Fatih Altaylı Sabahta!
Abone olEvet yanlış okumadınız Altaylı Sabah'ta yazdı. Bir günlüğüne köşeyi kapattı. Peki nasıl oldu bu iş?
Sabah'tan istifa eden Fatih Altaylı, Sabah'ta Hıncal Uluç'un
köşesinde yazdı. Tahmin edildiği gibi konu hükümetin uzlaşmaya
gittiği POAŞ'tı..
Bu konunun uzmanı Altaylı sayılırdı. Çünkü POAŞ'ın her sahasını en
iyi o biliyordu. Altaylı, aktif olarak medyada görev almasa da
Aydın Doğan'ın peşini yine bırakmadı.
Bu ikili Uluç'un günlerdir cevabını aradığı soruların
muhataplarıydı.
Hal böyle olunca Uluç Altaylı'ya seslendi: "Bir şey
söylemek istersen, köşem açık". Bu duyurudan sonra
Altaylı, Uluç'a bir mektup yolladı. Mektubu konunun iyi anlaşılması
için kısaltmadan veriyoruz:
İşte Altaylı'nın Uluç'un köşesindeki POAŞ yazısı:
Önce bu haberin hikâyesini anlatayım.
Haber bazılarının iddia ettiği gibi hükümet tarafından bize
iletilmedi.
POAŞ'taki vergi incelemesini ve bir rapor yazıldığını bize ilk
olarak duyuran POAŞ içindeki bir kaynaktır.
Böyle bir raporun hazırlandığını öyle öğrendik.
Ardından ekonomi muhabirimiz Rahim Ak, raporun varlığını Maliye
kaynaklarından teyit ettiğinde tarih 2006 yılının Mart ayıydı.
Bunu takiben raporun yazım aşamasını adım adım takip ettik.
Ağustos 2006'da raporun yazımının İstanbul'da tamamlandığını
öğrenince Gelir İdaresi Başkanı Osman Arıoğlu'nu aradım ve raporun
durumunu sordum.
Vergi gizliliği gerekçesiyle bilgi vermeyi reddetti.
Daha sonra raporun Merkezi Okuma Komisyonu'nda ele alınmak üzere
Ankara'ya gittiğini öğrendim.
Bu arada çeşitli defalar Gelir İdaresi Başkanı Osman Arıoğlu ile
konuştum. Her seferinde raporun varlığını reddetti ve bunu haber
yapmamız halinde yasal yaptırımlarla karşılaşacağımızı söyledi.
Rapor Kasım 2006'da Merkezi Okuma Komisyonu'ndan çıktı.
Bu sırada Maliye içindeki bir kaynak, bize bu raporun işleme
koyulmasının engelleneceğini Doğan Grubu ile Maliye arasında böyle
bir uzlaşma sağlandığını ve raporun 2006, 31 Aralık gecesi zaman
aşımına uğrayacağını fısıldadı.
Bunun üzerine defalarca Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ı aradım.
Bir yanıt alamadım.
Bu arada köşemde raporun varlığından haberdar olduğumuzu
yazdım.
Bu sırada bir vergi uzmanı dostum ziyaretime geldi ve "İşte
aradığın rapor" diyerek bir kopyasını gösterdi.
Osman Arıoğlu'nu aradım. Raporun zamana aşımına uğratılacağı
dedikoduları olduğunu söyledim.
"Böyle bir şey olmaz, Ayrıca sizi ilgilendirmez. Her rapor işleme
konulur diye bir şey yok" dedi.
Bunun üzerine Teke Tek programına konuk olduğu akşam Başbakan'a
raporun ayrıntılarını anlattım ve "Bir işlem yapmayacak mısınız?"
diye sordum.
Bilgileri not aldı ancak hiçbir yanıt vermedi.
İki gün yanıt bekledim ve zaman aşımına uğramasına kısa bir süre
kala raporu yayınladım.
Olayın öyküsü budur. Israrlı bir takipçiliğin sonucu oluşmuş bir
haberdir.
Hükümetin Doğan Grubu'nu sıkıştırması için bizim yayın yapmamıza
gerek yoktur. Rapor tek başına iyi bir sıkıştırma nedenidir. Hatta
bu raporun ortaya çıkmadan Doğan Grubu'na karşı kullanılması
hükümetin çok daha işine gelir.
Grubun gazetelerinin hükümete verdiği desteğin samimi olduğu
konusunda daha inandırıcı olur. Bizim yayınımız DoğanHükümet
ilişkisinin su üzerine çıkmasını sağladığı için her iki tarafı da
sıkıntıya sokmuştur diye düşünüyorum.
Zaten SABAH'a TMSF tarafından el koyulması ile ilgili süreç de
bundan sonra başlamıştır.
Normal şartlarda cezası ve gecikme faizleriyle birlikte 3 milyar
YTL (Eski para ile 3 katrilyon lira ya da 2,3 milyar dolar) olan
vergi aslı ve cezası SABAH'ın özgürlüğünün kısıtlandığı bir dönemde
kuşa çevrilmiştir.
Tüm vergi uzmanlarının ve Maliyecilerin "1,2 milyar YTL'nin altına
inmesi mümkün değil" dediği borç 275 milyon YTL'ye
düşürülmüştür.
Vergi borcu neredeyse yok seviyesine indirilmiş olsa da, benim
açımdan mesele kapanmıştır.
Yalan dedikleri haber doğru çıkmış, Doğan Grubu vergi kaçakçısı
olarak tescillenmiş, kayıtlara geçmiştir. Aydın Doğan şahsen 50 yıl
vergi şampiyonu olsa da ödeyeceği miktar, kaçırdığı tescillenen
verginin KDV'si kadar bile olmayacaktır.
Doğan Grubu ile ilgili haberlerimizde hükümet etkisi yoktur.
Bu haberlerden dolayı bana zaman zaman "Şerefsiz eski patronu
hakkında yazıyor" dendiğini de biliyorum.
Benim eski veya yeni patronlarımın vergi kaçırma, haksızlık
usulsüzlük yapma hakkı yoktur.
"Eski patronu olduğu için yazmıyor, yazamıyor şerefsiz"
diyeceklerine, "Eski patronu hakkında bile yazıyor şerefsiz"
demelerini yeğlerim.
Sana sevgilerimi sunuyor, neredeyse bir aydır yazamadığı için
kudurmak üzere olan bir gazeteciye köşeni açtığın için teşekkür
ediyorum.
Sevgiler.
Fatih Kardeşin.