F.Bahçe'nin hocasının ilginç hikayesi
Abone olAli Şen'in Başkanlığı döneminde göreve göreve çağrılan Tamer Güney'i kovmak için ilginç bir yola baş vurdular.
Milliyet gazetesinin usta kalemi Hasan Pulur, G.Birliği maçında
takımına oynattığı muhteşem futbolla dikkatleri üzerine çeken
yılların hocası Tamer Güney'in geçmişte kalan bir olayı gündeme
getirirken F.Bahçe'nin içinde bulunduğu duruma da ışık tuttu. Tamer
Güney'in komünistliği!!! NEDENSE, bazıları Tamer Güney'in,
Fenerbahçe'nin başına ikinci defa getirilişini "nöbetçi" veya
"emanetçi" gibi sıfatlarla nitelendirirken, onun Fenerbahçe'nin
başına ilk gelişini ve 24 saat sonra "Güle güle" denişini ayrıntılı
olarak anlatmadı... *** YIL 1982, tıpkı bugün olduğu gibi, aklı
başında bazı yöneticiler, başta Ali Şen, Fenerbahçe'nin geleceği
için, öz kaynak ve altyapı gereğini duydular. Her yıl "transfer
bombaları" patlatıyor, paralar saçılıyor, çok kere sonuç hüsran
oluyordu. *** TAMER Güney, o sırada Adanaspor'u çalıştırıyordu,
kendisinin düşüncelerini bilen Fenerbahçeli bazı yöneticiler, ondan
bir rapor istediler. Tamer Güney'in raporu, düşük ve orta gelirli
ailelerin çocuklarını hedefliyordu. Kadıköy, Üsküdar, Beylerbeyi
semtlerinde oturan ve amatör ligde oynayan bu çocuklara beslenme ve
zorunlu ihtiyaç yardımı yapılacak, üç - dört yılın sonunda, 20
kişilik genç bir kadro hazırlanacaktı; bu kadro Fenerbahçe'nin
geleceğiydi... *** RAPOR duyulur duyulmaz "Fenerbahçe'nin
"malumları" ayaklandı; nedir, ne oluyordu? Yani, artık Fenerbahçe
"tarihi" transfer bombalarını patlatamayacak mıydı? Fenerbahçe
büyük kulüptü, parayı verir istediğini alırdı, parayı verirken de
bal tutan bazı parmaklar yalanırdı... Hem ne demek oluyordu, yoksul
ailelerin çocuklarını yedirip içirmek, futbolcu yapmak? Yooo, bu
rapor "solculuk" kokuyordu!!! *** TAMER Güney'in, Fenerbahçe'ye
geldiği gün, Eskişehir maçına çıkacak olan takım, Çınar Oteli'nde
kamptaydı, oyuncular maça hazırlanırken, yönetim kurulu da Tamer
Güney'in başını yemeye hazırlanıyordu. Allah'ı var, Başkan Ali Şen,
takımın başına getirdiği Tamer Güney'e sahip çıktı, direndi, hatta
istifa tehdidinde bile bulundu ama, nafile... Bazıları Ali Şen'e
rağmen kararlıydılar, sonunda öyle bir noktaya geldiler ki: "Bu
adam komünist!" O günler "komünist umacı"sının hala bazılarının
uykusunu kaçırdığı günler, Rus salatasına, Amerikan salatası
denilen günlerin sonu gelmek üzere olsa bile... Tamer Güney'in başı
24 saatte yendi. *** "FENERBAHÇE Cumhuriyeti" kitabının yazarı
Yalçın Doğan, bu olayı şöyle yorumlar: "Fenerbahçe demek, büyük
bomba patlatmak demekti. Bombalar patlamasa cepler nasıl
doldurulurdu? Her transfer sezonunda kimler ellerini ovuşturup,
pazara çıkardı? Tamer Güney, kim oluyordu da, bu düzeni sarsmaya
cüret ediyordu? Komünist dersin olur, biterdi!" (x) *** NEYSE,
şimdilik "komünist" diyecek halleri yok! Hem deseler, ne yazar?
TKP'nin seçime girdiği bu ülkede artık bu da sökmüyor. Peki, şimdi
bir şey demeyecekler mi? Hiç demez olurlar mı? Kimi adı duyulduğu
gün "yetmişlik" diyerek küçümseyecek, kimi de Gençlerbirliği
maçından sonra, Erdoğan Şenay'dan kopya çekerek, "babacanlığını ve
bilgeliğini" övecek... Maksat, laf olsun, program dolsun