Fatih Altaylı ve AK Partili Mustafa Şen arasında Suriyeli kavgası: Aklımızla alay etmeyin
Abone olFatih Altaylı ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şen arasında Suriyeli sığınmacı tartışması çıktı. Türkiye'ye mübadele sonrası gelenleri Suriyeliler ile kıyaslayan Şen'e Altaylı tepki göstererek "Aklımızla alay etmeyin" dedi.
Habertürk yazarı Fatih Altaylı, Suriyeli sığınmacılar
üzerinden yazdığı yazı üzerine "Lozan imzalandığında içerideki
nüfusun yarısı sınırların dışından gelenlerden oluşuyordu ve kimse
kimseye 'git' dememişti" diyen AK Parti Genel Başkan
Yardımcısı Mustafa Şen'e yanıt verirken, "Suriyeli ve Afgan ve
Iraklı ve Afrikalı göçmenleri nasıl olur da dağılan bir
imparatorluğun Müslüman tebaasını ana vatana getirmesi ile
kıyaslarsınız? Onun adı mübadele idi" dedi.
Bir hafta önceki yazısında, AK Partili Mustafa Şen'in sığınmacılarla ilgili paylaşımına işaret ederek, "'Önce Türkler gitsin' diyen AK Parti sözcüsüne sormak isterim, 'Savunduğunuz Suriyeliler topraklarımızı savaşarak mı bizden aldılar. Yoksa savaştan kaçarak mı! Yoksa savaşı bir sonraki aşamada bize karşı mı yapmayı düşünüyorlar?" diyen Fatih Altaylı, AK Partilili Mustafa Şen'in kendisine gönderdiği yanıtı paylaştı.
Şen: Lozan imzalandığında içerideki nüfusun yarısı sınırların
dışından gelenlerden oluşuyordu ve kimse kimseye 'git'
dememişti
Şen, yanıtında," Muhtelif televizyon programlarında da dile
getirmiş olduğum gibi -belki sizin programınızda da-, nihai olarak
dönmeleri stratejik olarak daha iyi olacaktır. Suriye’de nüfus ve
tapu kadastro daireleri ABD, DAEŞ, PKK, PYD, Rejim, İran ve Rusya
güçleri tarafından bilinçli olarak pek çok yerde tarumar
edilmiştir. Orada korkunç bir nüfus ve mal mülk mühendisliği
yapılmıştır. Suriyelilerin, hususen Türkmenlerin, canlı şahitler
varken, geri dönüp yurtlarına, mallarına, mülklerine sahip
çıkmaları gerekir. Bu stratejik bir önceliktir. Özellikle, diğer
tüm Türk yurtlarından gelenlerin de böyle yapması gerekir; aksi
takdirde o yurtlar zamanla Türk yurdu olmaktan çıkar. Bu konuda dün
de böyle düşünüyordum, bugün de böyle düşünüyorum. Ancak; bu,
Avrupalıların bize yaptığı gibi, yabancı düşmanlığı yaparak,
mülteci düşmanlığı yaparak ve ayrıca üç gün önce gelenin üç gün
sonra geleni kovduğu bir şekilde olabilemez. Hatırlayacak olursak,
Lozan imzalandığında içerideki nüfusun yarısı sınırların dışından
gelenlerden oluşuyordu ve kimse kimseye git dememişti. Çünkü Türk
milleti hiç bir zaman ayrımcı, yabancı düşmanı, mülteci/muhacir
düşmanı olmadı; olmayacaktır da…" dedi.
Altaylı: Niye bizim aklımızla alay ediyorsunuz?
Altaylı ise, Şen'in geçen hafta “Suriye’den gelenlere sordum.
Diyorlar ki: İlk olarak bizden önce gelenler geldikleri yere
gitseler, biz de yol yordam öğrensek, sonra biz
gitsek" ifadelerini kullandığı tweet'ini hatırlatarak şöyle
devam etti:
"Mustafa Bey, bu 'Önce Türkler gitsin' demek değil de ne demek! Siz ciddi adamsınız. Niye bizim aklımızla alay ediyorsunuz. Yapmayın lütfen. Suriyeli ve Afgan ve Iraklı ve Afrikalı göçmenleri nasıl olur da dağılan bir imparatorluğun Müslüman tebaasını ana vatana getirmesi ile kıyaslarsınız? Onun adı mübadele idi. Türkiye topraklarındaki gayrı Müslimler gitti, oralardaki Müslüman Türkler geldi. Arada zavallı Hristiyan Türkler de kaynadı gitti o ayrı.
Hani bugün çok övünüyorsunuz ya 'Yüzde 99’u Müslüman olan ülkemiz' diye. O mübadele olmasa idi yüzde 60’ı Müslüman olacaktı bilesiniz. Üstelik genel başkanınızın 30 yıl kadar önce Bulgaristan’da Todor Jivkov’un Türkleri Hristiyanlaştırma politikasından kaçıp gelen Müslüman Türkler’e karşı neler dediği de hala aklımızda. Mustafa Bey, merak buyurmayınız. İnsanlık konusunda kimseden aşağı kalmayız. O mültecilerin durumunu en az sizin kadar anlarız, hissederiz. Onlar için en az sizin kadar yanarız. Üstelik de onları ucuza çalıştırıp, üzerlerinden 'Kirli para kanlı para' kazananlardan olmadığımız halde anlarız. Bu konuda hemfikir olduğumuz açıktır.
Söylediğimiz, artık ülkelerine dönmeleri için gereken şartları oluşturalım, ülkelerini yeniden kurmalarına destek olalım diyorum sadece. Bu misafirlik çok uzadı diyoruz. Önce salona yerleştiler. Yakında yatak odamıza girecekler. Sonrası felaket zaten.