iplerin
askerlerin elinde olmasını yeğler; 1977’de İsrail’e resmen
ayak basan ilk Arap lider Enver Sedat’ı oraya gönderenin
arkasındaki Mısır ordusu olduğu bilgisiyle... Daha önce üç kez
yaşanmış Arap-İsrail savaşları Mısır’ın denklemden çekilmesiyle
sona ermişti; Mısır yoksa ‘savaş’ olmuyor
çünkü...
Galiba zihnimi kurcalayan esas soruyu şimdi sorabilirim: ABD ve
Batı nasıl bir Mısır ister? Hiç kuşkusuz, MK’nın ve Muhammed
Mursi gibi MK etiketli bir cumhurbaşkanının işbaşında bulunmadığı
bir Mısır isterler... Sivillerdense askerlerle daha iyi
geçineceklerini düşünürler...
Dünyanın bütün dillerinde karşılığı
‘darbe’ sözcüğü olan askerin yönetime el
koymasını hâlâ adlı adınca telâffuz etmemeleri bundan...
Milyonlarca Mısırlı sokaklarda ‘demokrasi’ adına
direniyormuş... ‘Darbe’ sözcüğünü kullanmamak ayıp oluyormuş...
HALA BU DENLİ SAF
OLABİLİYORSUNUZ
Bunları dert ettiklerini sanmıyorum Batılı liderlerin...
Acaba bu kadar mı? İş başında askeri yönetim olması Batı için
yeterli mi, yoksa Irak ve Suriye gibi denklem dışı kalmasını
getirecek kanlı olaylara Mısır’ın da sahne olmasını mı
isterler?
Yoksa ‘komplocu’ bir soru mu bu?
Irak’ın ve Suriye’nin düştüğü durumdan sonra hâlâ bu denli saf
olabiliyorsunuz.