Fatih Altaylı'yı değiştiren neden
Abone olSarıer, "Zurnanın zırt dediği yer işte burası!" diye vurguladığı Altaylı'daki değişimin asıl nedenini açıkladı.
Dün AKP olur ama Tayyip Erdoğan ile olmaz diyen ancak iktidardan
sonra onu Nobel Barış ödülüne layık gören Hürriyet yazarı Fatih
Altaylı'daki büyük değişim herkesin dikkatini çekti.
Altaylı'nın 180 derecelik değişiminin ardanda yatan nedenleri Sabah
yazarı İlker Sarıer yorumladı. Kendine göre nedenleri sıralayan
yazar asıl nedeni ise iktidarda olmaya bağlıyor ve bunu da zurnanı
zırt dediği yer işe diyerek açıklıyor İşte zurnanın zırt dediği
neden:
Yoksa Altaylı'daki değişim, Tayyip Erdoğan'ın
düşüncelerindeki değişimden değil de, artık "iktidarda olmasından"
mı kaynaklanmaktadır? Zurnanın zırt dediği yer işte
burası!
Yazar ayrıca Altaylı'nın kendisini eleştirenlere karşı savunduğuğu fikirleri yorumlayarak şu görüşleri belirtiyor.
Hürriyet Yazarı Fatih Altaylı,
Recep Tayyip Erdoğan hakkındaki değerlendirmelerinde "yanıldığını"
kabul etti.
Fakat öyle bin mantık silsilesiyle yazdı ki, evlere şenlik!
"Bütün günah" Erdoğan'daymış sanki...
Neredeyse diyecek ki, "Erdoğan değişerek beni yanılttı, elimden ne
gelir?"
Ama "asıl soruya" cevap yok Fatih Altaylı'da:
1- İnsanların, zaman içinde "değişebileceğini" gözönüne almadan her
türlü ölçünün üzerinde "saldırı" yöneltmek doğru muydu?
2- En saldırgan noktadan, en methiyeci noktaya geçmek, "basit bir
yanılgı" olayı mıdır?
3- Kamuoyu oluşturan bir yazar, hem de çok kısa sürede 180 derece
"duruş" değiştirebilir mi?
4- İnandırıcılık ve güvenilirlik nedir?
5- Yoksa Altaylı'daki değişim, Tayyip Erdoğan'ın düşüncelerindeki
değişimden değil de, artık "iktidarda olmasından" mı
kaynaklanmaktadır?
Zurnanın zırt dediği yer işte burası!
Altaylı, "demagog"lukla suçluyordu Erdoğan'ı... Ya yine demagoji
yapıyorsa! Değişmediyse!.. Olsun iktidarda ya, o yeter...
Altaylı, asıl kendisi demagoji yapıyor:
Ne yapsaymış yani, enflasyon oranları şimdi düştü diye yas mı
tutmalıymış?
İhracat artıyor, Türkiye'nin sorunları çözülüyor diye karalar mı
bağlamalıymış?
Sanki biz ona, "Erdoğan'a ne güzel küfürler edip duruyordun, küfür
etmeye devam et" diyoruz!
Diyoruz ki:
"Sizin tutum ve davranışlarınızın bir tek mantığı var. O da
çalıştığınız yayın grubunun çkarlarının yönüdür. Çalıştığınız yayın
grubu, daha önceki hükümetlerle hep içiçe olup, işleri merkezden
yönetmeye alıştığı için, iktidara uzak olduğu dönemde, Erdoğan
saldırılacak bir siyasi kimlikti. Hatta yürüyen sistemi bozabilecek
bir fenomendi. Bu yüzden iktidara gelmesin diye bir sürü haber ve
yorum yaptınız. Fakat sizi de ezerek iktidara geldi. İşte o zaman
da rota değişti. Yerden yere vurulan Erdoğan büyük başbakan
oldu."
Bu tabloyu, "Erdoğan değişerek beni yanılttı" şeklinde 4 kelimelik
bir cümle ile açıklamak mümkün mü?
Analitik düşünelim.
Eğer o haberler ve hakarete varan yazılar sonucu, Erdoğan başbakan
olamasaydı, manzara ne olacaktı?
Kim iktidar olduysa bu defa onlara methiye düzeceklerdi.
Buna düpedüz "karşı çıkılmış iktidara" yanaşmak denir. Ama
gazetecilik denmez.
Arabayı devirmeye çalış, yola çıkınca da üstüne binip türküsünü
söyle...
Tabii ki birçok şey değişti, değişiyor, değişebilir ve değişecek
de...
Ama sizin için asıl değişen şu:
Başbakan değilken, Erdoğan'ın başbakan olmasıdır. İktidarın el
değiştirmesidir.
Erdoğan, gösterdiği yüksek değişim performansı ile, herhalde Aydın
Doğan'ı da bir hayli yanıltmış olmalıdır. Belli ki Altaylı sadece
patronunun duygu ve düşüncelerine tercüman olmakta...
Yoksa "Altaylı methiyeleri" Hürriyet'te yazılabilir miydi? Hani şu
seçimlerden önce, "Erdoğan'ın bir milyar dolar parası var" diye
haber yapan gazetede yani...
Bu gazeteci, Şair Nedim'i geçti mersiyeleriyle...
Herhangi bir "narsist", eğer "özeleştiriye" benzer bir iki satır
karalıyorsa anlayın ki, mecbur kalmıştır.
Çünkü "iktidar" devam ediyor.
Bildiğiniz gibi, haklı veya haksız olarak Fatih Altaylı, Cem Uzan'a
da çok saldırdı.
Ya Cem Uzan başbakan olsaydı!..
Düşünmek bile istemiyorum.