Fehmi Koru 'biz bu filmi 1945'te görmüştük' deyip senaryoyu açıkladı
Abone olFehmi Koru, ABD yönetiminin düşmanca tutumu yüzünden Türkiye'nin Şangay Beşlisi'ne ya da BRICS'e yol aldığını yazdı. Koru, 1945'te Moskova'nın yaptığını şimdi ABD'nin yaptığını söyledi.
Washington'un Türkiye'ye karşı artan düşmanlığı kamuoyunda "yeni bir dünya arayışı" tartışmalarını gündeme getirdi. F-35'lerin teslimatının engellenmesi, S-400 krizi, YPG'ye silah yardımı, FETÖ'ye tam destek verilmesi gibi başlıklar krizlerden sadece bazıları.
Peki ABD ne yapmak istiyor? Wasihgton'un artan baskısını Ankara'yı yeni arayışlara yönelmesi için mi yapıyor? Fehmi Koru tartışmaya ilişkin "Yeni bir dünyaya doğru itilen Türkiye.. Biz bu filmi 1945’te görmüştük" başlıklı bir yazı kaleme aldı. İkinci dünya savaşının son günlerinde düzenlenen Yalta Konferansı ve sonrasında yaşananları hatırlatan Koru, benzer durumun şimdi tersinden yaşandığını yazdı.
Türkiye ittifaklara ‘kerhen’ girmişti
"(...)Şu sıralarda karşı karşıya olunan durum, her geçen gün, Türkiye’nin İkinci Dünya Savaşı sonrasında bugün içinde bulduğu ittifaklara yönelmesine yol açan gelişmelere fena halde benziyor.
Eylem planına Çin damgası |
YALTA KONFERANSI'NDA POLONYA DOĞU BLOKU'NA TÜRKİYE BATI BLOKUNA BIRAKILDI
Yalta‘da bir araya gelen savaşın galipleri dünyayı aralarında paylaşmışlar ve Polonya gibi Katolik bir ülke komünizm ideolojisini uydularında uygulayacağı bilindiği halde Sovyetler Birliği’ne bırakılırken, Türkiye de sonradan ‘Hür Dünya’ adını benimseyen cephenin bir parçası olarak düşünülmüştü.
Düşüncenin hayata geçirilmesi hiç kolay olmadı. Savaş sırasında etkili tarafsızlık çizgisi izlemiş olan Ankara yönetimi barış zamanında da aynı çizgiyi sürdürmekten yanaydı; ‘Hür Dünya’ içinde yer almak sistemini değiştirmeyi ve demokrasiye geçmeyi de gerektiriyordu ve bu da ‘tek partili’ yönetimin devamını imkansız hale getirebilecekti. İsmet İnönü ittifaklar içerisine girmekte nazlanıyordu. Süreç Moskova tarafından hızlandırıldı.
SSBC SÜRECİ HIZLANDIRDI
Varlık-yokluk mücadelesi verdiği İstiklal Savaşı sırasında en yakın ve sıcak ilgiyi gördüğü Sovyetler Birliği ile 1925’te dostluk ve saldırmazlık antlaşması imzalamıştı Türkiye; Moskova önce o antlaşmanın iptalini istedi ve istediğini aldı (Mart 1945). Daha sonra da, Ankara’yı kızdıracak ve müttefik arayışına girmesini zorlayacak başka talepler Moskova’dan gelmeye başladı: Boğazlar’da söz -ve hatta üs- sahibi olma, Kars ve Ardahan’ı topraklarına katma talebi…
Yazılı bir talep yok, ama Ruslar Ankara’nın kulağına kar suyu kaçırmayı sözlü olarak da başardılar o dönemde. Dönemin basını da Rusya-karşıtı ABD-İngiltere yanlısı yayınlarla yeni döneme ayak uydurdu.
MOSKOVA'NIN YAPTIĞINI ŞİMDİ WASHINGTON YAPIYOR
Ankara ‘yeni dünya düzeni’ içerisinde kendisine ayrılmış ittifak bölgesine bu şartlarda girmeye razı oldu ve Yalta‘nın paylaşım planına uygun hareket etmeye başladı. Moskova’nın vaktiyle yaptığını şimdi Washington yapıyor.
Şimdilerde bunun tam tersi oluyor gibi. Türkiye’nin ittifakları çatlıyor ve Washington şu sıralarda yaşattıklarıyla süreci hızlandırıyor. Bir düşünün bakalım, size de öyle gelmeyecek mi?
Tek fark, Rusya’nın başını çektiği cephenin de Türkiye’yi içine alma konusunda fazla heyecan duymaması. O konuya da gireriz, ama bugün bu yazdıklarım üzerinde düşünmenizi istiyorum."