Fatih Altaylı fena sobelendi!
Abone olMilliyet yazarı Metin Münir, verdiği bir röportajda Fatih Altaylı’ya geçmişte yaşananları nasıl hatırlattı?
GAZETECİLER.COM - Yeni Harman dergisinin son sayısında Başar Başaran’ın, Milliyet gazetesinin farklı yazarlarından Metin Münir ile yaptığı röportaj çok ses getirecek gibi görünüyor.
Münir gazetelerin işleyişinden, muhabirlerin yerine yazarların önemsenmensin dek Türk medyasındaki pek çok olguya farklı bir boyuttan bakıyor ve ciddi eleştiriler getiriyor. İşte Metin Münir ile Başar Başaran’ın yaptığı röportajdan çarpıcı bölümler.
“Deveye sormuşlar niye boynun eğri nerem doğru ki demiş. Türkiye medyasının neresi doğru ki” diyen Münir sözlerini şöyle sürdürüyor: “Yeryüzünde her sayfada köşe yazarı olan bir gazetecilik yok. Burada her sayfada bir köşe yazarı var ve yüz sene orada oturuyor ve her konuda yazı yazıyor. Bunların birçoğu ne kitap okur, ne gezer, ne entelektüel bir ilgisi vardır. Aynı şeyleri tekrar, tekrar yazar durur. Kimisi ağlayarak yazarak kimisi kızarak yazar. Kapalıçarşı'yı düşün. Türk medyası bir Kapalıçarşı’dır. Her köşe yazarının bir dükkanı var. Okurlar onların önünden geçer kiminden mal alır kiminden almaz.”
“MUHABİRLİK YAPMAMIŞ GENEL YAYIN YÖNETMENLERİ VAR”
“Gazeteciliğin temeli muhabirliktir. Haberdir çünkü gazete.” diyen Münir’e göre “Türkiye'deki en önemli gazetecilerin muhabirler olması gerekir.”
Milliyet yazarı Münir Türk medyasına yönelik eleştirilerini şöyle sürdürüyor:
Bizde bir gün gazetecilik yapmamış Genel Yayın Yönetmenleri var. Biz de gazeteleri hiç muhabirlik yapmamış insanlar çıkarır. Gidin bütün gazetelerin mutfaklarına oradaki insanlarla konuşun. Göreceksiniz ki içlerinde muhabirlik yapan bir adam bulamazsınız. Bu nedir? Askerlik yapmamış bir adamın general olması gibi bir şey. Adam bilmiyor çünkü. Hayatında benim gibi altı saat Başbakanlığın kapısında Başbakan ile bilmem kim çıksın diye beklememiş ki. Ayaklarına kara sular inmemiş ki. O işi yapmayan adam bugün o işi yapmakta olan adamı nasıl anlasın? Bu haliyle gazeteciliğin Türkiye'nin en yetenekli insanlarını çeken bir meslek dalı olduğunu iddia etmek çok zor.”
“ALTAYLI YALAN HABERDEN MAHKUM OLDU”
Fatih Altaylı’nın ‘Baykal yat aldı’ haberine de değinen Münir, “Bir defa bir politikacının yat almasının suç olduğuna inanmıyorum” diyor ve ekliyor “Şimdi mademki Baykal bunu hakaret olarak kabul etti, iddia sahibi bunu kanıtlamalıdır. Diyelim ben yatı sattım diyorum. Birisi de bana 350.000 dolar verdi. Bunu nasıl verdi? Nakit mi verdi? Çek mi verdi? Bir gazetecilik olayıdır bu. Sen bunu kanıtlayamıyorsan yazamazsın. Baykal mahkemeye verdi, bu Altaylı için kanıtlamak şansıdır. Eğer belgeleri gösteremezse de beş on bin lira bir cezaya çarptıracak.”
Ancak mahkemede Altaylı’nın bu durumu kanıtlayamasa bile istifa etmeyeceğini düşünen Münir, geçmişte yaşanan benzer bir olayı da hatırlatmadan edemiyor:
“Fatih Altaylı, birisine kasten zarar vermek için haber uydurduğu için mahkeme tarafından suçlu bulundu ve para cezasına mahkum oldu. Mahkemede yalan haber yazdığı teyid edilmiş bir adam. Andrew Finkel'in tarihçi karısı için Osmanlı arşivinden doküman çaldı ve artık arşive sokulmuyor diye haber yaptı. Ama şimdi genel yayın yönetmeni.”
FİNKEL, ALTAYLI’DAN 2 MİLYAR TAZMİNAT KAZANMIŞTI
Hatırlanacağı gibi Hürriyet gazetesinde çalıştığı zaman Fatih Altaylı, gazeteci Andrew Finkel’in eşi Osmanlı tarihçisi Dr. Caroline Finkel’in devlet arşivinden belge çaldığını ileri sürmüş, Finkel’in Altaylı’yı mahkemeye vermesinin ardından 2000 yılında Finkel, Altaylı’dan 2 milyar lira tazminat kazanmıştı.
Başar Başaran'ın Metin Münir ile gerçekleştirdiği röportajın tamamını Yeni Harman dergisinin son sayısından okuyabilirsiniz.