Fazla tuzun en büyük zararları!

Abone ol

Bir çok hastalığı tetikleyen tuz konusunda uzmanlar uyarıyor

Böbrek yetmezliği, hipertansiyon ve şeker hastalığı arasında zincirleme bir ilişki olduğunu söyleyen uzmanlar, vatandaşları hipertansiyonu tetikleyen tuza karşı uyarıyor.

Sofadan tuzu eksik etmemenin, yemeğin tadına bakmadan tuz atmanın insanı potansiyel bir böbrek hastası yapabileceği belirtiliyor. Ege Üniversitesi Nefroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ercan Ok, böbrek hastalığının Türkiye'de salgın haline dönüşmüş önemli bir sağlık sorunu olduğunu söyledi.

Böbrek yetmezliği hakkında önemli bilgiler veren Ok, aşırı tuz kullanımının hipertansiyonu tetiklediğini, hipertansiyon ve şeker hastası olanların ise böbrek yetmezliğine yakalanma riskinin daha yüksek olduğunu kaydetti.

Ok, "Dünyada hipertansiyonun ortalama görülme sıklığı yüzde 25 desek bunun yüzde 40 olarak görüldüğü toplumlarda var, hiç görülmediği toplumlarda var. Güney Amerika'da ilkel dediğimiz kabileler hiç tuz tüketmeyen toplumlardır ve buralarda hipertansiyon hiç yoktur yani aşırı tuz kullanımı hastalıkların tetikçisidir. O yüzden tuz, hipertansiyon ve böbrek yetmezliği arasında sıkı bir ilişki vardır." ifadelerini kullandı.

Böbrek yetmezliğinin herhangi bir yaşta ortaya çıkabileceğini ancak yaşlıların bu konuda daha dikkatli olası gerektiğini söyleyen Ok, "İnsan ömrünün uzadıkça böbrek yetmezliğinin ortaya çıkma riskinin arttığını" dedi.Böbreklerin tansiyon düzenlenmesi, D vitamini yapımı, kan yapıcı hormon üretimi, zararlı maddelerin idrar yoluyla atılımı gibi çok önemli fonksiyonlara sahip olduğunu anlatan Ok, "Böbrek yetersizliği 3 aydan fazla sürdüğünde kronik olarak kabul edilir ve bu durumun ilerleyici olduğu bilinmelidir. Hipertansiyon, şeker ve kalp hastalığı, obezite, bilinçsiz ağrı kesici ilaç kullanımı ve sık idrar yolu enfeksiyonlarının böbrek rahatsızlıkları için risk faktörlerini oluşturduğunu." şeklinde konuştu.

BÖBREK YETMEZLİĞİNDE KULLANILAN TEDAVİ YÖNTEMLERİ

Böbrek yetmezliği için üç temel tedavi seçeneği bulunduğunu belirten Ok, şu bilgileri verdi: "Bunlardan bir tanesi ülkemizde en yaygın kullanılmakta olan hemodiyaliz, diğeri periton diyalizi ve üçüncü ise böbrek transplantasyonudur. Yöntemler arasındaki farklılıklara bakıldığında; tartışmasız şekilde böbrek naklinin diğer yöntemlere göre üstünlüğünü görmekteyiz. Bu yöntemle yaşam süresi uzamaktadır, yaşam kalitesi artmaktadır böbrek nakliyle ciddi iyileşme sağlanabiliyor. Bir diğer avantajı ise böbrek naklinin etkili ve daha ucuz bir tedavi yöntemi olmasıdır."

Türkiye'de organ bağışı az olduğundan hastaların büyük çoğunluğunun yaşamlarını diyaliz tedavisi ile sürdürdüklerini söyleyen Ok, "Aslında diyaliz de insanlara sunulmuş mükemmel bir tedavi bir organ hiç çalışmıyor ama ona rağmen siz hastayı hayatta tutmaya çalışıyorsunuz. Ancak şu var böbrekler haftada yedi gün 24 saat çalışırken hemodiyaliz ile bu süre hafta da 3 gün 4'er saat olarak gerçekleştiriliyor. Fakat hemodiyalizin 8 saat gerçekleştirilmesi de söz konusu hatta bunun gerçekleştirilmesi durumun da hastaların hayat kalitesin de gözle görülür bir değişiklik oluyor ve hastaya sosyallik kazandırıyor." ifadelerini kullandı.

Günün Önemli Haberleri