Fehmi Koru Çölaşan'ın hedefi oldu
Abone olHürriyet gazetesi yazarı Emin Çölaşan, Fehmi Koru tarafından kendisi hakkında açılan ceza davasını köşesine taşıdı. İşte Çölaşan'ın sitem dolu yazısının detayları;
TÜRKİYE’de kendilerini ‘özgürlükçü-liberal’ olarak tanıtan
birileri türedi. Bu konuya yazılarımda sık sık değindim, gerçek
yüzlerini sergiledim. Aslında bunların amacı başkaları için değil,
sadece kendileri için her türlü özgürlüğü sağlamak.
Onlar konuşacak, onlar yazacak, onlar söyleyecek ama karşıt görüşte
olanlar her yola başvurularak susturulacak!
Hatta alay edilecek, onlara ‘dinozor, çağdışı, AB düşmanı,
marjinal’ gibi komik sıfatlar takılacak.
Adına ‘fikir ve ifade özgürlüğü’ denilen kavram başkaları için
olmayacak.
Onların hapis yatmaları için bile, gerekirse her yola
başvurulacak.
* * *
Geçen yıl aralık ayında, Taha Kıvanç takma adıyla İslamcı bir
gazetede yazılar döktüren biriyle kapışmıştık. O bana yazmıştı, ben
ona yazmıştım.
Burada her yıl 23 Aralık günü standart bir Kubilay yazısı yazarım.
Bu yıl da yazacağım. Çünkü bu olay Cumhuriyet tarihimizin bir kara
lekesidir. 1930 yılında Menemen’i basan yobazlar, kendilerini
önlemeye çalışan yedeksubay Kubilay’ı boğazını testere ile keserek
şehit etmiş ve kanını içmiştir. Yobazlar daha sonra yargılanıp idam
edilmiştir.
Taha Kıvanç takma isminin ardına gizlenen Fehmi Koru isimli
‘özgürlükçü’ şahıs bana bu Kubilay yazılarım nedeniyle saldırmış,
beni ‘kendi yazılarımdan hırsızlık (!)’ yapmakla suçlamış ve ben de
kendisine gerekli yanıtları vermiştim. İşin bundan sonrası çok
ilginç.
* * *
Şahıs, yazılarım nedeniyle beni Ankara Cumhuriyet Savcılığı’na
şikayet ediyor. Hakkımda ceza davası açılmasını istiyor.
Savcılık dava açacak, mahkeme beni yargılayacak ve suçlu gördüğü
takdirde HAPİS cezası alacağım. İçeri gireceğim. Bir meslektaşı
cezaevine girince de, bizimki herhalde mutlu olacak!
Ankara Cumhuriyet Savcılığı, hakkımda verilen şikayet dilekçesini
inceliyor, ifademi bile almaya gerek görmeden takipsizlik kararı
veriyor. Yani yazılarımda suç olmadığı gerekçesiyle, dava
açılmasını reddediyor.
Ancak karşı taraf kararlı! İlle de yargılanıp hapis cezası almamı
istiyor. Bu durumda Ankara’ya en yakın yer olan Sincan Ağır Ceza
Mahkemesi’ne itiraz ediyor.
Sincan Cumhuriyet Savcısı şikayet dilekçesini inceliyor ve
takipsizlik kararının onanmasına karar veriyor.
Ancak yasa uyarınca son kararı Sincan Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı
verecek. Başkan kararını veriyor:
‘Gereği düşünüldü: Yazıdaki benzetmelerin ağır eleştiri olup
olmadığının mahkemesince değerlendirilmesi... Emin Çölaşan hakkında
kamu davası açılması.’
Bu aşamadan sonra savcılığın yapacağı bir şey yok.
Hakkımda ceza davası açıldı. Duruşma önümüzdeki günlerde
yapılacak.
* * *
‘Özgürlükçü-liberal-İslamcı!’, fikir ve ifade özgürlüğünün herkes
için geçerli olduğunu savunan AB yandaşı bir gazeteci, başka bir
gazetecinin hapis cezası alması için elinden geleni ardına
koymuyor. Her yolu zorluyor.
Hem de meslektaşına karşı yazılarında ağır suçlamalarda bulunmuş,
tartışmayı kendisi başlatmış!
İki gazeteci arasında tartışma çıkabilir. Yazılar sert
olabilir.
Bu durumda karşı taraf hakkında tazminat davası da açarsınız. Bu
meslekte hemen hepimiz için çok davalar açılmıştır. Ben de
açmışımdır.
Ama meslektaşının hapis cezası almasını istemek, bu amaçla şikayet
dilekçeleri vermek ayıptır. Yakışıksız bir iştir. Savunduğu AB
ölçütleriyle çelişen bir olaydır.
İşin ilginç yanı, bu şahıs yazılarını sahte isimle yazıyor,
davalarını gerçek ismiyle açıyor!
Siz kendisi hakkında dava açmak isteseniz, öyle biri ortada
yok!
Taha Kıvanç diye biri yok ki, kimi dava edeceksiniz! Olmayan,
hayali bir kimse hakkında (zaten ayıp olur da) hangi suç
duyurusunda bulunacaksınız!
Uyanıklığın böylesine şapka çıkarmak gerekiyor!
Bunlar hem oldukları gibi görünmüyor, hem de göründükleri gibi
olmuyorlar. Bir yanda AB’cilik oynuyor, öte yanda tam tersini
yapıyorlar. Kandırmayı başardıkları kişiler ise yanlarına kár
kalıyor.
Bildiğim kadarıyla böylesi Türk basınında ilk kez oluyor. İlk kez
bir gazeteci, meslektaşının hapis cezası alması için yoğun çaba
harcıyor!
Bir meslekdaşının hapis cezası alması için uğraş veren, sahte ismi
Taha Kıvanç, gerçek ismi Fehmi Koru olan bu gazeteciye ‘Aman dikkat
et, ısrarla savunduğun AB senin bu yaptığını duymasın’ diyorum.
‘Özgürlükçü-liberal’ yollarında kendisine daha nice başarılar
diliyorum!