Fatihin yaktırdığı Matrix tarikatı
Abone olDa Vinci modası bizdeki esrarlı örgütleri unutturdu. İşte Fatih'in diri diri yaktırdığı tarihin ilk Matrix'çileri..
İran taraflarında, 14. asırda "Hurufilik" denilen yepyeni bir
mezhep doğdu. Temeli ses, harf ve sayı kavramlarına dayanan, yani
Matrix filminin kurgusunu andıran Hurufilik kısa zamanda yayıldı
ama âkıbeti kanla yahut ateşle noktalandı.
Mezhebin kurucularının derileri yüzüldü, Fatih Sultan Mehmed
zamanında da, binlercesi diri diri yakıldı. İşte, Da Vinci
Şifresi'ne rahmet okutacak derecede sırlarla ve maceralarla dolu
olan "İslam'ın tek, dünyanın da ilk Matrix'çi gizli mezhebi"
Hurufiliğin kısa öyküsü....
HERŞEY SAYILARDA GİZLİ
Ses olgunlaştığı zaman "söz" olur, söz de harflerden
meydana gelirdi, dolayısıyla herşeyin aslı "harf" idi ve her harfin
belirli bir sayı değeri vardı. İşte, bu temelden yola çıkan
Fazlullah'a göre İslamiyet ile ilgili bütün meseleler Arapça'nın
28, Farsça'nın da 32 harfiyle izah edilebilirdi.
Herşey sayıda gizliydi, sayıların arasındaki ilişkiler vasıtasıyla
Kur'an'ın yorumlanıp gizli sırların öğrenilmesi ve mutlak gerçeğe
ulaşılması mümkündü.
BEN ASLINDA İSA'YIM
Hurufilik, İslam uleması tarafından ilk zamanlarında aşırı bir
mezhep gibi görüldü ama Fazlullah'ın daha sonraları dünyanın,
ahıretin velhasıl herşeyin temelinin kendisi olduğunu söylemesi ve
"Ben, aslında Hazreti İsa'yım, dünyayı kurtaracak Mehdi, benim"
demesi üzerine Hurufiler kâfir kabul edildiler.
DERİSİNİ YÜZDÜLER
Bu sırada giderek daha fazla taraftar toplayan Hurufiler'in
siyasi iktidarı ele geçirmeye kalkışmaları üzerine, Timur'un oğlu
Mirânşah, 1394'te Fazlullah'ın kafasını kestirdi. Sonra derisini
yüzdürdü, cesedini ip bağlatarak pazarda dolaştırdı, etini
köpeklere yedirdi ve vücudundan kalan bütün ateşe attırdı.
Fazlullah'ın idamına rağmen sayıları ve güçleri giderek artan
Hurufiler hemen her yerde sıkı bir takibe uğradılar. Ele
geçirilenlerin ya derileri yüzüldü, yahut yakıldılar; hayatta
kalabilenler de, kurtuluşu Anadolu'ya geçmekte buldu.
FATİH SULTAN MEHMET'İ DE ETKİLEDİLER
Hurufiler, Fatih Sultan Mehmed'in iktidar yıllarında sayıların ve
harflerin cazibesiyle hükümdarı bile etkileyerek saraya sızmayı ve
devlet işlerine müdahale etmeyi başardılar. Ama, devletin güçlü
veziri Mahmud Paşa yine o devrin en güçlü din âlimlerinden
Fahreddin-i Acemi'den "kâfir oldukları" gerekçesiyle Hurufiler'in
canlarının alınması gerektiği yolunda bir fetva çıkartınca,
Fatih'in söyleyecek sözü kalmadı. Neticede, Edirne'deki o büyük
ateş yakıldı ve ateşin başında ilk tekbiri de Fahreddin-i Acemi
getirdi.
ARTIK TARİH KİTAPLARINDA
Ayrıntılarını yıllar önce rahmetli Abdülbaki Gölpınarlı'nın ortaya
çıkardığı bu gizli mezhebin inançlarına bugün artık sadece tarih
kitaplarında rastlanıyor.
Siyasetin yanısıra kültür ve sanat çevrelerini de asırlar boyunca
etkilemiş olan bu akımı artık bir mezhep yahut din değil, kültür
kaynağı olarak kabul edenler ve sistemin temelinde vârolan "ebced"
ile "cifir" meselelerine alâka duyanlar bugün hâlâ mevcut.
Kaynak: Sabah