Fehmi Koru 'bu işin içinde başka bir iş var' dedi
Abone olGazeteci Fehmi Koru, yeni ortaya çıkan Horasan adlı örgütünü ve bu tür örgütlere karşı verilen mücadele yöntemini eleştirdi.
Habertük gazetesi yazarı Fehmi Koru, İŞİD türü örgütlere karşı silahlı mücadelenin sonuç vermeyeceğini aksine yenilerinin üreyeceğini iddia ettib.
El Kaide, IŞİD, Boko Haram ve son olarak Horasan. Son örgütün İŞİD'den bile daha tehlikeli olduğu söyleniyor?
Peki Horasan nereden çıktı? diye soran okurlara Fehmi Koru bugünkü yazısında sürpriz örgüt hakkında ilginç bilgiler paylaştı:
ÖRGÜTÜN GEÇMİŞİ YOK
Kendi hesabıma ben değildim. İster Google’a girip tarayın, ister Wikipedia’ya bakın, böyle bir örgütün geçmişiyle ilgili herhangi bir bilgiyle karşılaşmayacaksınız. Yepyeni bir örgüt bu.
Suriye içerisindeki IŞİD’le savaş başlar başlamaz başımıza böyle bir örgüt çıktı; hem de medyaya bakarsanız, insanların boğazını kesmekte tereddüt etmeyen IŞİD’ten bile daha tehlikeli yaftasıyla... Çünkü bağlıları, ABD ve Avrupa’ya yönelik bombalama eylemleri planlıyorlarmış...
National Intelligence istihbarat örgütünün başında bulunan James Clapper, 18 Eylül günü, Washington’da yaptığı sunumda adını ilk kez anmış Horasan’ın...
Horasan Grup aslında el-Kaide’nin uzantısıymış. Lideri Muhsin el-Fadhli Kuveytli imiş; ama Suriye’nin Halep kentinde oturmaktaymış...
Amerikan ve koalisyon uçakları iki gündür Horasan Grup yüzünden zaten mahzun Halep’i bombalıyor..."
AÇILAN SAVAŞLARLA YENİLEMİYOR
Horosan hakkında detayları okurlarıyla paylaştıktan sonra Koru, kendisine yönelik "örgütlere karşı mücadeleyi desteklemiyor" eleştirisine böyle cevap veriyor:
"Kimse beni, terörü ya da bu nevzuhur örgütlerin sahneye koyduğu eylemleri küçümsemekle veya onlara karşı yürütülen mücadeleyi tasvip etmemekle suçlamasın. Tam tersine, kendilerini ‘İslâm dini’ ile irtibatlı gösterdikleri ve İslâm ile asla ilintilenemeyecek vahşi eylemleri onun adına işledikleri için, bu tür örgütlere en ufak bir müsamahaya taraftar değilim.
Sorun şu: Tamamen modern dünyanın ürünü olan bu vahşi örgütler, onlara karşı verilen mücadele ve açılan savaşlarla yenilemiyor; yenilmek şöyle dursun, hem yenileri ürüyor, hem de vahşetleri daha artıyor... Böyle bir mücadeleye ‘mücadele’, savaşa ‘savaş’ denir mi?
Dense dense, yapılana ‘aptallık’ denir, ‘saflık’ denir, ya da olana bakıp ‘bu işin içinde başka bir iş var’ denir...
Bilmiyorum, siz ne dersiniz?"