Fatma Şahin: 'Türkiye modeli ABD ve Avrupa’yı şaşkına çevirdi'

Kadın ve Demokrasi Derneği Tekirdağ İl Temsilciliği tarafından düzenlenen ‘Türkiye'de Kadına Şiddet, Nedenler ve Çözüm Önerileri’ konulu konferansa katılan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, “Kız çocuklarımızın üniversiteye gitme oranı bugün yüzde 45’leri yakalamış durumda. Bunu Amerika dahi başaramadı. Avrupa’nın bugün, ‘Türkiye bunu nasıl yaptı, bu rakamları nasıl bu kadar iyileştirdi?’ diye baktığı bir Türkiye modeli var” ifadelerini kullandı.

Programda konuşan Fatma Şahin, “Ben bölgeden geliyorum binlerce çocuğun Ege kıyısında, umut denizinin ölüm denizine döndüğü, Ayla bebeklerinin kıyılara vurduğu merhametini ve vicdanını kaybettiği bir dünya var. Dünya nereye gidiyor. Avrupa Birliği için nasıl sözde kaldığını, eğer kendi toprağında değilse kendi vatanında değilse, eğer kendi ırkından değilse, kendi mezhebinden değilse, nasıl üç maymunu oynandığını gördük. Bu başkanlık bana bunu gösterdi. O yüzden bizim bu dünya düzeninde baktığınızda yapacak çok işimiz var. Bizim, özellikle kadına dair çocuğa dair aileye dair topluma dair yapılması gereken çok önemli işler var” dedi.

"MESELE FIRSAT EŞİTLİĞİ VERMEK"

Kadınlarla ilgili çalışmayı yaparken dört ana başlıkta çalıştıklarını da dile getiren Şahin, “Önce kadının güçlendirilmesi gerekiyordu. Kadının önündeki bütün engeller kaldırılırken, özellikle eğitim en önemli başlığımızdı. Ben Güneydoğu'dan gelen bir kardeşinizim. Tabii bu bölgelerde kısmen daha az yaşanıyor ama özellikle kız çocuklarının okullarının yarım kalması, çocuk gelin meselesi doğunun ve Güneydoğu'nun en önemli meselelerinden bir tanesiydi ve en önemli nedenlerinden bir tanesi de özellikle kızlar liseyi bitirdiği zaman, aileler üniversite için şehir dışına göndermiyorlardı. Doğudan gelen arkadaşlarımız iyi bilirler ve burada yapılan çalışmada özellikle eğitim meselesi üzerinde yapılan çalışmada kızlarımızın üniversiteye gitme oranı AK Parti'den önce ve AK Parti'den sonra baktığımızda çok ciddi bir iyileşme olmuştu. Kadınlarımızın üniversiteye gitme oranı, kız çocuklarımızın üniversiteye gitme oranı bugün yüzde 45’leri yakalamış durumda. Bu çok önemli bir rakamdır. Mesele nedir önündeki engelleri kaldırmak, fırsat eşitliği vermek adaletle hükmetmek. Ne olursa olsun, nerede doğarsa da doğsun, anası babası kim olursa olsun, kadın olsun, erkek olsun eğitim bunun en önemli aşamasıdır” diye konuştu.

"TÜRKİYE MODELİ OLUŞTU"

Yaptıkları çalışmalarda bir Türkiye modeli oluştuğuna da dikkat çeken Şahin, “Yaptığımız çalışmalarda rakamlara bakın bu dünyada yapılan en önemli alanda en önemli çalışma da bir Türkiye modeli oluştu. Bunu Amerika bile dahi başaramadı. Avrupa’nın bugün, ‘Türkiye bunu nasıl yaptı, bu rakamları nasıl bu kadar iyileştirdi?’ diye baktığı bir Türkiye modeli var. Bu Türkiye modeli özellikle kızlarımızın okullaşması, güçlendirilmesi ve önündeki engellerin kaldırılması, fırsat eşitliği verilmesi çok önemli. İkincisi sağlık, artık benim ülkemde ben bunu Avrupa Konseyi’nde anlattığım zaman bunu bizim milli gelirimizin 10 katı üzerinde olan ülkelerin başaramadığını, Obama'nın seçim beyannamesine koyduğunu fakat başaramadığını söylüyorum. Çünkü benim ülkemde doğan her çocuk sigortalı doğuyor. 18 yaşına kadar Sosyal Güvenlik çatısı altında bütün sağlık imkanlarında istifade edebiliyor. Bu neyi etkiledi anne ve çocuk ölüm oranlarının azalttı, bu neyi etkiledi sağlıkta dönüşüm beraberinde insana dokunmayı etkiledi ve bu en çok kadınlarımızı annelerimizi, kız çocuklarımızın yaşamını etkiledi. Kızlarımızın güçlendirilmesi için önce eğitim ve sağlık meselesinin tamamen hal olması gerekiyordu. Sağlıklı düşünmesi gerekiyor de eğitimdeki bütün imkanlara ulaşması gerekiyordu” şeklinde konuştu.

KADININ KARİYER VE ÇOCUK VURGUSU

Tekirdağ’da konuşan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, konuşmasını şöyle noktaladı:

“Üniversiteyi bitirdikten sonra bir kız çocuğu iş ve aile dengesi ‘Şimdi ya kariyer mi yapacağım ya çocuk mu yapacağım’ diye bir seçim hakkımız yok. Hem kariyer hem de çocuk yapılabileceğine ikisinin de çok önemli olduğunu, aile değerleri ile kadın güçlendirilmesinin birlikte gidilebileceğini, güçlü bir kadının zayıf bir aile anlamına gelmediğini, güçlü bir kadının güçlü bir aile anlamına geldiğini, artık sizlerle birlikte gösteriyoruz. Bunu çok mühim ve önemli buluyorum. Bakın bugün ben Anadolu'dan çıkan ve bütün makamları gören bir kardeşiniz olarak en güçlü tarafım aile değerlerim, evlatlarım ailem. Dolayısıyla bunun yapılabildiğini göstermemiz gerekiyor. Aslında güçlü bir aile ile bu makamların çok daha kolay ulaşılır olduğunu göstermemiz gerekiyor. Aile ne kadar güçlüyse içeride ne kadar mutluluk ve huzur varsa başarıda kaçınılmaz oluyor.”