Fast Food kanseri tetikliyor
Abone olUzmanlar fast food beslenen bugünün çocuklarının ileride ciddi kanser riskleriyle karşı karşıya olduğunu belirtiyor.
Tıbbi Onkolog Prof. Dr. Gökhan Demir, çocukları fast
food yiyeceklere yöneltmenin tehlikeli olduğunu, kanserin 10-15 yıl
içinde ortaya çıktığını, bu yüzden bugünün çocuklarının risk
altında olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Demir, gelişen tıp sayesinde bazı kanser
mutasyonlarında kemoterapiye gerek kalmadan yalnızca ilaç tedavisi
ile de yüzde 85 oranında kanserin kontrol altına alındığını
belirtti.
TÜRKİYE’NİN KANSER PROFİLİ DEĞİŞTİ
4 Şubat Dünya Kanser Günü nedeniyle açıklama yapan Tıbbi Onkoloji
Derneği Başkan Yardımcısı, İç Hastalıkları ve Tıbbi Onkoloji Uzmanı
Prof. Dr. Gökhan Demir, “Yaklaşık 10 yıldır kanser tüm ölüm
nedenlerinin arasında yüzde 12’den yüzde 20’ye çıktı. Yüzde 8’lik
bu artış Türkiye’deki kanser vakalarının da önemini artırdı. Bu
artışın en önemli nedenleri arasında, tarama programlarının aktif
olarak uygulanmasıyla birlikte çok sayıda tümörün daha erken bir
sürede teşhis edilmesi yer alıyor” dedi.
Prof. Dr. Demir sözlerine şöyle devam etti: “Kansere bağlı ölüm
artışında bir diğer neden de Türkiye’nin kanser profilinin
değişmesidir. Batılı ülke tipi kanserlerden, doğulu ülke tipi
kanserlerine geçiş oldu. Batılı toplumda kanser görülme sıklığı
daha fazladır. Batılı tip kanser profili dediğimiz zaman prostat,
meme, kalın bağırsak ve akciğer kanseri daha fazladır. Doğu tipi
ülke kanserlerinde ise mide, rahim ağzı, akciğer fazla görülür.
Bunda beslenme alışkanlıkları, yaşam ömrünün uzaması, diğer
hastalıkların kontrol altına alınması gibi nedenleri
sayabiliriz.”
BUGÜNÜN ÇOCUKLARI TEHLİKEDE
Kanserden korunmak için Akdeniz diyetini, sebze, meyve, balık,
salata, zeytinyağı gibi yiyecekleri önerdiklerini açıklayan Prof.
Dr. Demir, “İşlenmiş gıdalardan uzak durmak gerekir. Ama
çocuklarımızı fast food kültürüne doğru yöneltiyoruz. Kanser öyle
bir hastalık ki 10-15 sene sonra etkisi çıkıyor. Bugünün çocukları
risk altında. Bunun yanında yapılan tüm kampanyalar rağmen sigara
tüketimi azalmaya başlamadı. Sigara, ülkedeki kanser sıklığının
riskini artıran önemli bir faktör” diye konuştu.
Eskiden kanser hastalarının tedavisinde konfeksiyon tedaviler
yapıldığını, kişiye özel bir tedavi yöntemi izlenmediğini belirten
Prof. Dr. Demir, “Şu an kişiye özel tedavi planlanıyor. Son
yıllarda moleküler ve genetik bilimlerinin gelişmesiyle aynı
patolojik grup altında genetik özellikleri birbirinden çok farklı
kanserler olduğu belirlendi. Bunların seyirleri ve tedaviye
cevapları çok farklı olabiliyor. Bu yüzden moleküler ve genetik
yollar öğrenildikçe bir takım hedefler belirlendi. O hedeflere
yönelik de bazı ilaçlar geliştirildi. Akciğer kanserinin bazı
tiplerinde hiç kemoterapi verilmeden, sadece ağızdan kullanılacak
akıllı ilaçlarla kemoterapinin yarattığı etkiye eşit etki yaratmak
mümkün. Kanser hücresinde EGFR ve ALK mutasyonlarına bakıp, hastaya
kemoterapi veremeden sadece ilaç tedavisi uygulayabiliyoruz. Kanser
hastalarının 3’te 2’sinin beş yıldan uzun süre yaşadığını
unutmayalım” şeklinde konuştu.