Fatih Sultan Mehmet hristiyan mıydı?
Abone olTime Dergisi'nin türbanlı Mona Lisa tablosunu kapak yapmasının globalleşmenin bir sonucu olduğunu yazan Çetin Altan'dan kışkırtıcı bir iddia daha: Fatih hristiyandı...
Time Dergisi'nin türbanlı Mona Lisa tablosunu kapak yapmasının
globalleşmenin doğal bir uzantısı olduğunu söyleyen Çetin Altan,
bugünkü "Türbanlı Mona Lisa, silindir şapkalı Fatih
Mehmet" yazısında kışkırtıcı bir iddiada daha bulundu:
- AÇIK denizlerde giden bir geminin, alt kamaralardaki yuvarlak
lomboz deliğinden dışarı baktığınızda; sürekli olarak sadece
denizi, hep aynı denizi görürsünüz; sanki hiçbir şey değişmiyormuş
gibi...
Yeryüzünden gelip geçen insanoğluna da, eski koşullanmaların
biçimlendirdiği pencerelerden baktığında; bayrakları, orduları,
meclisleri, siyasal kadroları ve yöneticilerin kendi kendilerini
öven tatavalarıyla, "ulus-devlet" modeli hiç değişmiyormuş gibi
görünür.
***
İnsan ömrü en çok 30-35 bin gün... Çocukluğu, gençliği, sevi
sevdası, geçinme sorunları ve yaşlılığıyla 30-35 bin günlük bir
süre...
Kim kalkacak da 100 yıl öncesine bakacak, kim kalkacak da 100 yıl
sonrasını merak edecek? Gün bugün, saat bu saat...
***
Peki, nasıl oldu da Time dergisi, türbanlı bir Mona Lisa tablosunu
kapak yapma gereğini duydu 8 Şubat sayısında?
Derginin iddiasına göre Avrupa'da; İslamın, türbanlı kız ve
kadınlarıyla su yüzüne çıkması; Batı'nın her dönemde "çağdaşlığı"
temsil eden kimliğini rendelemeye ve tükürüklemeye başlamış.
Başkan Bush politikasının, terörün kaynağı olarak radikal İslamı
gösterme taktiğinin paralelinde bir iddiaya benziyor Time'ınki
de... "İslama fazla hoşgörü gösterirseniz kimliğiniz kaybolur"
uyarısı...
***
Oysa küreselleşmenin bir sonucudur türbanlı kız ve kadınların
Avrupa'da da cirit atması... Tıpkı sayıları 1.5 milyonu bulan Rus
turistlerin, Antalya'da 15 bin tirajlı Rusça bir gazete çıkarmaları
gibi...
"Onlar-Biz" ayrımlarının; "Hıristiyan-Müslüman" ayrımlarının;
"İngiliz-Japon" ayrımlarının, "Türk-Yunan" ayrımlarının ufaktan
ufaktan "Yeni bir dünya ve küresel tek bir ekonomi" potasında
erimeye yöneleceği bir süreç başlamada...
***
Karısı Türk, kocası Alman; yahut Amerikalı; yahut İngiliz olan;
yahut kocası Türk, karısı Alman; yahut Amerikalı; yahut İngiliz
olan, hiç kimse yok mu tanıdıklarımız arasında?
Bir yandan süredursun ırklar ve dinler ayrımını aşan evlilikler;
kendi ırk ve kendi inançlarına dört elle yapışıp, başka ırk ve
inançları da düşman gibi gösterme ötesinde, "politik bir kimlik"
yaratamayanlar; büsbütün tepinmeye girişmiş görünüyorlar hızlanan
küreselleşme önünde...
Hızlanan değişim ve değişime karşı çıkma sonucu; birkaç milyon
insan daha öleceğe benzer özellikle İslam dünyalarında...
***
Bizim Türkiye'ye gelince...
Bendenize sorarsanız Türkiye'nin en çok ihtiyacı şimdi, geniş
ufuklu bilimcilere, sanatçılara, mizahçılara...
Geniş ufuklu olmak demek; önemli ama değersiz pozör ve tatavacılar
tarafından kutsallaştırılmış "tabu ve dogma"ların çarmıhına,
temennah etmekten kurtulmuş olmak demektir.
***
Örneğin Fatih Sultan Mehmet'in Hıristiyan olduğunu açıklayan ünlü
gazelindeki son beyiti bir kez daha hatırlatalım:
Bir frengi kâfir olduğun bilürdi Avniya
(Avniya -Fatih'in mahlası- bilirdi senin bir kâfir Hıristiyan
olduğunu)
Belde zünnarini boynunda çelipayı gören
(Belinde keşiş kuşağını, boynunda haçını gören)
***
Böyle tarihsel ve çarpıcı bir belgeyi görmezlikten gelmenin yararı
kime?
Mizahçılar da, Venedikli ünlü ressam Gentile Bellini'nin, Fatih
Mehmet portresinin üstüne bir silindir şapka oturtsalar ve bizde AB
ile bütünleşmenin Fatih'le başladığını; ama "evrensel değerler"
düzeyinden korkan çapsız despotlar tarafından engellendiğini
çizimleseler...
***
Silindir şapkalı Fatih portresi, Brüksel'deki NATO zirvesinde 8
dakikalık Erdoğan-Bush görüşmesiyle de, üst üste cuk
otururdu...
Başkan Bush'un, Başbakan Tayyip Bey'e, oğlunu sorması bir rastlantı
mı, sanıyorsunuz?
Bilmiyor muydu Tayyip Bey'in oğlunun, ABD'de Dünya Bankası'nda
çalıştığını?
Biliyordu ve 8 dakikalık karşılaşmada kasten onu soruyordu.
"Siz bir yandan Amerika'ya karşı atıp tutarken, bir yandan da
oğlunuzun Amerika'da çalışmasını yeğliyorsunuz" demeye
getiriyordu...
***
Silindir şapkalı Fatih portresi, silindir şapkalı Cumhuriyet'i de
çağrıştırdığında...
Bir yandan "Türk'e Türk propagandası"yla makam sahibi olanların;
bir yandan da gerek çocuklarının eğitimi, gerekse kendilerinin
sağlığı konusunda hemen Türkiye dışına köprü kurdukları gelmez mi
akla?
Çiftliğin başına geçenlerin yaşamı ve çiftlikte yaşayan koyunların
güdümü...
***
Koyunların güdümünü kolaylaştıran "tabu" ve "dogma"ların
kutsallığını kollayalım, ama parmaklamayalım arkadaşlar...
"Yaşam kalitesi" ve "kirlenmiş"lik açısından, hangi düzeylere
düşülmüş olduğunu çok da çınlatmayalım arkadaşlar...
Övünelim arkadaşlar; madem mesleklerimizle, Nobel ödüllerimizle,
hayata geçirdiğimiz teknolojik buluşlarla övünemiyoruz; hiç değilse
ırkımızla övünelim, dinimizle övünelim arkadaşlar...
***
Türbanlı Mona Lisa'dan 550 yıl önce, silindir şapkalı Fatih
Mehmet'i de bizim montajladığımız sütrelenince; düşünür düşünür
dururuz AB üyesi oluncaya dek, kim bilir daha ne tür çalkantılardan
geçileceğini...
***
Enseyi karartmayın. Gaddarlar, saflar ve kafasızlar yanında;
zindanlara atılmış, yapıtları toplatılmış, anasına avradına
sövülmüş az yazar, az sanatçı çıkarmadı Türkiye de...
Torunlarınızın torunları, sabah kahvaltısını İstanbul'da yapacak,
öğle yemeğini Sidney'de, akşam yemeğini Kanarya Adaları'nda
yiyecekler...
Tarihi saydamlaştıran ve geçmişten çok geleceği sevenler, daha
zengin yaşarlar günlerini...
Yazar: Çetin Altan
Kaynak: www.milliyet.com.tr