FAS KRALI BAŞDANIŞMANI: TÜRKİYE’YE MİNNETTARIZ”
Abone ol“Arap Dünyasında Değişim ve Son Gelişmeler” panelinde Arap ülkeleri ve Suriye’deki yaşanan iç savaşı değerlendiren Fas Kralı Başdanışmanı Mo...
“Arap Dünyasında Değişim ve Son Gelişmeler” panelinde Arap
ülkeleri ve Suriye’deki yaşanan iç savaşı değerlendiren Fas Kralı
Başdanışmanı Moujahed Saad Eddine El Amiri, Türkiye’nin Suriye
politikasını takdir ederek, “Türkiye’nin bu meselede rolü
pozitiftir. İnsani bir yaklaşımı vardır. O yüzden Türkiye’ye
minnettarız” dedi.
Güngören Belediyesi tarafından gerçekleştirilen “Arap Dünyasında
Değişim ve Son Gelişmeler” panelinde Arap Baharı’ndan sonra bölgede
yaşanan gelişmeler ve Suriye’deki iç savaş ele alındı.
Moderatörlüğünü Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma’nın yaptığı panelde
Fas Kralı Başdanışmanı Moujahed Saad Eddine El Amiri, Prof. Dr.
Yasin Aktay ve Yazar Turan Kışlakçı yaptıkları konuşmalarda Arap
rejimlerini ve Suriye’de yaşanan karışıklığı tartıştı.
Fas Kralı Başdanışmanı Moujahed Saad Eddine El Amiri, Arap
Baharı’ndan sonra meydana gelen oluşumun devrimler kadar başarılı
olduğunu belirtti. El Amiri, “Arap alemi şuanda değişim
sürecindedir. Bu değişim süreci iç ve dış faktörlere bağlıdır. Ben
devrim demiyorum, hareketlilik diyorum. Bu hareketliliğin programı
çok dar bir çerçevedeydi. Bu siyasi programın çerçevesi sadece
rejimin değişmesi üzerine bina edilmiş bir programdır. Bazı Arap
ülkelerinde rejim değişikliği yapıldıktan sonra, rejim sonrası için
siyasi bir program hazır değildi. O yüzden değişim sonrası olan
süreç, devrim sürecinden çok daha başarılı değildi. Bu süreci net
olarak Tunus’ta, Mısır’da gördük” diye konuştu.
“TÜRKİYE’YE MİNNETTARIZ”
El Amiri Türkiye’nin Suriye’ye yönelik insancıl tavrından dolayı
memnun olduklarını dile getirerek, “Suriye’ye değişik bir
çerçeveden bakmamız gerekir. Tabi ki Suriye’nin değişik olmasının
birkaç sebebi vardır. Bu sebeplerin en başında Suriye toplumunun
değişik Arap toplumlarından farklı olmasıdır. Değişik Arap
toplumlarına baktığınız takdirde kitlesel toplum olarak bir çeşit
insan görüyoruz. Bu Suriye’de tamamen değişik olan bir meseledir.
Rejime baktığımız takdirde dikte rejim Mısır’daki, Tunus’taki ve ya
değişik Arap ülkelerindeki dikte rejimlerden birçok farkı vardır.
Diğer Arap ülkelerin halklarının da baskı altında olduğunu
biliyoruz ama halka karşı bir katliam yapılmamıştır. Suriye’deki
rejim ise babadan oğla geçen bir katliam mirası vardır. Suriye
halkına dış çevrelerden hiçbir destek gelmemiştir. Türkiye’nin bu
meselede rolü pozitiftir. İnsani bir yaklaşımı vardır. O yüzden
Türkiye’ye minnettarız. Benim bu çerçevede tavsiyem Türkiye’deki
politikacılar Suriye ve diğer Arap ülkeleriyle ilgili politika
yaparken siyasetle beraber ahlaki yönünü hiçbir zaman unutmamaları
gerekir” dedi.
Fas Kralı Başdanışmanı Moujahed Saad Eddine El Amiri, Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’de olduğu
kadar Arap dünyasında da çok sevildiklerini söyledi.
“BU REJİMLER KENDİ HALKLARINA KARŞI KURULMUŞ REJİMLERDİ”
Prof. Dr. Yasin Aktay yaptığı konuşmada, Arap dünyasında mevcut
olan rejimlerin hemen hemen birbirine benzediğini belirterek,
“Ortak özellikleri vardı. Hepsi de birer kurtarıcı diktatördü.
Onlardan önceki yönetimi askeri darbeyle aldıkları ve bir şekilde
yönetimi değil rejimi devraldıkları şahısların hepsi soğuk savaş
yıllarında ülkelerini bağımsızlığa kavuşturmuş, ülkelerini
sömürgeden kurtarmış bir kahraman gibi görünüyorlardı. Aslında bu
rejimlerin hepsinin ortak özelliği hepsi birer ulus devlet olarak
uluslararası anlaşmalarla kurulmuş olmalarıdır” dedi.
Aktay, güçlü devletlerin yaptıkları uluslararası anlaşmalarla Arap
ülkelerini sömürdüklerini ifade ederek şunları söyledi;
“Rusya, Amerika, İngiltere kendi aralarında bir şekilde
anlaşmışlar. Buralarda bu ülkelerin artık doğrudan sömürge yerine
bu tür temsilciler üzerinden yürütülmesine karar vermişlerdir. Bu
ülkeler uluslar arası anlaşmalarla kurulduğu için dışarıdan bir
tehdit gelmiyordu. Buna rağmen bu ülkeler inanılmaz büyüklükte
ordular beslemeye devam etti. Bu orduların tek bir hedefi vardı, o
da halktı. Bu rejimler kendi halklarına karşı kurulmuş
rejimlerdi.”
Yazar Turan Kışlakçı ise yaptığı konuşmada, devrim kavramını ve
dünyada yaşanan devrimlere değindi. Arap ülkelerinde yaşanan
devrimlere de değinen Kışlakçı, “Dünyada değişim yaşanıyorsa, o
dalganın, o tsunaminin önünde durmayın. Eğer o dalganın önünde
durursanız, o dalga sizi alır götürür. Size düşen ya dalgaya
katılmak, ya da dışarıda durup o dalgaya yön vermek. Bu gün Arap
dünyasında bir tsunami, bir çığ yaşanıyor. Bu çığın önünde durmamak
gerekiyor” dedi.
(İHA)